Soner Kılıç
Soner Kılıç

Fotokopici taşındı mı abi?

1 Ocak 1970 Saat: 02:33

GÜNÜN SÖZÜ: “Gerçeklere kapıyı kapattığımda, bir de bakarım pencereden girmişler!” Jennifer Unlimited

***

 

Gebze’de dükkan kapayan kapayana ama açan da açana… Her şey birbirine karışmış durumda. Bir işte tutturamayan gidip başka dükkan açıyor. Bir başkası ise işlerinin iyi gitmediği için dükkanına kilit vuruyor…Gebze’deki dükkanların pencere camları “SATILIK”, “KİRALIK”, “DEVREN SATILIK” yazıları ile dolu…Yani ülkemin ekonomik durumu hiç de TV'lerde ülkeyi yöneten siyasetçilerin söyledikleri gibi değil...Vatandaşta para yok...Vatandaşta para olmayınca nasılalışveriş yapacak? Ancak çok ihtiyacı olduğu şeyleri alabiliyor...Dolayısı ile esnaf bitik, dükkanlar ıssız...Dükkanın birisi kapanıp birisi açılıyor...Tabi ki işyerlerinin açılması ekonominin iyi gittiğinden değil...Yeni iş alanları deniyor insanlar gelirlerini artırmak için...Geçen gün bir vatandaş elinde bir A-4 tutarında kağıtla gelerek bana şunu sormuştu: “ Abi burada fotokopici vardı, taşındı mı yoksa?”

Yavu ortada dükkan kalmamış, taşınmak da kelime mi? ::J))

Gebze ekonomik anlamda da bir dönüşüm ve değişim içinde, bu sadece belediye hizmetleri ile sınırla değil yani…İşin sosyo-ekonomik durumu ve tarafı da var!..

***

Ya, insanlar evinde ölemez mi?

Gazetelerde haber olarak çok görürsünüz ve duyarsınız böyle örnekleri. Allah gecinden versin açık alanda ölse bir insan, durumu”şüpheli görülüp Adli Tıp’ta bir güzel biçilip sonra dikilip paket yapıp ailesine teslim ediliyor. Amenna buna bir şey demeyelim tamaaam. Şimdi sıkı durun. Bir insan evinde vefat ediyor, onu da alıp Adli Tıp’a götüren örnekler görüyoruz ve duyuyoruz son günlerde. Yavu kardeşim insanlar evlerinde ölemezler mi? Çok şüpheli bir durum olmadıkça İnsanların evlerinde ölmesi bir garip midir, tuhaf mıdır? Vakti zamanı gelmiştir, Yüce Mevlam uygun görmüştür vefat etmiştir. O yüzden evde ölenlerin cenazelerinin ayrıca Adli Tıp’a götürülüp biçilmesine ve kesilmesine pek kimsenin gönlü razı gelmiyor. Ama nedense sık da olmasa bu konuda bazı yetkililerin büyük yanlışları ve bazı örnekleri gerçekten aileleri üzüyor söyleyelim.

***

Dağ dağa küsmüş kimsenin haberi olmamış!

Şimdi kendinizi beğendiniz ve kendinizi beğendiğiniz için de kimseyi beğenmiyorsunuz. Bu psikolojiye girdiğiniz için de bulunduğunuz yerde en önemli kişi, kurum ve kuruluş siz oluyorsunuz…Hiç kimseyi beğenmiyorsunuz ya, herkesin size karşı bir sorumluluk içinde olduğunuzu sanıyorsunuz ve bu durukmda kendinizin de vazgeçilmez olduğunuzu sanıyorsunuz…size öyle geliyor halbuki öyle değil. Bir de bu psikoloji içinde olduğunuzdan dolayı dünyanın ekseninin de sadece kendi etraflarınızda döndüğünü sanıyorsunuz.

 

Halbuki, bulunmaz hint kumaşı değilsinizdir veya vazgeçilmez de değilsinizdir…Ve sadece siz yoksunuz, yalnız da değilsiniz. Siz küstüyseniz, başkaları var! Dağ dağa küsmüş kimsenin haberi olmamış!

***

Vefasızlık dizboyu

Bizim meslekte vefasızlık var mı? Elbette var hem de dizboyu… Yıllarını bu mesleğe verenlerin pek hatırlandıkları yok! Eee…siz hatırlamazsanız kendi sektörünüzde, bunu başka kurumlardan da beklemeyiniz lütfen! Bana kadar bir çok gazeteci ve gazeteci büyüklerim de vardır, bu meslekte hatırlanacak. Bu onur günlerinde onlar bile hatırlanmıyor. Bu meslekte 27 yılım bitti, 28’den gün alacağım Mayıs ayında…Ve şunu gördüm….son zamanlarda vefasızlık bizim meslekte almış başını gitmiş…Eskiden meslek büyüklerine daha bir saygı vardı. Şimdi iki günlük gazetecilere meslekte neredeyse “ 5 gün plaketi” verilecek. Kocaeli Valiliği- Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin müşterek düzenledikleri son Basın Onur Günündeki ödül törenini görünce bu aklıma geldi de…Yoksam bizim öyle plakete mlakete pek ihtiyacımız yok. Allah’a şükür evim bana verilen plaketlerle dolu…Ama diğer mesleki akranlarıma ve büyüklerime de ayıp oluyor…

***

Fıkra:

Cekete de para...

Ağustos ayının sıcak bir öğle sonrasında Mehmet Onbaşı, köyün minibüsü ile Olur’dan köyüne gitmektedir. Yolcular sıcaktan adeta bunalmıştır. Mehmet Onbaşı da sıcaktan daralmış, mendili ile durmadan terini silmektedir. Durumu fark eden şoför Kenan:

—Mehmet amca, çok terlemişsin, ceketini çıkartıp rahatlasana, der.

Yolcuların, Kenan’ın arabaya konulan büyük - küçük her eşyaya para aldığından şikayetçi olduklarını bilen Mehmet Onbaşı fırsat bu fırsattır diyerek taşı gediğine koymakta gecikmez:

—Sıcaktan yanıyorum, ama ceketi de çıkartmaya korkuyorum.

—Hayrola, neden korkuyorsun?

—Duyduğuma cekete de para alıyormuşsun, o korkudan çıkartamıyorum.

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Kocaeli Kitap Fuarına Damgasını Vuran, Yazar Aile22 Ekim 2023 Saat: 10:43
Evet yanlış duymadınız!
Cenneti cehenneme çevirmek!16 Ekim 2023 Saat: 17:13
Dünyada turizmden bahsedildiğinde, Türkiye’de önce İstanbul, sonra da Bodrum gelir.
Şimdi Hatay Zamanı…23 Mart 2022 Saat: 22:59
Hatay, Türkiye’nin kadim kentlerinden birisi olmakla kalmayıp medeniyetlerin doğduğu kent.
Marmaris ve 20 lira12 Haziran 2021 Saat: 14:57
Marmaris’in 20 lira ile ne ilgisi var diyeceksiniz?
Üstgeçidin ismini değiştirenlerde, kabul eden de utanmalıdır12 Şubat 2020 Saat: 18:55
Artık hiçbir değerin kıymeti harbiyesi kalmamıştır
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat