Siyaset

Hocalı soykırımı; Barışsever dünyanın çıkmayan lekesi

Haydar Aliyev ilk kez Hocalı soykırımının asıl önemini açıkladı, daha 1994 yılının Şubat ayında Azerbaycan Cumhuriyetinin Milli Meclisi Hocalı soykırımına hukuki-siyasi değer verdi.

9 Mart 2017 Saat: 22:18
Hocalı soykırımı; Barışsever dünyanın çıkmayan lekesi
Hocalı soykırımı; Barışsever dünyanın çıkmayan lekesi

‘’1992 yılı Şubatın 25`inden 26`sına geçen gece Ermenistan askeri kuvvetleri Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde yerleşen geçmiş SSCB`den kalma 366. Alayın yardımı ile Hocalı’yı kuşatdı. Bu durum, altı ay süresince Ermeniler tarafından etrafı tamamen kuşanan Hocalı’nın en tehlikeli haliydi. Gece saatleri Ermeniler en gelişmiş silahlarla saldırıya geçerek Hocalı şehrini yerle yeksan ettiler. Çok sayıda ağır silah şehir tamamen dağıtıldı, evler ateşe verildi ve insanlar özel gaddarlıkla katledildi. Onların içerisinde başları kesilen, gözleri çıkarılan, derisi soyulan, canlı-canlı yakılan ve diğer vahşiliklere maruz kalan yüzlerce günahsız insan vardı. Busoykırım zamanı resmi rakamlara göre 613 kişi özellikle işkence yapılarak acımasızca öldürülmüşdür. Bu kişilerden 106`sı kadın, 63`ü çocuk ve 70`i yaşlılardan oluşmaktaydı. Sekiz aile tamamen yok edilmiş, 25 çocuk her iki ebeveyinlerini kaybetmiş, 130 çocuk annesini ve yahut babasını kaybetmiş, 76`sı çocuk olmak üzere 487 kişi ağır yaralanmış,1275 kişi rehin alınmıştır. Esir alınan 150 kişinin kaderi ise günümüze kadar hala belli değildir. Devlete ve halka mahsus olan varlık 1 Nisan 1992 yılının göstergelerine göre 5 milyar ruble, (tahminen 5 milyar dolar) maddi zarara uğratılmıştır. Geçen 25 yılda Hocalı Soykırımı ile ilgili birçok yazılar yazılmış, bir çok kez konuşulmuş, birçok kez dinlenilmiştir. Bu facia ile ilgili bilgi sahibi olanları şu türde sorular düşündürmektedir: Hocalı Soykırımı neden gerçekleştirildi? Bu cinayeti gerçekleştirmekte Ermenilerin amacı neydi? Nerdeyse 100 yıl geçse de ve hatta Ermenistan kendisi dahi bu soykırımı tanıdığında bile bu sorular güncelliğini koruyacak. Belki de gün gelecek Ermeni toplumunun kendisi de Hocalı soykırımı yapanları lanetleyecek, itham edecek. Zira hali hazırda bu sürecin işaretleri görülmektedir. Fakat dünyada ki bütün Ermeniler ayağa kalkıp bir ağızdan: Sarkisyan, Köçeryan, Ter-Petrosyan ve diğer siyasetçi katillerin de dâhil olduğu karışık Dağlık Karabağ`a karşı arazi iddiası ile Azerbaycan`a savaş açan bütün Ermeni milliyetçilerini ve din liderlerini lanetleseler de ortada çıkarılması imkânsız bu türlü bir leke var: Hocalı soykırımı Ermeniler tarafından gerçekleştirildi. Bu nedenle, 1993 yılında Karabağ`da öldürülen uluslar arası terörist M. Melkonyan Erivan`da Ermenistan`ın o dönemdeki cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan`ın da