‘’ Gelir Eşitsizliği Başta Olmak Üzere, Var Olan Sorunları Liderler Ya Da İş Dünyası Gönüllü Olarak Düzeltemezse, Birilerinin Bunu Zorla Düzeltmeye Çalışacağından Emin Olabiliriz”
Yukarıda tırnak içinde büyük harflerle yazılı sözlerin kimin ağzından ne zaman çıktığını tahmin ediniz!
Birkaç ay evvel Antalya’da yapılan G-20 zirvesi sürecinde, Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Koç holding yönetim kurulu üyesi Ali Koç, kendi konumundan dolayı işiten herkesi şaşkınlığa düşürecek şekilde beyanat vermiş ve kapitalizmin bu günkü haliyle sürdürülemeyeceğini ve yok olacağını ileri sürmüştü.
Ben dahil bir çok köşe yazarı, Ali Koç’un bu açıklamasından sonra devamında daha net ve belirleyici söylemleri beklediğimizi, yoksa bu açıklamaların içi boş bir balon anlamına geleceğini yazmıştık.
Şimdi öyle anlaşılıyor ki, Ali Koç üstüne düşen görevi yerine getirmeye devam edecek bir pozisyon alıyor. (Haber Türk gazetesine bu hafta sonu verdiği röportaj)
Nedir üstüne düşen görev?
En önemli üyelerinden biri olduğu kapitalist düzenin çeşitli iyileştirmelerle devamlılığının sağlanması! Yoksa kapitalizmi tamamen dışlayan farklı bir alternatif ekonomik düzenden yana olmak değil.
Bu kötü bir şey mi?
Bakış açısına göre değişik cevaplar verilebilir.
Benim anlayışıma göre, asıl olan İnsanın mutluluğudur.
Eğer geçmişte, sosyo/ekonomik radikal dönüşüm için bazı siyasal denemeler (Sosyalist model) yapıldıysa ve başarı sağlanamamış ise, başarıyı yakalamak için farklı modellerin uygulanmasına imkan sağlamak iyi bir yaklaşım olabilir.
Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli husus şudur:
Acaba, bu bir uyutma ve oyalama taktiği’midir, yoksa gerçekten adaletli ve vicdani bir yaklaşım mıdır? Eğer böyle ise, şimdiye kadar doymak bilmez kapitalistlerin bazı huylarından vaz geçmeleri gerekecek. Örneğin; çok güncel bir konu olan asgari ücretin net 1300 TL.ye çıkarılması kararından itibaren, ücret artışının getireceği yükün Devlet tarafından karşılanmasını istemek gibi. Ne demek Devlet tarafından karşılanması!
Bütçe açığı vermemek için vergilere (En kolay tahsil edilebilen ve en adaletsiz olan dolaylı vergilere) zam yapma ihtiyacı olacaktır. Bu da, bir eliyle verdiğini diğer eliyle geri almak anlamına gelir.
Bu örnekleri daha bir çok başka uygulamalarda da görebiliriz.
Kapitalizm mevcut haliyle sürdürülemez deniyorsa, o zaman toplumu kandırmadan, gerçeklerden bahsederek, gerektiğinde fedakarlık istenerek, ama fedakarlığı da altta kalanlardan değil, bir şekilde üste çıkmayı becerebilmiş mutlu azınlıktan isteyerek başarabilirsiniz. Başka türlüsü olmaz!
Eğer Ali Koç’un yukarıda birinci paragrafta sözünü ettiği açıklamaların bir anlam ifade edeceğine inanmamız isteniyorsa, yine o bölümde sözü edilen ‘’Siyasi Liderler ya da İş Dünyası’’ gönüllü olarak üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeliler. Aksi taktirde, birileri bu düzeltmeyi zorla yapacaklardır.
Bunu ben demiyorum; Sayın Ali Koç uyarıyor:
Kapitalizm mevcut haliyle sürdürülemez durumdadır ve acilen tedbir alınması gerekir.
En başta olabildiğince adaletli bir gelir dağılımı ve vicdanlı bir ekonomik modele ihtiyaç var gözüküyor.
Bence Ali Koç herkes için doğru tespitlerde ve uyarılarda bulunuyor. Umarım dikkate alınır ve ilgililerce gereği yapılır. Yani, fedakarlığı doğru kesimler yaparlar.