Gemi batıyor artık … (1. Bölüm)

Gelin Erdoğan’ın gemisine ve yeni yolcularına bakalım. Dikkat edin mürettebat demiyorum çünkü Erdoğan geminin yönetimine çok fazla kişiyi bulaştırmak istemiyor. Ama geminin kalkabilmesi ve yola çıkabilmesi için iktidarda kalabilmesi için yolculara ihtiyacı var. Yani geminin ilgi çekici olduğu ve geminin içinin dolu olduğunun belli olmasını sağlayacak bir görüntü olmalı…

Şu an bakıldığı zaman gemi su alıyor, belki de çoktan battı. Ama Erdoğan gemi hâlâ yoldaymış gibi bir görüntüyü verebiliyor.  En azından hâlâ iktidarda ve kendinden emin bir şekilde bir sonraki seçimi de alacağını düşünüyor. Fakat ciddi olarak seçimi kaybetme telaşı içinde. Nitekim Meral Akşener Erdoğan’dan gelen teklifi reddederken:

“Sayın Erdoğan anladığım kadarıyla seçime dair derin bir endişe içinde. Dolayısıyla da her sabah kalktığında bu endişenin çözümü için adımlar atmaya kalkıştı”

Kendilerine yapılan daveti bu sözlerle bağlıyor ki bence de doğru. Kimilerinin ileri sürdüğü gibi “Erdoğan aslında İYİ Parti’yi istemiyor ama altılı masayı karıştırmak veya altılı masada zaten var olan sorunları derinleştirmek istiyor” şeklindeki analizler bana zorlama geliyor.

Bence Erdoğan gerçekten İYİ Parti’nin yanında olmasını istiyor. Gelirken yanında oyların ne kadarını getirebilir ne kadarını getiremez çok umurunda değil.

Erdoğan’ın Sorunu Ne?

Erdoğan’ın sorunu iktidarda kalma endişesini giderebilmek için  İYİ Parti’yi bir şekilde yanına çekmenin yeterli olacağını düşünmesi. Ama İYİ Parti bunu reddediyor, istemiyor. Kaldı ki İYİ Parti yönetimi “Evet” dese bile Meral Akşener’in de söylediği gibi bütün parti tabanının onunla birlikte hareket edeceğini beklemek kesinlikle gerçek dışı olur.

Meral Akşener “Milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında hiç olmadık, bundan sonra da olmayız.” dediği halde yine de İYİ Parti’den bazı kişilerin bu davete bireysel olarak uyabileceğini düşünüyorum.

Peki neden bu davete cevap verirler?

Ya kendilerine İYİ Parti’den bir gelecek göremedikleri ya da iktidarda bir gelecek gördükleri için bu davete cevap verebilirler.  Yani Erdoğan’ın yeniden kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünürlerse İYİ Parti’den de birileri ayrılabilir. Bunu yaparken de klasik bir şekilde  “Yerli ve milli duruş” gibi cümleleri söyleyebilirler. Ama bu davete uyan kişilerin Erdoğan’ın yarasına merhem olacağını sanmıyorum. Çünkü Erdoğan’ın gemisi batıyor.

Erdoğan Hangi Konuda Başarılı?

Erdoğan’ın en büyük başarısı şu ana kadar, belli bir aşamadan sonra, gemiden kaçışları durdurabilmiş gibi görünmesi.  Gelecek ve DEVA partileriönceleri belli bir grupeskiAKP’liyi içlerinde barındırdı, ilk örgütleyiciler ve kurucular arasında eski AKP’liler vardı. Zaten Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kim oldukları biliniyor. Fakat her iki yeni parti de çok büyük bir kopuş yaratamadılar. Oy oranlarının da çok yüksek olmadığı kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkıyor. Ama hem Gelecek hem de DEVA Partisi harıl harıl çalışıyor.  Özellikle DEVA Partisi’nin dinamik bir kadrosunun olmasının yanı sıra sadece AKP’den gelen değil ilk defa siyasete giren kadroları var. Ama her iki parti de bu gemiden insanların inmesini sağlayacak çok büyük adımlar atamıyor.

