Kişilerin kendi karakterine, kişiliğine uygun oluşturduğu değerler bütünü vardır.
Kişilerin kendi karakterine, kişiliğine uygun oluşturduğu değerler bütünü vardır. Ancak bu değerler zaman içinde olumlu veya olumsuz değişimlere dönüşebilir. Bence bu değişimlerin oluşmasında en önemli etkenlerden birinin, rol model olarak seçtiği kişilerin etkilerinin de önemli olduğunu düşünüyorum.
1971 Kasım ayında İzmit Ticaret Lisesinde öğretmen olarak çalışmaya başladım. Henüz 21 yaşındaydım. Okulumuzdaki öğretmenlerin yaş ortalaması 27 – 28 civarından çok iyi bir kadromuz vardı. Bu kadro içinde davranışları, yaşama bakışı ve sürekli pozitif tavırlarıyla farklılık gösteren bir hocam dikkatimi çekti. Zaman içinde ona saygı duymaya başladım. Kısa sürede aramızda abi – kardeş ilişkisi oluştu. Aradan 50 yıl geçmesine karşın bu ilişki aynı sevgi – saygı içinde devam etmektedir. Necmi hocamdan (Necmi Öz) söz ediyorum. O benim ilk rol modelimdir. Kendisine sağlıklı yaşam diliyorum.
1972 yılı öğretmenlerin genelde boş zamanlarında takıldığı yer Yakup’un Kahvesi diye bilinen PTT arkasındaki mekandı. 1971 askeri muhtırası sonrası TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) kapatıldığından gidecek yer bulunmuyordu. Bir gün Yakup’un Kahvesinde, ortaokul matematik öğretmenim ve o zamanlar Namık Kemal Ortaokulu müdürü olan Recep Testici hocamla karşılaştım. Saygıyla ellerini öptüm. Beni Namık Kemal Ortaokuluna davet etti. Kendisini ziyaret ettiğimde aynı okulda müdür başyardımcısı olan Ergün abiyle tanıştım. (Ergün Göz) O gün yaptığımız sohbet ve sonraki zamanlarda görüşmelerimiz devam etti. Onun insanları değerlendirmesindeki farklılığı, duruş, tavırları ve dürüstlüğü ile insan üzerinde bıraktığı olumlu etki hemen hissediliyordu.
Ergün abi benim ikinci rol modelim oldu.
Sevgi – saygıya dayalı abi – kardeş ilişkimiz kaybettiğimiz 2019 Ekim ayına kadar devam etti. Ergün abi için kötü insan yoktu. Eğer bir kişi kötü biliniyorsa, yaşadığı koşullar nedeniyle olduğuna inanırdı. Yanıldığını söyleseniz de hemen “”ama özde iyidir” ünlü sözünü söylerdi. Her durumda insanlarla ilgili pozitif tavrını korurdu.
Ergün abi sayesinde Kadir Ender Kulan abiyi tanıdım. Babalar için denir ya “arkamdaki dağ” Ender abi de arkadaki dağ gibi bir güven sembolüydü. Onu tanıyanlar ona sonsuz güven duyarlardı. Bazen eve geç geldiğimizde “Neredeydin” diye sorulduğunda Ender abiyle beraber biraz efkâr dağıttık dediğimizde sorun kalmazdı. O bir İstanbul çocuğu. Babasının sağlığında, iyi olanaklarda yaşamış. Ancak babasını kaybettikten sonra tam bir hayat mücadelesi vermeye başlamış. O yılların İstanbul kültürünü almış bir İstanbul beyefendisiydi. Fen bilgisi öğretmeni olmasına rağmen asla öğrencilerine ders vermemiştir. Zorlandığı yıllarda muhasebecilik, esnaflık yaparak yaşama direnmiştir. O ilkelerinden taviz vermeyen onur abidesi biriydi. Ne yazık ki Ender abiyi de 22 Haziran 2021 tarihinde kaybettik. Benim üçüncü rol modelim olan Ender abiyi ölümünün birinci yıl dönümünde rahmetle anıyorum.
Kuşkusuz yaşamımda etkilendiğim başka dostlarımda olmuştur. Ancak bu iç insanı tanımam ve uzun yıllar aileler olarak birçok anılarımız olması belki benim en büyük şansımdı. Bu üç insanın birbirine benzeyen çok ortak özellikleri vardı. Onlar için hayatın başka bir tanımı vardı. Sevdikleri onlar sayesinde mutlu olursa onlar için yaşam anlamlaşır ve güzelleşirdi.
Ergün abiyi amansız bir hastalık nedeniyle, Ender abiyi ise 20 gün içinde ne olduğunu tam anlayamadan “çoklu organ ölümü” teşhisi ile kaybettik.
Denilir ya, aslında yaprağın derdi başka, sonbaharı bahane etmiş sadece. Her ölümün bir bahanesi oluyor.
Ölenler öldüklerini bilmezler, ölümün acısı yakınlarına ve dostlarına kalıyor.
Ergün abi, Ender abi ruhunuz şad olsun. Necmi abiye sağlıklı yaşam diliyorum.
Değerli okurlar bu yazı fazlaca özel oldu. Kusura bakmayın. Ender abinin birinci ölüm yıl dönümünde onları anmak istedim.
Son söz; Dost dediğin kötü gün kapını çalınca, kapıya seninle birlikte bakandır.