Öncelikle tüm okurların geçmiş Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.
Geçtiğimiz haftalarda yaşananları düşündüğümde doğrusu bayram coşkum da azaldı.
Yaşananlardan ülkem adına büyük endişeler yaşadım. Hukuka ve adalete olan güvensizlik boyutu düşündürücüydü.
Dostayevskibir eserinde “bütün korkum her şeyi anlıyor olmamdan geliyor” diyor.
Olumsuz bir şeyi bilmemek anlamamak, hissetmemek ne güzel rahatça uyu.
Anlamak ve bilmek, dünyayı ve acıları daha net görmek demek oluyor.
Yaşımız 70 i geçti. 27mayıslar, 12 martlar, 12 eylüller yaşadık. Gördük ki bunların verdikleri acılar hep aynı. Ne yazık ki hala tecrübe alınamamış görünüyor.
Ünlü pisikoanalistçiSigmunt Freudtecrübeyi şöyle tanımlıyor.
“… İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenirler. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey de budur.”
Bizler demokrasiye olan inancımızı ve güvenimizi sürdürmek istiyoruz. Sonuna kadar da sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Geçmişin acılarını artık bu toplum yaşamamalıdır.
Her yerde yapılan eylemleri izledik. Ağırlıklı olarak gençlerin ilgi gösterdiği de açık ve net şekilde ortada. Onları doğru anlamak ve değerlendirme gerekiyor. Kolaycılığa kaçıp terörist şeklinde değerlendirmek olayları doğru analiz etmemek demektir.
Gençlerin, aslında Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksızlığa tepkilerinin altında daha ağırlıklı olanı, kendi geleceklerinin kaygısının olduğu gerçeği yatmaktadır.
Yaşananların bir boyutu da ekonomiyle ilgili.
Özellikle sayın Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra yaşananlar ve boykot çağrıları ekonomiye zarar verdiği şeklinde paylaşımlar yapılmaktadır.
Özellikle yakın geçmişte aşırı fiyatlar nedeniyle boykot çağrısında bulunanların bu eleştiri yapması da ilginçtir.
Şunu belirtmek isterim. Sayın Ekrem İmamoğlu 23 martta tutuklandı.
O gün ne bir eylem ne de boykot söz konusuydu. Ancakbu yanlış kararın verildiği o gün, dolar 41,5 tl ye yükseldi. Merkez bankası doları baskılamak için ilk gün 12 milyar dolar piyasaya sürmek zorunda kaldı. Borsa%7 kaybettive işlemler kapatıldı. Halkınhenüz hiçbir tepkisi olmazken bunlar gerçekleşmiştir.
Tüm bu işlemler esas ekonomiye zarar veren işlemlerdir. Dördüncü günün sonunda ise, merkez bankasından toptan çıkan dolar 28 milyardır. Yani bir trilyondan fazla bir bedel. Fiili zararı böyle değerlendirmek gerekir.
Tüm bu gerçek veriler açıkça ortadayken, boykotun zarar verdiği konusunda olumsuz söylemler yapmak ne kadar doğru olduğu konusunu kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyorum.