Emek Partisi Kocaeli Örgütü: Ekmek zammına tepkisiz kalınmamalı Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü, kentte yapılan ekmek zammına ilişkin açıklama yaptı. Zamlara sessiz kalınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada “Artan girdi fi
Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü, kentte yapılan ekmek zammına ilişkin açıklama yaptı. Zamlara sessiz kalınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada “Artan girdi fiyatları da dikkate alınarak ekmeğe gelen zam belediyeler tarafından sübvanse edilmelidir” denildi.
Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü, kentte yapılan ekmek zammına ilişkin açıklama yaptı.
Zamlara sessiz kalınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada “Artan girdi fiyatları da dikkate alınarak ekmeğe gelen zam belediyeler tarafından sübvanse edilmelidir” denildi.
“İlimizde Perşembe gününden itibaren ekmek zamlı fiyatıyla satılmaya başlandı. Kocaeli geneli ve Gebzeilçesinde ekmeğe farklı oranlarda zam geldi. Fırıncılar Odası’ndan yapılan açıklamada; 210 gram ekmeğin gramajının 280’e çıkarılarak, fiyatın 1.25 TL’den 1.75 TL’ye yükseltildiği açıklandı. Gebze Fırıncılar Odası Başkanı Mehmet Aydemir ise, 1 lira 25 kuruştan satılan 210 gram ekmeğin 240 grama çıkarılarak 1 lira 50 kuruştan satılacağını açıkladı.
Hatırlanacak olursa geçtiğimiz yıl tepki çekmemek için ekmek fiyatlarına zam yapmayan yetkililer, ekmeğin gramajını düşürmüş, bu uygulama ile 250 gram ekmeği 1.25 liradan alan vatandaşa 200 gram ekmek 1.25 TL’den satılmıştı.
Kurban bayramına sayılı günler kala gelen bu zam adeta ’emekçilere bayram hediyesi’ oldu. Elektrik ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçlara, A’dan Z’ye tüm ürünlere akıl almaz biçimde gelen zamlar karşısında emekçiler ‘ay sonunu nasıl getireceğim’ diye kara kara düşünürken, emekçiler için temel besin kaynağı olan ekmeğin zamlanması yaşamı iyiden iyiye zorlaştıracaktır. Bir umutla bayramı karşılamaya hazırlanan emekçilerin bayram sevinci deyim yerindeyse kursağında kalmıştır.
‘Yarını nasıl çıkaracağım’ kaygısı ile yaşayan işçi ve emekçilerin ücreti gelen zamlar karşısında her geçen gün erimekteyken Hükümet 200 bin kamu işçisine toplu sözleşme görüşmelerinde yüzde 6 artı 4 zammı reva görmektedir. Aynı tutumu kamu emekçilerinin toplu görüşmelerinde, emeklilere yapılan ücret zammında da sürdüren Hükümet, emekçileri sefalete sürüklemekten imtina etmemektedir. Emekçilere yoksulluğu layık görenler ekonomik kriz gerekçesi ile kamu kaynaklarını patronlara, yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekmekte beis görmüyorlar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Hazine’nin şirketlere ortak olmasının önünü açarken, yapılan düzenlemeyle borçlu şirketlerin yükünü devletin üstlenmesini sağlıyorlar. Yetmiyor, ‘kefen parası’ olarak adlandırılan Merkez Bankası ihtiyaç akçesinin (ihtiyaç akçesi öngörülemeyen durumlara karşılık kardan ayrılan para) bütçeye aktarılması planları yapılıyor.
Patron partisi olan AKP, tercihlerini hangi sınıfın ihtiyacına göre yaptığını gizleme ihtiyacı bile duymuyor. Ekonomik kriz gerekçesi ile sadece ve sadece karından zarar eden patronları kurtarma derdine düşen Hükümet, bunu yaparken de emekçilerin belini büküyor. Bütçe açıkları dolaylı ve doğrudan vergilerle, gelen zamlarla emekçilerin sırtına yıkılırken kıdem tazminatı hakkı başta olmak üzere işçilerin kazanılmış hakları ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Enflasyona, adeta otomatiğe bağlanmış zamlara rağmen işçilere yüzde 6’lık zammı, yani yoksulluğu dayatıyor.
Tablo bu iken ekmeğe gelen zam ne küçümsenecek, ne de hafife alınacak bir şeydir. Evet fırıncılar artan girdi maliyeti nedeniyle zor durumdadır. Hükümetin izlediği tarım politikaları tarımı bitme noktasına getirmiş, ülkemiz buğdayı bile ithal eder hale getirilmiştir. Bu tablonun sorumlusu ne emekçiler, ne fırıncılardır bizzat bu iktidarın kendisidir.
Kendileri sırça köşklerde yaşarken, saraydaki tek bir kadehin ücreti bile asgari ücret kadarken ekmeğe gelen zam şüphesiz ki onların umurunda bile olmaz. Onların tek derdi kendi zenginliklerinin artmasıdır. Tam da o nedenle kendisi ve eşi 4 maaş alan Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı’nın aldığı para tartışıldığında’ itibardan tasarruf olmaz’ diyebiliyorlar. Öyle ya, onlar için tasarruf edilecek tek şey işçiye verilen ücrettir. Onlar için 22 bin 200 lira olan milletvekili maaşı bile yetmemektedir.
Bir yanda sırça köşklerde yaşayanlar, diğer yanda kıt kanaat yaşayanlar var. Mesele alın teri ve emeği ile geçinenlerin bu gidişata ‘artık yeter’ diyebilmesindedir. Mesele yan yana gelip emekçilerin onlara reva görülen bu hayata, yoksulluğa, yoksunluğa, borç içinde yüzmeye “hayır” diyebilmesidir. Oy isterken, destek isterken emekçilerden yana görünenlerin özünde patronlara ve onların çıkarlarına hizmet ettiğini görerek bu anlayışa karşı tutum alabilmek gereklidir.
Emek Partisi olarak diyoruz ki; artan girdi fiyatları da dikkate alınarak ekmeğe gelen zam belediyeler tarafından sübvanse edilmelidir. Bu zamma sessiz kalmak bu zam furyasının artarak devam edeceği anlamına gelmektedir. Sermayeye değil emekçilere bütçe için, krizin faturasının emekçilere ödetilmemesi için birlikte mücadele şarttır. Gelin insanca bir yaşam için birlikte mücadele edelim.”