GÖRÜLEMEYEN TEHLİKE

Çarşamba günü bir toplantıya dinleyici olarak katıldım. Çevre ve Şehircilik bakanlığının “ Kentsel dönüşümde sektörler buluşuyor” isimli toplantısı.


Beni şaşırtan ilk şey dinleyici sayısının çokluğu oldu.



Toplantının ana konusu deprem. Sanki bu dönüşüm işi sadece deprem tehlikesine karşı yapılıyor. Depreme karşı dayanıksız binaların yıkılması ve yerine yenilerinin inşa edilmesi.



Konuşmacıların ana teması şu oldu: Sağlam binalar



Kentsel dönüşüm = Sağlam binalar



Neden? Depremden insanlar ölmesin diye...Çok doğru bir yaklaşım. Kim itiraz edebilir, depreme karşı alınabilecek en etkili tedbir budur.



Bu yapılmazsa deprem ne yapar? İnsanı 2-3 dakikada öldürür. Ama insanı öldüren görülemeyen bir başka tehlike var; Hava kirliliği. Bir farkla; Bu insanı 2-3 dakikada değil, 2-3 yılda öldürüyor ve hatta ölmekten beter yapıyor.



Sağlam binalar yapacaksın, içinde yaşayanlar zehirli hava soluyacak. En öldürücü 2 şeyden birine karşı önlem var, diğerinin adı bile anılmıyor.



Bir düşman ordusunun tüfekli ve öldürücü gazlı saldırısına uğrayan bir kent düşünün. Kentin önderleri halka sadece çelik yelek dağıtıyor gibi...



İşte biz böyleyiz...Adam apartman inşa eder, her dairesini 300-400 bin liraya satar, binanın önündeki kireç kuyusu yıllarca kalır, içine apartman sakinlerinden birinin çocuğu düşer yaralanır. Yalan mı? Çok yönlü düşünemiyoruz. Kentsel dönüşüm dayanıksız binalrı yıkmak, yerine yenilerini yapmaktır. Gerisi Allah kerim...Bu binalarda yaşayacaklar en amansız hastalıklara uğrayacak, bu gündeminde yok.



Sağlam bina + Temiz hava....Yok.



Konuşmacıları dinlerken acaba birisi bu konuya kıyısından-köşesinden dokunacak mı diye adeta sinir oldum. İzmit belediye başkanı Sayın Doğan, doktor olmanın sonucu olsa gerek olayı sosyal ve psikolojik açıdan da irdeleyince psikolojim biraz düzeldi. Dinleyicilerden bu konuya değinir gibi olanların soruları da güme gitti, çünkü defterde bu yazmıyordu.



- Bak...Hanım, ne güzel evimiz oldu. Sağlam ve güzel. Yap bir çay balkonda içelim...



- İçelim ama sakın derin soluk alma. Deprem olmadan önce.........