Malul Sayılmayan Gazilerle bir araya gelen CHP Kocaeli Milletvekili Hürriyet, "Bu ayıp temizlenene kadar mücadeleye devam edeceğim" dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, Malul Sayılmayan Gaziler ile birlikte Lastik İş Sosyal Tesisleri'nde bir araya gelerek yıllardır çözülemeyen sorunlarını konuştu. Malul Sayılmayan Gaziler Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçarslan, Kocaeli Şube Başkanı Aydın Atlı, Adapazarı Şube Başkanı Remzi Doydu ve dernek üyelerinin de katıldığı programda Milletvekili Hürriyet'e, CHP Gölcük İlçe Başkanı İsmet İşer'i eşlik etti.
Gazilik hakkını alamayan 19 bin insan var
Programda konuşan CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet, malul sayılmayan gazilerle ilgili gerek mecliste gerekse sahada yaptığı çalışmalardan bahsetti. Hürriyet, "Bir insan terörle mücadelede yaralanmış, devlet göndermiş, vatanı için göğüs göğüse çarpışmış, vatanına sahip çıkmış ve hayatını böyle idame ettirmeye çalışmış ve yüzde 40 sağlık yönetmeliği nedeniyle bugün neden gazi olamadığını anlatamıyor. Bize göre vatan için çarpışırken yaralanmış her yurttaşımız gazidir. Bizim için, geleceğimiz için, üzerinde yaşadığımız bu topraklar için, çocuklarımızın daha güvenli bir ortamda yaşaması için mücadele etmiş her yurttaşımız yaralandıysa bizim nedzimizde gazidir. Ama bu saçma bir yönetmelik nedeniyle gazilik ünvanı alamayan 19 bin vatandaşımız var" dedi.
Bu kadar insanın günahı neydi?
Mecliste gerçekleştirdiği çalışmalardan da bahseden Milletvekili Hürriyet, "Sizlerin durumunu öğrendiğimden beri mecliste defalarca dile getirdim, kaç defa bakanlara sordum, kaç defa önerge verdim inanın ben bile hatırlamıyorum. Başbakan Binali Yıldırım 15 Temmuz'dan sonra, "Bu ülke için yaralanan vatandaşlarımıza sen yüzde 30 yaralandın sen yüzde 10 mu yaralandın diyeceğiz. Kaldırdım hepsini dedi. Ardından bir KHK çıkarıldı ve o KHK'da tırnağı çizileni gazi sayarım dedi. Ama sadece 15 Temmuz'da yaralananları. Elbette ki 15 Temmuz'da yaralananlara aynı haklar verilsin. Onlar da vatanı için sokağa çıktı, mücadele etti. Pekiyi bu kadar insanın suçu günahı neydi. Terörle mücadeleye devlet gönderdi hepinizi. Ama şimdi gazi sayılmıyorsunuz. Bu haksızlık, eşitsizlik ve adaletsizliktir" açıklamasında bulundu.
Fikri ışık'tan akıllara zarar açıklamalar
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık ile Milli Savunma Bakanlığı görevinden itibaren malul sayılmayanların durumlarını ilettiğini de dile getiren Hürriyet, "Bunu mecliste gündeme taşıdımi Gaziler arasındaki ayrımı bir an önce kaldırın, gaziler arasındaki eşitliği sağlayın, bu ayıptır ve bu ayıbı temizleyin dedim. O zaman Fikri Işık Milli Savunma Bakanıydı. Meclis bütçe görüşmelerinde direk kendisine gazilik haktır lütuf değildir dedim. FETÖ terör örgütü de PKK terör örgütü değil mi diye sordum. Ama Fikri Işık akıllara zarar bir cevap verdi bana. Fikri Işık o gün toplantıda, "15 Temmuz'da sokağa çıkanlarla bu insanları birbirine karıştırmayın. 15 Temmuz'da sokağa çıkanlar vatanı milleti için sokağa çıktı. Biz yaralanalım da gazilik haklarından yararlanalım diye bir düşünceleri yoktu" dedi ve ben inanamadım. Yani sizler yaralanalım, kurşunu kalbimize yiyelim de gazilik haklarından yararlanalım diye mi gittiniz mücadeleye? Ne yazık ki böyle akıllara zarar açıklamalar aldım" dedi.