katıldığı törenle defin edilmiştir. Eski cumhurbaşkanı R. Koçeryan`ın Hocalı soykırımının hazırlanmasında ve uygulamasındaki rolünden dolayı gurur duyduğunu itiraf etmesi, S.Sarkisyan`nın Gürcistan`da ağır suçlar işleyen Bagramyan taburundaki Ermeni subayları kendi yemin törenine davet etmesi, 2012 yılının Ocak ayında Erivan`da ASALA`nın kuruluş tarihinin 37. Yıldönümünün büyük bir ihtişamla kutlanılması ve bu olgular Ermenistan`ın terörist bir devlet olduğunu kanıtlayan kesin delillerdir. Ne tarih, ne Azerbaycan halkı, ne de ermeni toplumu bu cinayeti gerçekleştirenleri affetmeyecek. Hocalı soykırımı Ermeni toplumunun üzerinde çıkarılması imkânsız siyah bir lekedir. Hali hazırda korku ve tehdit altında bütün Ermenileri sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisi etrafında tutmak hele ermeni toplumunun Hocalı soykırımını gerçekleştirenlere “sağ ol”u gibi kabul edilemez. Evet, tamda sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisi ilk önce bütün Ermenileri tehdit altında bırakmaktadır. Sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisinin esaretine düşmek istemeyenlerden–Ermenistan “Milli Azadlık Harekâtı” teşkilatının başkanı Vahan Matirosyan, yazar-yayımcı, kamusel önder Vahe Avetyan ve Ermenistan “milli Azatlık Harekâtı” teşkilatının başkanı Vahan Martirosyan, Ermenistanın “Meridian” sivil toplum teşkilatının başkan yardımcısı, gazeteci Suzanna Caqinyan tecavüzkâr devleti uçuruma sürükleyen cinayetkar rejime karşı açık mücadeleye başlamışlar. Geçen yılın sonbaharında Azerbaycan`da olan aynı Ermeniler Hocalı soykırımı kurbanlarının hatırasına Bakü`de dikilmiş anıtı ziyaret ettiler. Gazeteci Suzanna Caginyan şu sözleri demiştir: Ben Azerbaycan halkına karşı gerçekleştirilen bu musibetlere göre Ermenistan halkı adından Azerbaycan özür dilerim. Ermenistan’da ki cinayetkar rejime karşı mücadelenin genel hal kazanmasını engelleyen yegâne amil sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisidir. Bu amilin bütün Ermeniler`i tehdit altında bırakmasında bir cinayetkar eylemi istikameti olduğunu söylemeye ciddi tarihi kanıtlar var. Malum olduğu gibi uluslararası terörizm sırasında öncülerden olan ermeni terörcülüğü sahte “Büyük Ermenistan” ideolojisizinin terkibidir. Ermeni terörizmi Ermenilerin kendi temsilcilerini de esgeçmemiştir. Ermeni terör örgütlerine maddi yardımda bulunmayı ret ettikleri, aynı zamanda Ermeni milliyetçilerinin bölücülük eylemlerine ve silahlı cinayetlerine karşı geldikleri için: 1903`de banker Camgarov Moskova`da, 1907`de halı tüccarı Tavşancyan New York'ta, 1908`de devrimci yazar Arpiar Arpiaryan Kahire`de, 1914`de Amayak Aramyan, 1915 yılında ise Mkrtich Artunyan ve Vageihsan (Esayan) Türkiye`de ermeni teröristleri tarafından vahşice katledilmişdir.27 Ekim 1999`da Ermenistan Parlamentosu`na