Emek Partisi, Kocaeli'de son 1 haftada yaşanan 5 intihara ilişkin açıklama yaptı.
EMEP: Yaşamak ve yaşatmak için tek çare örgütlü mücadele!
Emek Partisi, Kocaeli'de son 1 haftada yaşanan 5 intihara ilişkin açıklama yaptı. Yaşamak ve yaşatmak için tek çarenin örgütlü mücadele olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu düzeni değiştirecek olan; işçilerin, emekçilerin birliği ve mücadele etme kararlılığıdır" denildi.
Kocaeli son 1 haftada kentte yaşanan intiharlarla gündemde. Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan imzalı yapılan açıklamada, ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği kentte bir yandan da pandeminin etkisiyle günden güne yaşam koşullarının zorlaştığı belirtildi.
"Ay'a gitme hayalleri pazarlanadursun..."
"Kocaeli’ de son 1 haftada 5 genç içine düştüğü ekonomik sıkıntılar nedeniyle yaşamına son verdi" diyen Erkan, "Tugay, Ahmet, Kadir, Ünal ve Samet. En büyüğü 32 yaşında olan bu gencecik insanların, bugün aramızda olmayışının sorumluları kim veya kimlerdir?" diye sordu. Ünal Çetinkaya'nın ardında bıraktığı nota değinen Erkan, "Ünal aslında paylaştığı bu notla yalın bir gerçeği açığa vuruyor. Bu ülkede milyonlarca genç içine düştüğü geleceksizlik, işsizlik ve yoksulluktan kurtulabilmenin tek yolunun hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor. Metropoll Araştırma Şirketinin gerçekleştirdiği ve geçtiğimiz günlerde açıkladığı anket sonuçlarına göre de gençlerin yüzde 47,9’u başka bir ülkede yaşamak, yüzde 52’si başka bir ülkede eğitim almak istiyor. Sermaye ve onun iktidarının sürdürülmesi için canını dişine takan AKP ve MHP ittifakı açıkladığı müjdeli haberlerle ay’a gitme hayallerini pazarlayadursun; bugün ülke gençliğinin azımsanmayacak bir kısmı ‘bu ülkede yaşanmaz’ noktasına getirilmiştir" dedi.
"İktidar gerçekliğe çözüm aramaktan uzak"
İşçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin en temel yaşam haklarından mahrum bırakıldığı, asgari ücretin açlık sınırında belirlendiği, her üç gençten birinin işsiz olduğu, milyonlarca insanın kredi borçları ve zamlı faturalar altında ezildiği bir ülke gerçeği ortada durduğunu ifade eden Erkan, "İktidar açıkladığı her ‘müjde’ ile bu gerçekliğe çözümler aramaktan ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. AKP iktidarı pandemi döneminin başından bu yana dar gelirlilere, işsiz kalanlara, faturasını ve kirasını ödeyemeyecek durumda olanlara sosyal destek sunmaktansa sermayedarların vergi borçlarını sildi. 'İşten atmaları yasaklıyoruz' diye duyururken bile, patronlar için elverişli bir silaha dönüşmüş olan Kod-29 ile işçi atmayı yasaklamadı. İşçileri günde 47 TL’ye mahkum edecek ücretsiz izin uygulamasının önünü açtı. Bugün pandemi sürecinde ağırlaşan çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı sesini çıkartan, sendikalaşan işçiler ya Kod-29 ile işten atılıyor ya da ücretsiz izne gönderiliyor" ifadelerini kullandı.
"Ünal'ı inşaattan boşluğa, Tugay'ı köprüden aşağıya iten bu düzendir"
İntiharları körükleyenin bu düzen olduğunu belirten Erkan, "Tüm bu ülke gerçekliği tablosunda tek adam ve tek parti iktidarı kendisine yöneltilecek en ufak bir karşı çıkışı; Boğaziçi Üniversitesi örneğinde de gördüğümüz gibi kriminalize etmeye, düşmanlaştırmaya ve hedef göstermeye devam ediyor. Bir yanda pandemi koşullarında yaşam kaygısı günden güne büyüyen milyonlarca genç, işçi ve kadın diğer yanda karını katlayan patronlar. Bir yanda ‘Açım, evime ekmek götüremiyorum’ diyenler, diğer yanda vatandaşın isyanına ‘Cebindeki telefonu kaç paraya aldın’ diye cevap veren yöneticiler... Bir yanda memleketinden iş bulma ümidiyle kalkıp Kocaeli’ne gelen ve geçinemediği için canına kıyan Ünal, işsiz olduğu için bunalıma giren Tugay; diğer yanda ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek milyonları savuran saray ve şürekâsı. Ünal’ı çalıştığı inşaattan boşluğa, Tugay’ı o köprüden aşağıya iten bu düzenin kendisidir. İşte tam da bu nedenle bütün zenginlikleri yaratanların, üretenlerin açlığa ve sefalete mahkum edildiği bu düzen yıkılmak zorundadır!" dedi.
"Tek çare örgütlü mücadele"
"Bu düzeni değiştirecek olan işçilerin, emekçilerin birliği ve mücadele etme kararlılığıdır" diyen Erkan, "Yoksulluğun, açlığın, eşitsizliğin olmadığı, insanca çalışma ve yaşam koşullarının hüküm sürdüğü bir ülke için mücadele etmek, yan yana gelmek ve örgütlenmek zorundayız. İnsanca bir yaşam ve çalışma koşulları, demokrasi ve özgürlük, güvenceli bir iş ve güvenli gelecek tüm emekçilerin, bu ülkenin gençliğinin talepleridir. Bu talepler biz uğruna mücadele etmedikçe gerçekleşmeyecek. Partimiz tüm işçileri, tüm gençleri bu talepleri elde etmek için işyerinde, fabrikasında, mahallesinde, okulunda yan yana gelmeye, birlikte mücadele etmeye ve kendi partileri, yani Emek Partisi'nde örgütlenmeye çağırıyor. İşçilere, emekçilere, gençlere ve kadınlara çağrımızdır: yaşamak ve yaşatmak için tek çare örgütlü mücadele!" diye konuştu.