1962 yılından bu yana, “27 Mart Dünya Tiyatro Günü” olarak kutlanmaktadır.
1962 yılından bu yana, “27 Mart Dünya Tiyatro Günü” olarak kutlanmaktadır. Bugün 55’nci kez kutlanan tiyatro günü nedeniyle, oyuncu, yönetmen Rus kökenli Prof. Anatoli Vassiliev tarafından kaleme alınan, “2016 Yılı Dünya Tiyatro Günü Bildirgesi”nde; aşağıda özetle vurgulanan önemli saptamalara yer verilmiştir.
“Tiyatroya ihtiyacımız var mı? , Niçin ihtiyacımız var tiyatroya? Neyimiz oluyor tiyatro? Tiyatro ne söyleyebilir bize? Yol’lu sorularını; Tiyatro her şeyi anlatabilir şeklinde yanıtlıyor ve tiyatronun aydınlatmacı işlevine dikkat çekiyor. Devamla; kendisi ışığın en şeffaf yanını oluşturur, ne güneye aittir, ne kuzeye, ne doğuya, ne batıya. Hayır, hayır kendisi ışığın özüdür, dünyanın dört köşesinde parlar diye açıklıyor.
Günümüz dünyasını tanımlarcasına; şimdi seküler kültür gitgide güçsüz düşürülmektedir. Adına “kültürel bilgi” denilen şeyler yavaş yavaş en basit varlıkların yerlerini alıp, onları devre dışına itmektedir. Teknik öteberinin ve bilgisayarların cehenneme kadar yolu var; onlara boş verip, tiyatroya gidin. Kesinlikle ihtiyacımız olmayan bir başka türü de günlük terör tiyatrosudur. Kişiler veya örgütler tarafından sergilenen, başkentlerde ya da taşrada, sokaklar veya meydanlarda sahne alan ceset ve kan tiyatrosudur; Dinleri ve etnik kökenleri çatıştıran sahte bir tiyatrodur o diyerek de, günümüz dünyasına göndermede bulunuyor, uyarıyor.
Ülkemiz adına; oyuncu, yönetmen Prof. Dr. Zeliha Berksoy tarafından kaleme alınan, 2016 yılı bildirgesinde ise; Shakespeare’in,“doğduğu gün de, bugün de tiyatronun amacı nedir? sorusuna; dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymaktır” değerlendirmesine yer veriyor; Tiyatroların yaşatılması ve yaygınlaştırılması ihtiyacına göndermede bulunuyor. Nazım Hikmet’in aşağıdaki dizeleriyle bildirgesini sonlandırıyor.
“Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
Anlamak, o, bir müthiş bahtiyarlık,
Anlamak gideni ve gelmekte olanı”
Yine; tiyatro sanatına emek vermiş, üzerine düşen sorumluluğu bugüne dek büyük bir özveriyle yerine getirmiş olan Ali Poyrazoğlu, yakın bir tarihte yaptığı bir söyleşi esnasında; “tiyatro, oyun bittikten sonra kapıdan seninle beraber çıkıp evine gelip hayatına karışan bir şeydir. Zihninde yeni sorulara, yeni gündemlere yer açar ve sana hayatın üstüne yürüme cesaretini aşılar…” şeklindeki bilgelik içeren özlü değerlendirmeye yer veriyor. Bu bağlamda; içinde bulunduğumuz kaos ortamında; insanlık aleminin tiyatro sanatının aydınlatmacı işlevine ne denli gereksinimiz olduğunu bizlere hatırlatıyor.
“Dünya Tiyatro Günü”nün anısına ithafen; Tiyatro sanatımızın bugünlere ulaşmasına vesile olan, merhum Haldun Taner, Müşfik Kenter, Talat Halman vs. rahmetle, efsane yiyatro sanatçılarımız Yıldız Kenter, Genco Erkal vs. şahsında yaşayan tüm sanatçılarımızı ise, minnetle anıyor, saygıyla selamlıyorum.
Yaşasın sanat, tiyatro, hayat.
Saygılarımla,