Erdoğan bunu bir ölçüde başarabildi. Bunu başarabilmesinin en önemli nedeni bence kendi başarısından çok muhalefetin başarısızlığı. Muhalefet kafası karışık gemiden inmeyi düşünen AKP’lileri yanına çekebilecek hamleleri yapamadı. Dolayısıyla Erdoğan bir anlamda muhalefete bu açıdan minnettar olmalı.

Peki Erdoğan Gemiye Kimleri Alabilir?

 Öncelikle Erdoğan kendi gemisini doldurmaktan önce karşı tarafın gemi inşa etmesini önlemeye çalıştığını söyleyebiliriz. Daha yolun başında muhalefetin o gemiyi yola çıkarmasına izin vermemek için uğraşıyor. Gemiyi parçalamaya çalışıyor. Şu ana kadar altılı masada yer alan partilerden bazı kopuşlar oldu. Bunların doğrudan Erdoğan’ın ürettiği kopuşlar olduğunu kesinlikle söylemiyorum. Fakat bu kopuşların her biri kesinlikle Erdoğan’ın hoşuna gitti.  Memleket Partisi ve Zafer Partisi gibi. Yine de Muharrem İnce’nin ve Ümit Özdağ’ın ayrılıp kendi partilerini kurmuş olmaları Erdoğan’ın yarasına tam anlamıyla merhem olabilmiş değil.

Erdoğan Gemiyi Parçalamaya Devam Eder mi?

Seçimlere kadar gemiyi parçalama faaliyetini, muhalefeti bölme, birbirine düşürme faaliyetini elinden gelen bütün imkanlarla sürdüreceğini düşünüyorum. Özellikle devlet imkanlarıyla muhalefeti bölme konusunda terör ve Kürt sorunu gibi hassas sorunları  kaşıyarak parçalamaya çalışacağını bir kenara koymak lazım.

Erdoğan muhalefetin gemisini parçalamanın dışında kendi gemisini yüzdürmek ve gemisine yolcu bulabilmek için ne yapacak sorusu akla geliyor. İlk akla gelen örgütsel katılım. İYİ Parti’ye böyle bir çağrı yaptı yine ret cevabı aldı.

Başka Örgütsel Katılım Olur mu?

Kabul edelim ki, Türkiye’de çok siyasi parti var. Aslında bu siyasi partilerin birçoğu yok. Adları var , tabelaları var. Örgütleri de kaç yere açabildikleri şüpheli. Erdoğan çağrı yapsa bu partilerin bir kısmı Erdoğan’ın peşinden gidebilir. Belki de gitmişlerdir, haberimiz bile yoktur. Bu nedenle bu partileri saymamak gerekiyor.

Belli bir anlamı olan partilerden katılım olur mu?

Mesela ilk akla gelen Yeniden Refah Partisi. Erdoğan’la bir ittifak içine girer mi? Bence bu önemli bir soru işareti. Çünkü Yeniden Refah’ın belli bir karşılığı var. Fakat Erdoğan’la birlikte göründüğü andan itibaren şu anda yakalamış olduğu oy oranını yakalayabileceğini sanmıyorum. Yine de bir ihtimal olarak Erdoğan’ın YRP’yi değerlendirdiğini düşünüyorum.

Bir diğer ihtimal Güneydoğu’da örgütlü olan HÜDAPAR. HÜDAPAR’ın MHP’ye rağmen bir şekilde cumhur ittifakıyla işbirliği yapabileceği yolunda çok ciddi iddialar var. MHP ile HÜDAPAR iki uçta yer alıyorlar.

Ayrıca, Zafer Partisi, Memleket Partisi veya Türkiye Değişim Partisi’nin böyle bir riske gireceğini sanmıyorum. Ama yine de cumhurbaşkanlığı adaylığının ikinci tura kalması durumunda muhalefetin adayının kim olacağına bağlı olarak bu partilerden herhangi birisi Erdoğan’a destek verebilir.