AKP iktidarınca; eğitim ve bilim alanında gerçekleştirilen dönüşümlerin temel niteliğinin, piyasacılık (eğitimin ticari bir mala dönüşmesi) ve gericilik (ulaşılmış çağdaş değerlerden geri gidilmesi) olarak tanımlanması
Veriler ve uygulamalar itibariyle, gerçekçi bir değerlendirme olarak kamuoyunda genel kabul görmüştür.
Bu bağlamda, eğitim sektöründe ki istatistiki veriler incelendiğinde; 2013/2014 dönemi itibariyle, İmam-hatip ortaokul-lise toplamının 2,215’e, öğrenci sayısının 714.111’e, ilahiyat fakültesi sayısının 52’ye, öğrenci sayısının 77.704’e ulaştığı görülmüştür. Kuran kursu öğrenci sayısının ise 1 milyon 164’e vardığı tespit edilmiştir. Bugünkü veriler itibariyle ise; 3.200 civarında kurum, 1 milyon 200 bin civarında öğrenci sayısı telaffuz edilmeye başlanmıştır.
Öte yandan; AKP’nin 14 yıllık iktidarı süresince dindar nesil yetiştirme gayret ve proje uygulamasının eğitimin kalitesini düşürdüğü verilerle de kanıtlanmıştır. Örneğin; küresel ölçekte ülkelerin eğitim sistemlerinin öğrencileri ne kadar iyi yetiştirdiğinin ölçümlemesi amacıyla yayınlanan, “PİSA” raporunda; Türkiye’nin 64 ülke arasında 45. Sırada yer aldığı, bu sonuçla da, OECD ülkelerin gerisinde kalındığını açıklanmıştır.
Yine OECD araştırmalarına göre; 15 yaşındaki Türk öğrencilerinin, “eleştirel düşünce ve problem çözme becerilerinin” sadece yüzde 2.2 düzeyinde olduğu, (geçmiş yıllara nazaran matematikte bir sıra geriye düşüldüğü), bu oranın Güney Kore’de yüzde 28, tüm dünya ortalamasının ise yüzde 11 düzeyinde olduğunu deklere etmiştir. Bu değerlendirmeler; öğrencilerin problem çözme yetisini, analitik düşünceye olan yatkınlığını da ortaya koymakta, bu nedenle de büyük önem taşımaktadır.
İdeolojik yaklaşım ve baskılama sonucu eğitim sistemimizde ortaya çıkan olumsuz tablo kendisini çalışma hayatında da hissettirmeye başlamıştır. Bugünlerde İSO’nun açıkladığı, “500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasından; yaratılan katma değer içinde, orta-düşük teknoloji kullanan sanayilerin payı yüzde 39’a çıkarken, orta-ileri teknoloji kullanan sanayilerin payının yüzde 18.9’a indiği, ileri teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının ise, 2014’te olduğu gibi yüzde 3.2’de kaldığı ortaya konmuştur.
Tüm bu ideolojik, çağdışı ve gerici dayatmaların doğal sonucu olarak; verilerle orta konan çöküntüye ilk tepki, “İstanbul Erkek Lisesi” öğrencilerince mezuniyet törenin de ortaya konmuştur. Nazım Hikmet’in “Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak nasıl çıkılır karanlıktan aydınlığa” dizelerini ön alan tepkisel hareket çığ gibi büyümüştür.
Fen, Anadolu, Meslek-Teknik, Sosyal Bilim, Temel, Güzel Sanatlar ve İmam-Hatip’lilerden oluşan 365 lise öğrencisinin oluşturduğu ortak platformun yayınladığı ortak bildiri de; “Sırtımızı karanlığa, yüzümüzü aydınlığa döndük” sloganı doğrultusunda; Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine bağlı, çağdaş bir eğitim sistem taleplerini dile getirmişler, kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya çağırmışlardır.
Ülkemizin içinde bulunduğu zorlu koşullar ve AKP’nin dönüştürücü toplumsal mühendisliği çabalarına karşı n geleceğimizi kurtarmak adına; Cumhuriyet’in ve rejimin kazanımlarının korunması, laiklik, hukukun üstünlüğü ortak paydasında demokratik bir platform oluşturulması, parti ilkeleri gözetilmeden ortak mücadele edilmesi kaçınılmaz gözükmektedir.
Saygılarımla,