TFF, sayısı herkesi şaşırtan yabancı futbolcu konusunda hemen her kulübe golünü attı.
Kulüpler ve futbol ailesi kaleye giren topları nasıl çıkarırız diye tartışmaya devam ediyor.
Futbolun teknik patronu futbolda dibe vurduğumuzu seminer esnasında açıkladı. Çözüm için aradığım cümlelerin bir tanesi olumlu idi:”BESYO’larla işbirliğine gireceğiz.” Nihayet..
Çok geç kalınmış bir açıklama. Bundan 10 sene öncesinin çocukları şimdi siyasete atılmakla meşguller. Onları futbola yöneltebilseydik şimdiki liglerin tozunu attırılardı. Siyasette ne yaparlar bilmem. Ama onların futbol aşkı belki bundan sonra daha iyi işlerin gerçekleşmesini sağlayabilir.
Peki, şimdi bir perspektif ışığı görüyor muyuz? Hayır, üstelik herşey toz duman. Kulüplerin alt yapıları içler acısı durumda. Kulüpler çalıştırıcı bulamıyorlar. Antrenman yapacak tesisleri yok. Maç için kilometrelerce uzaklıklara gitmek zorundalar. Hakemlerle çatışma had safhada bulunuyor. Sağlık elemanlarını oralara göndermekte güçlük çekiliyor. Maçlarda seyirci mumla aranıyor.
Rekabet için yabancı serbestliği? Buna inanan var mı? Korkudan, kimse bunun iyi yada kötü yanlarını açıklayamıyor. İki maç sonrası hemen liglere döndük…
En iyi sponsorumuzu kaybettik. Açıklamalar yeterli olmadığı gibi tatmin edici de değil. Futbol bilimle birlikte değil. Futbol bilimden uzaklaşmış durumda. Onu sevmiyor. Tanıdık eş dostla yönetilmeye çalışılıyor. İşi bilenler uzaktalar. Böylesi işin başında olanları keyiflendiriyor. Televizyonlar uzaktan kumanda ile açılır kapanırken, programlar da uzaktan kumandalarla yönetiliyor.
Bilim demişken, Almanların bundan 10 yıl önceki 2014 Dünya Kupası için hazırladıkları antrenman programları ve oyun konseptleri aklıma geliyor. Tempoya dayalı ve tempo ağırlıklı antrenman egzersizlerinin pik noktası Brezilya idi. Bunu yorumlayan bilim adamlarına ihtiyacımız var.
Yabancı oyuncular kulüplerimizi Avrupa Kupalarında başarının gelmesini sağlayabilirler mi? Geçin bunları, güldürmeyin beni. Bir kere yüklenme şiddetini bile bilmeyen antrenörler olduğu sürece bu imkansız.. Bilenleri tenzih ediyorum.
Bugünkü futbol dünyasında Türkiye’de yabancı olup da bir şekilde antrenmanda sakatlanan sporcunun karşılaştığı sorun egzersizlerdeki yüklenme şiddeti yanlışlığı ve tempo garipliğidir. Yüklenme dinlenme, yüklenme sıklığı, toparlanma, sıvı alımı konuları üzerinden yüz yıl geçmesine ragmen sorun bilginin kullanılmasında saklanmıştır.
Bu sorunların çözümü yine TFF’ye aittir. Üniversitelerle yüksek dozlu işbirliğine gidilmelidir. Hedefler ciddi şekilde belirlenmeli, planlar iyi yapılmalı, doğru insanlar yapıların başına getirilmelidir.
Futbol oyunu şansın sürekli kol gezdiği bir spordur. Yüz yıllık ömründe birçok güzel hadiseleri bağrında beslemiş ve yaşatmıştır. Medya ona her yerde gereğinden fazla ilgi göstermiştir. Bugünün televizyonları futbolun her türlüsünü ekranlarına taşımaktadır.
Tüm bunlara ragmen artık ben iyi futbol oynayan ve maçı kazanmaya odaklanmış takım ve futbolcuları izlemek istiyorum. Minik, yıldız, genç futbolcular önlerindeki iyi örnekleri izlemek ve onları rol model olarak almak istiyorlar. Onların bu isteklerini görmeliyiz.
Sonuç olarak, bol yabancılı bir lig, altın emeklilik yaşamayı isteyen futbolculara verilmiş bir kredidir. Ama bu kredilerin sonu kara listeye girmekle sonuçlanabilir. Buna dikkat etmek gerekir!