“ CIA Parmağı
Güneydoğu yöremizdeki Kürt terörizminde CIA parmağı yok mu?
Var olduğu anlaşılıyor. Amerika da, Kurtuluş Savaşı öncesinde Ermeni ve Kürt sorunları konusundaki tavrını yeniden alıyor.Önce Ermeni teröristlerin. Türk diplomatlarına karşı giriştiği alçakça saldırılar görmezlikten gelindi, şimdi de Kürt terörizmine arka çıkan tavırlar sergileniyor. Öteden beri hem Sovyetler hem de Amerika Kürt sorunu ile ilgilenir. Çünkü bu sorun, Ortadoğu sorunlarının içinde bir parçadır. Kurtuluş Savaşı ile ilgili "İngiliz Kraliyet Belgeleri" bugünlere de ışık tutuyor. Amiral Sir F. Derobeck'in Lord Curzon'a yazdığı 26 Mart 1920 tarihli rapordan bir bölüm sunalım:— Kürdistan, Türkiye'den tamamen ayrılıp özerk olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin çabalarını bağdaştırabiliriz. İstanbul'daki Kürt Kulübü Başkanı Said Abdülkadir ve Paris'teki Kürt delegesi Şerif Paşa emrimizdedir. (İngiliz belgelerinde Türkiye, Erol Ulubelen, Çağdaş Yay., S: 258, Kraliyet Belgeleri, sayfa 48, belge 33) Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu'nu Ermeni ve Kürtlere bırakan Sevr Antlaşmasını Kürtler adına imzalayan kimdir?İşte İngiliz Gizli Servisi'nin "emrimizdedir" dediği Şerif Paşa! Kürtlerin Mustafa Kemal Paşa'ya karşı kullanılması plânı yabancı yazarlarca da saptanmıştır. (Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, TTK Yay. 145) Kürt sorunu, hep büyük devletlerce kurcalanır.Barzani'nin son günlerini ClA'nın koruması altında Amerika'nın Rochester kentinde geçirdiği ve 1979 yılında da hastanede öldüğü de biliniyor. Bugünler için bilinmeyen herhalde ABD'nin Şam Büyükelçisi Mr. Eaglaton'un bir Kürt uzmanı olduğu, bu yüzden CIA tarafından Kürt harekâtını kontrol için Suriye'ye gönderildiğidir. Son bir yıl içinde, diplomat uzman ya da gazeteci kimlikleri ile Güneydoğu'ya giden yabancıların yüzde sekseni Amerikan pasaportu taşımaktadır. Bu olgu da herhalde düşündürücüdür. Amerikalıların Güneydoğu merakı nereden kaynaklanıyor? Eski CIA Ankara İstasyon Şefi Paul Henze niçin Diyarbakır'a ve Van'a gidiyor? Niçin ABD Elçilik Müsteşarı, PKK teröristlerine arka çıkıp bu teröristler hakkında Cenevre Antlaşması'nın uygulanmasını istiyor?”18.Şubat 1988
Bu yazı bana ait bir yazı değil 24.Ocak 1993 te katledilen rahmetli UĞUR MUMCU .nun 19 sene önceki yazısından alınma bir özet.Uğur Mumcu bu gün güneydoğuda,Suriye ve Irak.ta yaşananları yaklaşık 20 sene önce görmüş ve uyarılarını yapmış,karşılığı ise katledilmek olmuş. Uğur mumcu ve din simsarlarına karşı aydınlanmayı savunan diğer yurtseverlerin neden ve kimler tarafından öldürüldüğünü bugün daha net anlıyoruz.Bu yazı ve diğer uyarı yazıları, o günlerde dikkate alınarak dış politikamızın öznesi yapılsa,belki bu gün yaşadığımız ağır güneydoğu,Irak ve Suriye sorunlarını yaşamayacak,dini kullananların Devlete sızmaları önleneceği için 15 temmuz kahpe darbe girişimi olmayacaktı..
Biliyorsunuz ,31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy ile 24.Ocak 1993'te öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu 'un ölüm yıldönümlerini belirleyen 24-31 Ocak günleri arasındaki haftanın, demokratik kitle örgütleriyle birlikte,her yıl 'Adalet ve Demokrasi Haftası' olmasına karar verilmiştir.