yapılan saldırı da dajil olmak üzere bu listeyi daha da kabartmak mümkündür. Günümüzde dünyaca ünlü şarkıcı ve diplomat Charles Aznavour, araştırmacı Christopher Gann, Politikacı Paruyr Hayrikyan, Moldovanın Parlamentar Savunucu (Ombudsman), Aurelia Grigoriu, son zamanlara kadar ise Vahan Matirosyan, yazar-yayımcı, Vahe Avetyan, Vahan Martirosyan ve başkaları Ermeni terrorünün tehditleri ile yüzleşmişlerdir. Bazı araştırmacılar ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink suikastınıntedarikçisi işte tamda “Büyük Ermenistan” ideolojisi olduğunu düşünmektedir. Fakat her şeyin bu kadaraçık olmasına rağmen uluslararası kuruluşlar Hocalı soykırımını olduğu gibi değerlendirerek soykırımı yapanların ecezalandırılması için hiç bir gereken adımı atmadılar. Aksine her zaman olduğu gibi yine de paralel yapılanmalarla yanaşma ermeni terizmini ve terörcülüğünü savunmaktadır. Şu örneğe dikkatinizi çekmek istiyorum: 1983 yılında Türkiye”nin Belgrat BüyükelçisiGalipBalkar”ıgörevi başında katledenermeni ASALA terör örgütünün tetikçisi idam cezasına çarptırılmaması bir yana dursun, 2002 yılındaErmenistan”a verildi. Bundan başka, 1982 yılının Ocak ayında ABD`in Los Angeles`daki Türkiyenin Baş konsoloosu Kemal Arıkanı katl eden ASALA üyesi, Ermeni terörcü Hampiq Sasunyan geçen yılın Aralık ayında yapılan mahkemede şartı tahliye ile serbest bırakıldı. Türkiye Dış İşleri Bakanlığınca ermeni terörcü H. Sasunyanın serbest bırakılması kanunun aliliğine ve adaletin korunmasına karşı olmasıyla birlikte terörla mücadelede işbirliği ruhuna eksi tesir gösteren amil gibi değerlendirildi. Kendisinindeitirafiüzereterörcü H. Sasunyan türkiyeli başkonsolos Kemal Arıkanı sırf türk olduğu için amansızcasına katletmişdir. Kemal Arıkanın katledilmesi ermeni terörcüler tarafından bütün türk diplomatlarını hedefe alan ermeni terörcülüğünün eylemlerinin bir parçası oldu. Bu sırada ermeni terörizme dair daha bir örnek: 1978 yılı Ocağın 8`de ermeni terörcüleri S. Zatikyan, Z.Bagdasaryan ve A.Stepanyan Moskova sehir metrosunda ağır terör aktı gerçekleştirdiler. Bu terör aktları sonucunda 7 kişi ölmüş, 37 kişi çeşitli vücut hasarları almıştır. Bu ikinci dünya savaşından sonra geçmiş SSCBarazisinde en ağır cinayet olarak kaldı. Olayın üstünden kırk yıl geçmesine bakmaksızın Rusiya Federasyonu sözügiden cinayet işini gizlilikten çıkarmıyor. Bu korumacılık ermeni terörizminin ifşa edilmesinin karşısının alınması demek değilmi? Rus tarihci Oleg Kuznetsov Rusiya Federasyonu üst düzey mahkemesinin başkanı adına ermeni terörcüleri tarafından 40 yıl önce Moskova`da gerçekleştirilmiş Silsile terör aktları ile ilgili cinayet işinin gizlilikten çıkarılmasını talep eden petisiya tertib etti. Bu girişim kitlevi şekilde desteklense de hala da mesele çözüm bulamamış halde kalmaktadır.

