Güven ve tutarlılık birbirini tamamlayan kelimelerdir. Tutarlılık varsa güvende oluşur. Bu tavır kişi içinde böyledir, devlet içinde.
Güven ve tutarlılık birbirini tamamlayan kelimelerdir. Tutarlılık varsa güvende oluşur. Bu tavır kişi içinde böyledir, devlet içinde.
Biliyorsunuz merkez bankası (MB) önceki başkanı Naci Ağbal %10’larda olan faizi önce %17’lere, daha sonrada beklentilerin üstünde, önden yüklemeli tabiri ile 200 baz puan arttırarak faizi %19’lara çıkarmıştı.
Buradaki tek amaç, doları baskılamaktı. Elinde döviz rezervleri (-) eksi olduğundan tek silahı faizdi, 200 baz puan arttırması onun sonu olmuştu. Hemen görevden alındı.
Çünkü 200 baz puan arttırdığı gün yandaş basın dahi üzerine çullandı “Sen kimden yanasın, Kimin için arttırdın yabancı tefecileri mi zengin edeceksin” eleştirileri geldi. En çok bu yönde eleştirende Şahap Kavcıoğlu oldu.
Cumhurbaşkanı ve Şahap Kavcıoğlu “faiz sebep, enflasyon sonuç diye” bir inanışları vardı.
Hemen ertesi gün bu görüşün şiddetli savunucusu olan Kavcıoğlu (MB) merkez bankası başkanlığına atandı.
Şimdi aynı Kavcıoğlu en son para politikası kurulunun faizi %19’da sabit tutma kararından sonra yaptığı açıklama aynen şöyle;
2021 yıl ikinci enflasyon raporu, enflasyon artışının yüksek faizden değil, döviz kurlarının yükselişinden kaynaklandığını belirtmiştir. Yılsonu enflasyon hedefini %33 arttırarak 9,4’ten 12,2’ye yükselttiği belirtmektedir. Artan 2,8 oranının gerisinde yatan neden olarakta 1,8 puanının döviz kurlarındaki artıştan kaynaklandığı, diğer artışlarında gıda artışlarından oluştuğunu belirtmiştir.
Tüm bunlar kendini inkar değil mi?
Birincisi MB başkanı önceki iddiasında, yani “faiz sebep, enflasyon sonuç” tezini bırakıp “sebep yüksek kur sonuç enflasyon” kuralına geldiğini itiraf etmiştir. Aslında cumhurbaşkanı ile tam çelişki haline düşmüştür.
İkincisi, madem %19 faiz normaldi (iki defa değiştirilmedi) Naci Ağbal’a gazete köşende neden hakaret ettin?
Üçüncüsü, 2,8 puan artışın 1,8’i döviz kuru olduğunu ifade edilmektedir. Bu tespit aynı zaman 128 milyar dolarlık döviz rezervinin tüketilmesinin yanlışlığı ve kurları baskılamak için arka kapı yöntemiyle dövizlerin satılmasının ekonomiyi olumsuz etkilemekle kalmayıp, dış etkenlere, kur dalgalanmalarına, enflasyonun yükselmesine karşıda ülkenin savunmasız hale getirildiğinin bir itirafı değil mi?
Dördüncüsü, belki de en önemlisi dün dediği ile bugün dediğinin birbirinin tam tersi tezleri savunan bir MB başkanına güven duyulabilir mi?
Ekonomi aktörleri için en önemli olan kural GÜVEN’dir. Tutarsız davranışlar yerine tutarlı ve güvenilir olmak beklenir.
Belki de ekonomi yönetiminin en büyük zaafı tutarsız davranışlardır.