Düşük kur-düşük faiz politikası, Türkiye’de enflasyon rakamlarını düşüremezken, ihracatçının daha katma değerli ihracat yapmasını önlerken, ithalatın miktar ve değer olarak ihracattan çok daha fazla artmasına ve dış ticaret aç...
Düşük kur-düşük faiz politikası, Türkiye’de enflasyon rakamlarını düşüremezken, ihracatçının daha katma değerli ihracat yapmasını önlerken, ithalatın miktar ve değer olarak ihracattan çok daha fazla artmasına ve dış ticaret açığının kar topu gibi büyümesine yol açıyor.
İZMİR (İGFA) - Türkiye’nin, son yıllarda uyguladığı kur ve faiz politikası nedeniyle ithalata daha fazla kaynak ayırmak durumunda kaldığı, ihracattan daha az döviz geliri elde ettiğini Türkiye İstatistik Kurumu verileri destekler nitelikte.
Türkiye’nin 2022 yıllarındaki dış ticaret performansı incelendiğinde ithalatı miktar bazında yüzde 8,2 artarken, bu ithalata ödediği dövizdeki yükseliş yüzde 24’e ulaştı.
İhracatımızın miktar ve değer artışına baktığımızda TÜİK verileri Türkiye’nin, 2022 yılında ihracatının miktar bazında yüzde 4,8 artabildiğini, ihracattaki değer artışının ise; yüzde 8 ile sınırlı kaldığını ortaya koyuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı Dış Ticaret Endeksleri; Türkiye’nin düşük kur politikasının dış ticaret dengesini de bozduğunu gösteriyor.
Türkiye 2021 yılında 46 milyar dolar dış ticaret açığı vermişken, 2022 yılında dış ticaret açığının 110 milyar dolara dayandığı görülüyor.
Türkiye’nin dış ticaret verilerini yorumlayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin ihracat miktarındaki artışın 2021 yılında yüzde 17 iken, 2022 yılında yüzde 5’e gerilediğini, buna karşın ithalat miktar endeksindeki artışın 2021 yılında yüzde 3,3 iken, 2022 yılında yüzde 8,2’lik ilerlediğine dikkati çekti.
İhraç ürünlerinin 2022 yılında değer bazında yüzde 8 artış gösterdiğini buna karşın ithalatın yüzde 24 daha pahalı yapılır hale geldiğini aktaran Eskinazi, “İthalatımızdaki artış hem miktar, hem de değer olarak ihracatımızın artışının çok üzerinde. Türkiye düşük kur-düşük faiz politikasıyla enflasyonu düşürme, kişi başı milli geliri yüksek gösterme çabası içerisinde. Bütün bunlar kulağa hoş gelen hedefler ancak ekonominin dinamikleriyle örtüşmüyor. Düşük kur, düşük faiz politikasına geçtiğimizden beri enflasyon tüm yakıcılığıyla arttı ve son 25 yılın en yüksek seviyelerini gördük. Dış ticaretimizde bu süreçte olumsuz etkilendi. 2021 yılında 46 milyar dolar olan dış ticaret açığımız, 2022 yılında 110 milyar dolara dayandı. Bu tablo Türkiye’ye bu zaman diliminde yabancı yatırım girişinin de ötelenmesine neden oluyor” şeklinde konuştu.
BÖYLE GİDERSE DIŞ TİCARET AÇIĞI 160 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK
Türkiye’nin 11 ilini vuran büyük bir deprem yaşadığına işaret eden Eskinazi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu gerçekleştiren bölgemizde yaşadığımız deprem nedeniyle üretim ve ihracatta düşüşler yaşanacak. Bu durum 2023 yılında Türkiye’nin genel performansını da etkileyecek. Diğer bölgelerimizdeki ihracatçılarımızın üzerine düşen sorumluluk bir kat daha artacak. Biz 365 gün 24 saat çalışarak bu açığı kapatmaya hazırız. Bu zeminde Türk ihracatçılarının daha rekabetçi olabileceği bir ekonomik iklim ülkemiz için daha faydalı olacaktır. Bu yönde adımlar atılmadığı takdirde dış ticaret açığımız 160 milyar dolara ulaşacaktır.”