ÇİB Başkanı Namık Ekinci: “Dünya ile rekabet için şirket birleşmeleri kaçınılmaz” olduğunu ifade etti.
Çelik İhracatçıları Birliği’nin önderliğinde Türkiye'nin uluslararası pazarlardaki en büyük rakiplerinden Çin’i ziyarete giden çelik sektörü heyeti, modern üretim teknolojilerini yerinde inceledi. Dünya çelik üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiren Çin, üretiminin yüzde 90’ını entegre tesislerde yapıyor. Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Çin ziyareti sonrası yaptığı değerlendirmede, Türk çelik sektörünün dünya ile rekabeti sürdürebilmesi için entegre üretime geçiş sürecini başlatması gerektiğini dile getirdi. Büyük ölçekli yatırımların gerektiği bu model için Türk çelik endüstrisinde, önümüzdeki yıllarda şirket birleşmelerinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ekinci ayrıca, devletten bu konuda teşvik değil sektöre rehberlik etmesini istedi.
Çelik İhracatçıları Birliği’nin Mayıs ayında düzenlendiği “Çelik Sektörünün Teknolojik ve Yapısal Dönüşüm Çalıştayı’na katılan Çin’in en büyük çelik grubu MCC (CISDI)’nin daveti ile Çin’e ziyarete giden Türk çelik sektörü temsilcileri Türkiye’ye döndü. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK yetkilileri ile birlikte Çelik İhracatçıları Birliği başkanlığında organize edilen sektörel heyet Çin’deki çelik tesislerini ziyaret ederek incelemelerde bulundu. CISDI CEO’su Zou Hang’ın ev sahipliğinde gerçekleşen Çin gezisine; Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci ve Türkiye’nin en büyük çelik üreticisi firmalarının temsilcilerine; CISDI Başkan Yardımcısı Wang Liang, Direktör Yang Ningchuan, Genel Müdür Asistanı Wang Yong ve İş Geliştirme Müdürü Jay Ling eşlik etti. Ziyaret sırasında Çelik İhracatçıları Birliği ve CISDI arasında işbirliği Ar-Ge ve tesis tasarımlarına yönelik bir protokol de imzalandı.
Program çerçevesinde; Türk çelik heyeti, Çin'in modern entegre çelik tesislerinde incelemelerde bulunarak sıcak metal şarjının yapıldığı elektrik ark ocaklı tesisleri ziyaret etti. Türkiye’de elektrik ark ocaklı tesislerden entegre tesislere dönüşüm için gereken yatırım maliyetleri ile ilgili de bilgiler aldı. Sanayinin hemen hemen tüm kollarında kullanılan ve yüksek katma değerli paslanmaz sıvı çelik tesisini inceleyerek, kurulmakta olan dünyanın en büyük kapasiteli tesisini gezerek kullanılan son teknolojileri ve uygulanan yenilikleri inceledi. Türkiye’de ise Kibar Holding A.Ş. grup şirketlerinden Posco Assan TST Çelik Sanayi A.Ş., hiçbir teşvik almadan 350 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan İzmit’teki tesisinde paslanmaz soğuk sac üretimi yapıyor. Türkiye ekonomisi için yatırım, istihdam ve katma değer yaratıyor.
TÜRK ÇELİK SEKTÖRÜNE ENTEGRE ÜRETİM MODELİ
Çin’e gerçekleştirdikleri sektörel heyeti değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Türk çelik üreticilerinin dünya ile rekabet edebilmek için işbirliği yapmaları ve cevhere dayalı entegre üretime geçmelerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Dünyada 1 milyar 644 milyon ton çelik üretimi gerçekleştiğini ve bunun da yarısından fazlasını Çin’in tek başına yaptığını vurgulayan Ekinci, “Bizim üretim tarzımızla Çin’in üretim tarzı karşılaştırıldığında, bizde yüzde 75 ark ocaklı tesislerde, yani hurda ile üretim yapılırken, Çin’in ise üretiminin yüzde 90’nını cevherden üretim yapan entegre tesislerde gerçekleştirdiğini görüyoruz. Türk çelik sektörü, büyük oranda hurda ile üretim yapmakta. Dünya ile rekabet edebilmek için bizim de cevhere dayalı üretim modeline geçmemiz gerekiyor. Böylece katma değerli ürünlerin daha çok artmasını sağlayabilir, maliyetleri düşürerek daha rekabetçi ürün elde edebiliriz” dedi.
Namık Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü kurallarına sonuna kadar uyarak, yüksek kaliteli ve rekabetçi fiyatlarla üretim gerçekleştirerek, ürünlerini 200 ülkeye ihraç ediyor. Üstelik bunu herhangi bir teşvik almaksızın başarıyor. Türk çelik sektörünü, Çin’den ayıran en temel fark da budur. Çin, Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uymayarak dampingli ve devlet teşvikli mallar ihraç ederek tüm dünyada haksız rekabet gücü elde ediyor.
Çelik sektörü devletten teşvik değil, yol göstericilik istiyor…
Türk çelik endüstrisinin bugüne kadar müteşebbislerin hizmetleri ve amansız mücadeleleri ile şu an bulunduğu noktaya geldiğini ifade eden Namık Ekinci, ancak bundan sonra bu yöntemle sektörün rekabet gücünü korumasının imkansız hale geldiğini, önemli bir yol ayrımında olduklarını vurguladı. Ekinci, “Dünya ile rekabet edebilmek için gereken değişimi müteşebbislerin tek başına gerçekleştirmesi mümkün gözükmüyor. Bu noktada devletimizin bize rehberlik etmesine, yol göstermesine ihtiyacımız var. Devletten teşvik talep etmiyoruz ve teşvik verilmesine de karşıyız. Dünyada sektör, firmaların firmalarla değil devletlerin devletlerle mücadele ettiği bir platform haline gelmiştir. Bu sebeple devletin bize yol göstermesini istiyoruz” diye konuştu.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı: ‘Şirket birleşmeleri kaçınılmaz”
TÜRKİYE’NİN ÇELİK ÜRETİMİNİ, 8 DÜNYA ŞİRKETİ TEK BAŞINA YAPIYOR…
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, açıklamasında Türk çelik sektörünün geleceği açısından büyük önem taşıyan “konsolidasyon” konusuna da vurgu yaptı. Türkiye’nin global çelik pazarında mücadelesini eşit şartlarda sürdürebilmesi için şirket birleşmelerine ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Sektörün yapısını incelediğimizde Türkiye 36 milyon ton çelik üretirken bu rakam şu an 34 milyon tonlarda. 2014 yılında, dünyada 34 milyon tondan daha fazla üretim yapan 8 tane şirket bulunuyor ve bu 8 şirketin toplam üretimleri 376 milyon ton ile Dünya üretiminin yüzde 23’ünü oluşturuyor. Bu şirketler birleşiyorlar, birleşerek veya satın almalarla büyüyorlar. Büyüdükçe çok önemli avantajlara sahip oluyorlar. Aynı zamanda da riski dağıtmış oluyorlar. Bir önemli noktada bu şirketler halka açılıyor. Bizim de bu yolu izlememiz gerekiyor. Diğer türlü girdiğimiz çıkmaz sokakta takılır kalırız. Sektörümüzde bu vizyona sahip, gelecek projeksiyonunu en iyi şekilde yaparak pozisyonunu olacak çok başarılı girişimcilerimiz olduğuna inanıyorum. Sektörümüzün geleceği adına bu adımları şimdiden planlamalı ve hareket geçmeliyiz. Devletimizden beklentimiz, bize bu yolda yol gösterici olmasıdır.”