Yine de Hocalısoykırımı konusuna geri dönelim. Planlı şekilde gerçekleştirilen bu soykırımmın sırf Hocalı`da gerçekleştirilmesi zamanı ermeniler Azerbaycanın bu kadim yaşayış yerleşkesinin yer yüzünden silinmesini önlerinde duran görev olarak görüyordular. Çünkü Hocalı Azerbaycanın kadim devirlerine ait arazilerden birisi gibi tarih ve kültür anıtları ile seçilmekteydi. Azerbaycanlılardan oluşan 7 bin kişiden çok nüfuzu olan Hocalı ermeniler yaşayan köylerin çapında en büyük ve antik yaşayış meskeni olmuştur. Burada Azerbaycanın hava alanı ve diğer devlet düzeyindeki önemli konumları vardı. Hocalı soykırımının gerçekleştirilmesine karar veren ermeni siyasetçileri ve din başçıları bu cinayeti gerçekleştirmekte daha bir amaçları yerel halkda korku yaradıb çevredeki bölgelerin ahalisini didergin salmak olmuşdusa, diğer bir kasıtlı amaç ise bölgede emperyalist ilgisi olan büyük kuvvetlerin İslam dünyasına meydan okuması olmuştur.

        Bütün bunlar ermeni askerleri tarafından özenli amansızlıkla ve akılalmaz vahşilikle gerçekleştirmişdir. Soykırımın gerçekleştirilmesinde 50`den fazla ermeni subayı ve praporşikiştirak etmişdir. Acınacaklı hal ise Hocalı`ya hücumu planlaşdıran, teşkil eden ve gerçekleştiren ermeni siyasetçilerin büyük çoğunluğu hali hazırda tecavüzkar Ermenistan`da siyasi hakimiyyetde temsil olunmaktadırlar, Soykırımı gerçekleştiren askerler Ermenistan ordusunda komutanlık yapmaktadırlar. Azerbaycan tarihinin amaçyönümlü dış politikası sonucunda dünyanın bir sıra devletleri, aynı zamanda uluslararası teşkilatlar Hocalı soykırımını tanımış, parlament ve hukuk kurumları tarafından Soykırım aktı gibi lanetlemişdir. Şimdiki yegane gayemiz Xocalı soykırımının Soyqırımı aktı gibi dünya birliği tarafından tanınmasına nail olmaktır. Bildiğiniz üzere Haydar Aliyev Fonun eşbaşkanı Leyla hanım Aliyeva`nın girişimleri ile tasarlanan “Hocalı`ya Adalet” uluslararası bilgilendirme kampaniyasının faaliyetine 2008 yılının Şubat ayında start verilmişdi. Bu kampaniya ile büyük işler görülmektedir.

        Geçmiş devirde Hocalı soykırımının dünya birliği tarafından tanınması için bir sıra programlar gerçekleştirilmiştir. Aynı zmanda soykırım kurbanlarının aziz hatırasına adanmış sinemalar çekilmişdir. Fotoğraflar çekilmiş, kitaplar ortaya çıkmış, roman, povest ve hikayeler yazılmışdır. Bunların bir kısmı Hocalı soykırımından sonra ermenilerinrehineliğinde olan azerbaycanlılar, diğer taraftan dış mualiflertarafından gerçekleştirilmişdir. Dünyanın bir sıra ülkelerinde Hocalı soykırımını barındıran heykeller dikilmiş, park ve meydanlar yaratılmışdır. Bütün bunların amacı ise dünyanın heçbir yerinde bir daha bele bir soykırımın gerçekleştirilmesine imkan yaratmamaktır.

        Şunu da not etmek lazım ki, bir süre Hocalı soykırımı, onun sebep, amaç ve sonuçları dünya kamuoyundan gizletilmek için büyük çabalar sarf edilmişdir. Lakin ümummilli lider Haydar Aliyev ilk kez Hocalı soykırımının asıl önemini açıkladı, daha 1994 yılının Şubat ayında Azerbaycan Cumhuriyetinin Milli Meclisi Hocalı soykırımına hukuki-siyasi değer verdi. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ münakaşasının yalnız Azerbaycanın arazi bütünlüğü çerçevesinde çözüme ulaşacağını, zabt edilimiş topraklarımızdan ermeni işgalci kuvvelerinin çıkarılmasının gerekliliğini daima önemle vurgulayarak halkımıza karşı soykırım gerçekleştirmiş şahsların sorumlu tutulmaları gerektiğinin önemini beyan etmişdir. Bu da olacak. Nasıl ki, Azerbaycan Cumhuriyetinin Ermenistan silahlı birleşmeleri tarafından işgal edilmiş arazilerinde yaşayan diger şahıslarla önceden işbirliği içerisinde olarak cinayet ilişkisine girmiş bu arazilere kanunsuz seferler eden, burada illegal faaliyyet gösteren rejimin “bağımsızlığınıdesteklemekle Azerbaycan`ın uluslararsı alanda tanınmış arazi bütünlüğünün parçalanmasına yönelen açık çağırışlar eden, ayrı-ayrı devletlerin vatandaşlığını taşıyan Aleksandır Lapşincari yılımızın 7 Şubat tarihinde Beyaz Rusiya Cumhuriyetinden Azerbaycan Cumhuriyetine transfer edilmişdir. Şimdi Azerbaycan Cumhuriyeti Cinayet Yasasının uygun maddeleri ile hakkında soruşturma başlatılmış Aleksandır Lapşin kanun önünde cevap vermektedir. Bu hal Hocalı Soykırımını gerçekleştirenleri ve bu beşeri cinayeti yaptiklarını uluslararası tribünden iftiharla seslendirdiklerini diyenleri beklemektedir.’’

Dostum gazeteci-yazar Sabir Şahtahtı, Hocalı Soykırımı ile ilgili siyasal bilimler doktoru olarak görüşlerini yukarda açıkladı. Kendisine bu konu hakkında görüş beyan ettiği için teşekkür ederim.

Haber: Veysel Kavrayan

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat