AKP, 2002 yılından bu yana şimdiki Anayasa ile ülkeyi yönetiyor.
Kendi içinden başbakanlar ve iki cumhurbaşkanı çıkarttı.
AKP yetkilileri, hatta sayın cumhurbaşkanı sürekli 2002 öncesi ve sonrası kıyaslama yaparak adeta cumhuriyeti kuranlarla hesaplaşır gibi davranıyorlar.
Hep 2002’den bu yana var olan anayasal koşullarda çok başarılı olduklarını iddia ederek halkın desteğini istediler.
**
Abdullah Gül cumhurbaşkanı iken diğer başbakanlar gibi ülkeyi başbakan Erdoğan yönetiyordu. Abdullah Gül icraya hiç karışmadı, Bakanlar Kurulunu toplamadı, başbakan gibi davranmadı, başbakanları azletmedi, teamüllere dikkat etti.
Diğer cumhurbaşkanları gibi tarafsız Devletin Cumhurbaşkanlığını yapıyordu.
**
Sayın Tayyip Erdoğan da aynı Anayasa ve halkoyu ile Cumhurbaşkanı oldu, Anayasal açıdan diğer cumhurbaşkanlarından en küçük bir farkı yok. Buna rağmen ülkeyi bizzat yönetiyor, daha başbakanı yeni azletti, yenisini getirdi. Ne istiyorsa yapabiliyor.14 yıldır tek başına iktidar, yani kendi deyimlerine göre istikrar var, istikrara rağmen kalkınma oranı cumhuriyet ortalamasının altında. Buna rağmen neden yeni bir Anayasa istiyor? Güçlü Türkiye, yönetimde istikrar ve Devletin bölünmemesi için yeni Anayasa zorunlu diyor.
**
Geçtiğimiz günlerde Almanya'da Federal Seçiciler Kurulunda, Hıristiyan Birlik Partisi (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti'nin ortak adayı, eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier cumhurbaşkanı seçildi. Alman başbakanı Merkel aday olmadı, istemedi. Orada cumhurbaşkanı Alman Devletini temsil ediyor, ama bizde olduğu gibi ülkeyi de başbakan şansölye MERKEL yönetiyor.
Neden Merkel bizde olduğu gibi ben cumhurbaşkanı olmak istiyorum demedi.
Neden yönetimde istikrar için, ülkenin bölünmemesi için yeni Anayasa lazım demedi. Orada ülke yıllardır koalisyon ile yönetiliyor.
Alman ekonomisi koalisyonla da çok büyüyor, bütçe fazla veriyor, Avrupa Birliği’nin doğal lideri konumunda. Oradaki iki başlılık onları kalkındırıyor da bizi neden kalkındırmıyor, orada neden sorun yok da bizde sorun var?
**
Hiçbir Anayasa değişikliği, istikrar, güçlü Türkiye, bölünmeme gibi gerekçeleri karşılamaz.
Bu iddiaların tamamı Dünya örneklerine baktığımızda fasa fiso.
Bu Anayasa değişiklik teklifinde kendisini iktidara taşıyan Türk demokrasisi ile saraydan meclise geçen halk iktidarı ile, aydınlanma devrimi ile hesaplaşma var.
Bilesiniz ki, istikrar, büyük Türkiye ve bölünmeme iddialarının Anayasa değişikliği ile uzaktan yakından alakası yok.
**
Bence memlekette her türlü aksaklığına rağmen sorun parlamenter demokrasi değil, siyasi partiler yasası ve seçim yasası gibi yasaları çıkartmayarak, parlamenter demokrasinin kolunu bacağını bağlayan ve onu tu kaka göstermeye çalışan iktidarda.
Olması gereken bu teklifi kabul ederek anayasayı değiştirmek değil, yıllardın tek başına her şeyi yapma imkanı bulmasına rağmen sorunları çözemeyen ve başarısız olan iktidarı değiştirerek parlamenter demokrasinin önünü açmaktır...