Hayrlara vesile olur inşallah. Türkiye'de şu anda çok önemli bir operasyon oluyor ve adı yolsuzluk operasyonu. Şu anda göründüğü kadarıyla bir yolsuzluk olduğuna dair katından var gibi görünüyor. Oğlu tutuklanmış ve kendisi hakkında fezleke hazırlanmış bir bakan emniyet müdürlükleri içinde operasyonlar yapıyor. Tabii bunlar son derece anmak olaylar. Konu buraya nasıl geldiğimizdir ve buradan nasıl çıkacağımızdır. Başbakan devletin icinde bulunan bir çeteden ve paralel bir devletten bahsetmektedir ama bu paralel devleti oluşturanlar içinizde var mı? Bu paralel devlet yapılanmasını hangi tarihten itibaren yerleştiğini açıklamaktan kaçınıyor. Ama bunun sorumlusu sadece ve sadece Başbakan'dır. Bunun sorumlusu da kendisidir.çkzta hoşuma giderek izliyorum. Gözümün içine baka baka beni eleştirdi diyerek padişahlık tınısını da gösteren başbakan bizi haklı çıkaran konuşmalarımızı tekrarlıyorlar. Bir bakan oğlunun gözaltına alındığını gazeteden mı öğrenir dediler ya. Birçok anne baba evlatlarının hayatını kaybettiği yedi gencin ünne babaları ne hissediyorlar sizce. İktidar partisinin sözlüleri suçsuzluk, masumiyet karinesini söyleyip duruyorlar. Hukuk herkese lazım derken bunu kastetmiştik. Bu kadar abuk sürece gerekenini düşünmemişlerdi.

Ethem'i öldüren polisle gurur duyduklarını Ethem'in öldüğü yere pankart aşarak gösterdiler. Talimatları ile sokağa çıkan silahsız insanlara böceğe sıkar gibi kimyasal sular sıktılar. Düşman gibi vatandaşların gözünü çıkarır kafalarına kurşun sıkarken devletin valisi çıkıp arkadaşları öldürmüştür şeklinde en vitaminsiz lafı ederken, vatandaşına gavat derken seslerini çıkarmamışlardı ve siyasi iktidar tarafından korunurlarken Türkiye!de demokrasi vardı. Ne zaman bakanların çocukları alınınca ucu kendilerine dokununca elliye yakın emniyet görevlilerinden aldı. Şimdi bu sabah yasayı değiştirip amirine iletme yönetmeliği çıkardılar. Yurttaşına yönelik saldırılarda başbakan görevini gerçekten yapsaydı takdir edilirdi. Ama aslında yurttaş olarak gördükleri birinci dereceden yakınları olduğunu gösterdiler. Öğretmenleri coplarken yürekleri sızlamadı bile. Gezi olaylarında sokağa silahsız ve şiddetiniz olarak çıktı. Ama ellerine birer küçük çakıl taşı bile olsalardı ülke da taş üstünde taş kalmazdı. Ama ne yaptılar toplamlarını ve gaz fişeklerini halkın üstüne saldılar. Tencere ve tavaları birbirine Vural kadınların düşman olduğunu hatta İsrail anı olduğunu ilan etme noktasına geldi bu başbakan. Ne dedi herşeyin devletten beklemeyin tencere tava çalan komşunuzu polise ihbar edin dedi. Sırdaş polis noktaları kurup vatandaşları ihbar eden kişiler için ihbar kutuları koymayı bile düşündüler. Bu bir akıl tutulmasıdır. Şimdi ayklasınlar pirincin taşını. Mussolini bile bunu kabul etmemiş bir faşisttir. Vatandaşın vatandaşı ihbarı bizi bozar demiştir. Bakın bu hükümet hangi anlayştadır görün işte. Siyasi iktidarın kalemşörleri sahte CD'lerle bu işi yapmış olabilirler demiştir. Bu nasıl bir bilgi enginliğidir. Nereden biliyor dersiniz?