Siyaset

''Ermeni Diasporasının Doğasından Gelen Gelenekler: Soykırımdan Vandalizme''

Dr. Sabir Şahtaxtı, AZERTAC Türkiye Büro Başkanı: ''Ermeni Diasporasının Doğasından Gelen Gelenekler: Soykırımdan Vandalizme''...

19 Aralık 2016 Saat: 18:10
Ermeni Diasporasının Doğasından Gelen Gelenekler: Soykırımdan Vandalizme
''Ermeni Diasporasının Doğasından Gelen Gelenekler: Soykırımdan Vandalizme''

''Soykırım. Nedenleri ve amaçlarından bağımsız olarak bu sonuç yaratılıştan itibaren beşeriyet için en tehlikeli ve dehşetli cinayettir. Önceki yüzyıllarda olduğu gibi 20. yüzyılda da soykırımların sayısı az değildir. Ermenilerin günümüz Türkiye’sinde, İran’da ve Kafkasya’da yaptıkları soykırımlar 20. yüzyıl soykırımlarından en acımasız katliamlar arasındadır. Kanunsuz kurulan silahlı Ermeni birliklerinin sadece Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarında Türk-Müslüman halka karşı yaptıkları katliamlarda acımasızcasına katledilen Türk-Müslüman sayısı 20. yüzyılda kasıtlı bir biçimde toplu olarak öldürülen insanların toplam sayısından fazladır. Fakat eski Azerbaycan topraklarında kurulan şuanki Ermenistan bölgesinde ve bu devletin işgal ettiği Azerbaycan topraklarında böylesi katliamlar hala devam etmekte. Ancak Ermeni vandallar günümüzde sahip oldukları ülkede ve işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında soykırım yapacak insan bulamıyorlar. Çünkü Ermenistan artık mono-etnik bir ülke, orada artık sadece ermeniler yaşıyor. Şimdiyse bu soykırım, yapısal ve tarihi kültürlerini kapsamaktadır. Kısacası doğaları gereği oluşan gelenekleri: soykırımdan vandalizme doğru giden yolda devam ediyorlar. Harabeye çevrilmiş tarihi anıtlar, camiler, mezarlıklar, viran edilmiş şehir ve köyler... Azerbaycan’ın Ermeni silahlı birlikleri tarafından işgal edilmiş topraklarında vandalizmin izlerine her adımda rastlamak mümkündür. Ayrıca geçtiğimiz dönemde işgal altında olan topraklarımızda -Azerbaycan topraklarının ormanları yakıp yıkılarak yok edilmiştir. Nehirler ve kapalı su alanlarına on binlerce radyoaktif atıklar atılarak, topraklarımız nükleer atıkların mezarlığına dönüşmüştürülmüştür. Altın, bakır ve diğer demir dışı metallerden oluşan madenler vahşice yağmalanmıştır. Doğal maden suları başka isimlerle ambalajlanarak satışa çıkarılmıştır. AZERTAC’a sunulan fotoğraflarda Ermenilerin işgal altında bulundurdukları topraklarımızda yaptıkları vahşilikler açıkça görülmektedir. Bu fotoğraflar Azerbaycan’ın işgal olunmuş çeşitli bölgelerinde – Dağlık Karabağda, Sederek ilçesinin Kerki köyünde, Zengilan ilçesinin Memmedbeyli köyünde, Laçın ve Kelbecer ilçelerinde, Cebrayıl ilçesinin Xelefli ve Qumlaq köylerinde ve diğer yerlerde çekilmiştir. Fotoğraflarda Şuşa Kalesi’nin, Şuşa Camii’sinin, meşhur Gövher Ağa Camii’nin, Azerbaycan mezarlıklarının, Yerevan şehri yakınlarındaki Ağdede Mezarlığı’nın şuanki durumu da dahil olmak üzere, Ağdam’daki Çay Evi’nin, Taş Anıt’ın önceki ve şuanki manzarısı yansıtılmıştır.

Bakınız, bunlar kendini dünyaya mazlum gibi tanıtmaya çalışan Ermenilerin vahşilikleri.

Fotoğraflarda: Esgeran Kalesi (1-4), Şuşa Camii (5-14), Gövher Ağa Camii (15-20), Azerbaycan mezarlıkları (21-26), Sederek ilçesinin Kerki Köyü (27-33), Zengilan ilçesinin Memmedbeyli köyü (34-39), Laçın ilçesi (40-52), Kelbecer ilçesi (53-55), Cebrayıl ilçesinin Xelefli köyü (56-59), Cebrayıl ilçesinin Qumlaq köyü (60-66), Ağdede Mezarlığı (Yerevan şehri yakınlarındaki) (67-118), Ağdam Çay Evi (119-120), Taş Anıt (121-124).

Konunun devamı olarak bir olguya daha dikkat çekerek yeniden ermeni vahşiliklerinin yarattığı beşeri zararlar hakkında okuyucularda bir algı yaratmak istiyorum. Ermeni vahşiliklerinden doğan gelenekler: soykırımdan vandalizme giden yolun önemli kurucusu sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisidir. Oysa ki sahte iddialar temelinde ortaya çıkan bu ideoloji, Ermeni halkı da dahil olmak üzere dünyadaki Ermenileri de kendi kölesi haline getirmiştir. Ki bu iğrenç iddia Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun barış yoluyla çözülmesine, Türkiye ile ilişkilerin kurulmasına, Gürcistan’la çift yönlü eşit bir ilişkinin oluşmasına izin vermiyor.

Şimdiyse “Büyük Ermenistan” ideolojisinin bir parçası olan Ermeni terörizmi hakkında bir kaç olguya bakalım: Ermeni terörizmi Ermenilerin kendi temsilciliklerini de es geçmemiştir. Ermeni terör örgütlerine maddi yardımda bulunmayı reddettikleri, aynı zamanda Ermeni milliyetçilerinin bölücülük faaliyetlerine ve silahlı saldırılarına karşı geldikleri için; 1903’te Banker Camgarov Moskova'da, 1907’de halı tüccarı Tavşancyan New York'ta, 1908’de devrimci yazar Arpiar Arpiaryan Kahire’de, 1914’de Amayak Aramyan; 1915 yılında ise Mkrtich Artunyan ve Vage İhsan (Esayan) Türkiye'de Ermeni teröristleri tarafından vahşice katledilmişlerdir. 27 Ekim 1999’da Ermenistan Parlamentosu’na yapılan saldırı da dahil olmak üzere bu listeyi daha da kabartmak mümkündür. Günümüzde dünyaca ünlü şarkıcı ve diplomat Charles Aznavour, araştırmacı Christopher Gann, politikacı Paruyr Hayrikyan, Moldova’nın Parlamenter Savunucusu (Ombudsman) Aurelia Grigoriu ve başkaları Ermeni terörünün tehditleri ile yüzleşmişlerdir. Bazı araştırmacılar ermeni soylu gazateci Hrant Dink’in katlinin arkasında “Büyük Ermanistan” ideolojisinin olduğunu düşünmektedirler.

Son olarak; Yüce Allah hepimizi – Azerbaycan, Türkiye ve İran’ı daha vahim bir soykırım tehlikesinden, yaşama müddeti çoktan bitse de hala kullanılan “Metasmor” Atom Enerji İstasyonu belasından korusun. İkili standartlarla yönetilen dünya birliğiyse “Metasmor” AES meselesine karşı hala sessizliğini koruyor!'' diye belirtiyor Şahtaxtı.

Haber: Veysel Kavrayan

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat