Saadet Partisi Kocaeli İl Gençlik Kollarının ev sahipliğinde Kandıra Yelkencioğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programla Gençlik Kolları Genel Başkanı Salih Akyüz’ünde katılımıyla gerçekleştirildi.

Çalışmalarımıza yeni bir vizyon kazandırıyoruz

9 İl’den 200 gençle gerçekleştirilen eğitim programında Temel Esaslar’, ‘Teşkilat Modelimiz’, ‘Tanıtım ve Medya’ ders içerikleri aktarıldı. Gerçekleştirilen programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Saadet Partisi Kocaeli Gençlik Kolları Başkanı Latif Gökhan Durtaş,  Bölgesel Kış eğitimlerine ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu programın hazırlanmasında en büyük pay Kandıra İlçe teşkilatımızda, programın hazırlanışında fedakârlık göstererek emek veren Kandıra Gençlik Teşkilatımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Bu çalışmamızdan edindiğimiz tecrübeyle birlikte hep beraber kentimizin genelinde bütün gençliğimizi kucaklamak suretiyle çalışmalarımıza yeni bir boyut ve yeni bir vizyon kazandırmış olacağız. Bölgesel Kış Eğitimlerinin kentimize ve ülkemize hayırlar getirmesini Rabbimiz ’den niyaz ediyorum.’’ İfadelerini kullandı.

Latif Gökhan Durtaş’ın konuşmasını akabinde Temel Esaslar’, ‘Teşkilat Modelimiz’, ‘Tanıtım ve Medya’’ konulu eğitim dersleri işlendi.

Eğitim çalışmasının son durağı olan Kocaeli’nde gençlerle bir araya gelen Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Salih AKYÜZ burada gerçekleştirdiği konuşmada yapılan gençlik çalışmalarının önemine bir kez daha vurgu yaptı.

Gençlik çalışmalarının taşıyıcı kadro mensuplarıyla bu eğitimler vesilesiyle bir kez daha bir arada bulunmaktan memnuniyetini belirten AKYÜZ konuşmasına şu şekilde devam etti:

‘Bütün insanlığın saadetinden sorumluyuz’

Muhterem arkadaşlar, Saadet Partili olmak bir insanın verebileceği en zor karardır. Çünkü bütün gündem kargaşasına karşı mücadele etmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Sizin üzerinize boca edilen tepkilere karşı direnmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Elbette ki bütün zorluklar bizim inancımıza göre aynı oranda rahmeti ve bereketi de taşımaktadır. Aynı şekilde Saadet Partili olmak ve Saadet Partili kalmak bu dünyada verilebilecek en keyifli ve en isabetli karardır. Çünkü an içerisinde bütün gündemler üzerinize yürüyor olabilir. Ama sonuç itibariyle tarihler ve saatler değişse de değişmeyen tek şeyin sizin haklılığınız olmaktadır.

Tarihler ve kahramanlar değişebilir. Ama bir insan Saadet Partili olmaya ve kalmaya karar vermişse, değişmeyen tek şey tarihin içerisinde Milli Görüşçülerin, Saadet Partililerin haklılığıdır. Bu noktada verdiğiniz kararın çok önemli ve aynı zamanda çok bereketli olduğunu vurgulamak istiyorum. Saadet Partililer; hangi meşrebe, mezhebe ve inanca sahip olursa olsun tüm insanlardan sorumludurlar. Yaşanılan zulmü ortadan kaldırmanın çabasını göstermek mecburiyetindedirler. Bizim ortaya koyduğumuz gaye, dünyanın bir ucundan diğerine tüm insanların yaşadığı zulmün, karanlığın biran önce son bulmasıdır.

‘Zulmü sonlandırmanın yolu birlik olmak’

Dünya genelinde bunca yaygın ve baskın zulüm varken, zulüm bütün şiddetiyle yaşanırken, mazlumların ve zulme uğrayan insanların bir araya gelememelerinin tek bir sebebi vardır; ‘Mazlumlar zalimin zulmü altında inlerken bile zalimden talim ettikleri nakaratı tekrarlamaktadırlar: Kutuplaşmaya devam etmek!’

Mazlumun dini, mezhebi, meşrebi değişebilir fakat dünyada mazlumlar gündeminde değişmeyen tek şey KUTUPLAŞMAKTIR! Mazlumlar uğradıkları zulümden kurtulabilmek için derhal bir araya gelip kutuplaşmaya son vermelidirler.Dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlar bir araya gelmek ve ayağa kalkmak zorundadır. Ve bunu başarabilmek için ellerindeki ilk ödev kutuplaşmaya son vermektir

‘Zeytin dalı ile adaletin tesis edilmesini temenni ediyoruz’

Muhterem arkadaşlar,

Şuanda Türkiye Cumhuriyeti olarak bir harekât içerisindeyiz. En baştan beri şunu söylüyoruz; Biz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Suriye’de Afrin’e yönelik operasyonundan en büyük başarıyla dönmesini ümit ediyoruz. İnşallah; barışı, huzuru, saadeti ve adaleti kaim kılmak suretiyle askerlerimizin tekrar vatanımıza, evlerine, ailelerine sağ salim dönmelerini ümit ediyoruz. Bu uğurda yolumuzu şehadetle aydınlatmış olan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

Uluslararası arenada böyle bir harekâtın içerisindeyken ortaya koyulan davranışlar ve tutumlar çok daha büyük önem arz ediyor. Böyle bir operasyon içerisindeyken, Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte hareket eden unsurları sürekli konuşmak, tartışmak kahraman ordumuza olan güveni zedelemektedir. Ordumuz tek başına bütün zorlukların üstesinden gelecek tecrübeye ve birikime sahiptir. Aynı şekilde karşımızda yer alan unsurları da destekçisi olan emperyalist unsurlardan bağımsız gibi gösterme gayretine de karşıyız. Şu anda ülke olarak bir operasyonun içerisindeyiz. Dünyanın en dinamik ve tecrübeli ordusuna sahibiz. Kendi ordumuzu güçsüz ve zayıf gösterecek bir görüntünün ortaya konulmasına kesinlikle razı değiliz. Bununla birlikte karşımızda konuşlanan ve kuvveti esas alan emperyalist/siyonist unsuların gözden kaçırılmasından da razı değiliz. Özellikle bu süreçte atılan adımlar hususunda herkesin daha dikkatli olması gerekiyor. Kızılelma sloganıyla hareket ederken ne adaletten geri durabiliriz, ne de üzerimizde emelleri olanlara karşı savunmamız kalabiliriz. Cephede şehitlerimizin kanıyla kazandıklarımızı siyasette ayak oyunlarına kurban vermemeliyiz.

‘Emperyalizmin olmadığı her yer güvenlidir’

Muhterem arkadaşlar,

Son günlerde Türkiye’nin güneyinde güvenli bölge oluşturulması konuşulmaktadır. Saadet Partililer olarak sadece Türkiye’nin güneyi değil dünyanın hangi coğrafyası olursa olsun güvenli bölge tanımlaması duyduğumuz zaman bizim aklımıza ‘İçinde siyonist ve emperyalist bulunmayan bölge’ geliyor. Saadet Partililer olarak bizi daha başka bir tanımlama tatmin etmiyor. Bu sebeple ABD, tarihi bağları bile bulunmayan bu coğrafyadan bir an önce defolup gitmelidir.

‘Siyonizm’in oyunlarını yırtıp atacağız’

Siyonizm; dünya genelinde paranın sanal, insanın cinsiyetsiz, toplumun ise kimliksiz olmasını istiyor. Saadet Partisi olarak bir böyle büyük bir oyunu yırtıp atacağız. İşte bu noktada bize daha büyük görev düşüyor.

Zoka’lar dünyası

Arkadaşlar biz zokalardan oluşan bir hayatı yaşıyoruz. Sosyal hayatımızın bütününde zokalarla karşılaşıyoruz. İşte bu sebeple daha dikkatli ve bilinçli hareket etmek zorundayız. Bize gösterilene kanmamak zorundayız.

‘Eğitimsizlik’ geleceğimizi çalıyor

Test ile tost arasına sıkışan gençlerimiz psikolojik tedavi görüyor. Eğitim politikamız içinden çıkılmaz cenderelerle boğuşuyor. 850 bin genç üniversite sınavından herhangi bir üniversitenin herhangi bir bölümünü kazanabilecek kadar puan almış olmasına rağmen tercih yapmıyor. Çünkü bu puanla birlikte girebileceği bölüme dair bir beklentisi yok. 2 milyon genç eğitim hayatını sonlandırıyor. Çünkü umudu yok. Bir genç umudunu kaybetmişse o ülke herşeyini kaybetmiş demektir.

Muhterem arkadaşlar,

OBP etkisi azaltılsın talebine “hele bu yıl bi görelim” demek, gereken ciddiyetten çok uzaktır.

Çaresizlik sebebiyle meclis önünde kendini yakan vatandaşımıza “zaten FETÖ’cüydü” demek, gereken ciddiyetten uzaktır.

Ciddiyet, 50 milyon insanımızın “Bütçe Görüşmelerinde” bulamadığı umudu “Nimet Abla” kuyruğunda aramasıdır.

Ciddiyet, Avrupa’daki 41 ülke arasında “Toplumsal Güven Endeksi” sıralamasında SON sırada bulunmamızdır.

Ciddiyet, 100 milyon TL tutarında cezaevi yapmaktan iftihar duyan politikacılarımızın varlığıdır.

Ciddiyet, özelleştirme ile geçmişin, yap-işlet-devret mantığı ile geleceğin ipotek altına alınmasıdır."

‘Saadet iklimine çağırmaya devam edeceğiz’

Kıymetli kardeşlerim,

Önümüzdeki süreçle birlikte Saadet Partimizin yükselişi hız kesmeden devam edecektir. İşte bu noktada teşkilat mensupları olarak daha büyük bir gayreti ortaya koymak zorundayız. Şimdiye kadar gösterdiğimiz çabayı daha da katlayarak önümüzdeki süreçte göstermek zorundayız. Tüm milletimizin Saadet Partili olma ihtimalini önemsediğimizi haykırmak zorundayız. Biz Saadet Partililer olarak toplumun hiçbir kesimini diğerinden ayırt etmiyoruz. Tüm milletimizi Saadet iklimine davet etmenin haklı onurunu yaşıyoruz. İşte bu noktada bütün gençlerimizi kuşatacak ve herkesi bu iklime davet edecek yaklaşımı sizler ortaya koyacaksınız.