Bakanlıklar topu birbirine atıyor
Konuşmasına devam eden Milletvekili Hürriyet, "Başbakan Binali Yıldırım, "Binlerce mağdur vatandaşımız var. Yedi Bakanlığa talimatı verdim, üzerinde çalışıyorlar ve bu sorunu çözecekler" dedi. Yedi bakanlığa talimat verdim demesinin üzerinden 10 ay geçti. 10 ay sonra her bakanlığa tek tek sordum. Maliye Bakanına bununla ilgili bir bütçe hazırlığınız var mı diye sordum, getireceğiniz bütçede bu insanlara gazilik hakkı verilmesi ile ilgili bir bütçeniz var mı dedim. Bakan bana sadece baktı ve 'Ben konuyu bilmiyorum, araştıracağım' dedi. Aradan zaman geçti, 'Aile Bakanı bakıyor' dedi. Aile Bakanına sordum, bakan dedi ki 'Benim yapabileceğim bir şey yok' dedi. Sonrasında bir KHK daha çıktı ve Numan Kurtulmuş dedi ki, '19 Bin insan yararlanacak bu KH'Kdan dedi. Biz de sizlerin sorunu nihayet çözülüyor diye sevindik. Pek çok arkadaşımıza başvurmaları gerektiğini söyledik. Ama maalesef hepsi retle sonuçlandı. Biz 15 Temmuz'da 19 bin gazi mi verdik? 15 Temmuz'da 19 bin gazi vermediysek, bu KHK'dan kim yararlanacak, kim bu 19 bin gazi?" dedi.
Gaziler arasındaki ayrım ayıbı temizlenmeli
CHP Kocaeli Milletvekili Hürriyet, "Afrin'deki mücadelede vatan evlatlarımız bu ülke için mücadele ediyor. Orada yaralanan askerlerimiz var. O evlatlarımızın da aklında, 'Acaba gazi olacak mı olmayacak mı şeklindeki sıkıntıları yaşamaması gerekiyor. Öyle tehlikeli bir coğrafyada yaşıyoruz ki, aslında bunun konuşulmaması bile gerekiyor. Hiç bu ayrımların olmaması gerekiyor bizim gibi ülkelerde. Ama bu ayıp temizlenecek. Bu ayıbın temizlenmesi, onurunuzun size iade edilmesi, madalyalarınızı alabilmeniz için sonuna kadar mücadelenizin yanında olacağım. Bizler siyasetçiyiz, ama siyasetin ötesinde insanız. Ben de sizler gibi sıradan bir vatandaşım. Sizler gibi hayatını zorluklarla kurmuş insanlardan birisiyim. Gaziler arasındaki ayrım bitene kadar, senin gazin benim gazim anlayışı son bulana kadar, hakkınız hukukunuz ve adalet yerini bulana kadar, siyasi kaygı gütmeksizin sadece vatandaş olarak yanınızdayım" açıklamasında bulundu.
3,5 milyon suriyeliye bakılıyor, 19 bin gazi unutuluyor
Malul Sayılmayanlar Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçarslan ise yaptığı konuşmasında, "Devlet bizlere santimle milimle ölçerek gazilik vermedi. 19 bin vatan evladı bu sorunun çözülmesini bekliyor. İnşallah el birliği ile bu sorunu çözmeye çalışacağız. Bu yaramız en az 25 yıldır kanamaya devam ediyor. Mahkeme ve hastane bizi gazi olarak kabul etmek istiyor, ama bu nizamnameye göre diyorlar ki, siz gazi değilsiniz. İnşallah Miletvekilimiz Fatma Kaplan Hürriyet'in verdiği ve bundan sonra yeniden vereceği kanun teklifini dikkate alırlar. Toplum nezdinde biz gaziyiz. Devlet tarafından da gazilik hakkımızı almak istiyoruz" dedi. Gazi sayılmayanların da söz aldığı programda konuşan Soner Özdemir, "1998'de terör vatani görevimi yaparken terör örgütüyle mücadelede kurşun sağ göğüs boşluğumdan girerek sol taraftan çıktı ve 1,5 metre ince bağırsağım alındı. Beni bu şekilde askere almazlar. Yediklerimi seçerek yemek zorundayım. Yeşillikten başka bir şey yiyemiyorum. 3,5 milyon Suriyeliye bakıyoruz. Bütün bunların yanı sıra 19 bin gazinin hakkı verilmiyor. Daha ne denilebilir ki?
Ankara patlamasında bile gazilik hakkını vermediler
Salonda bulunan diğer malul sayılmayan gaziler de şunları kaydetti, "Pusuya düşerek yaralandım, yanımda komutanım şehit oldu. Halen daha bel kemiğime giren mermiyle yaşıyorum. Etimesgut'ta gittiğim doktor bu mermiden ölmezsin diyor. Ağrıyor dediğim zaman ise, ağrıyacak tabi ki vücudunda mermi var diyor. Raporumda yüzde 40 olsa gazi sayılacağım halde yüzde 36 vererek gazi saymıyorlar. Son KHK ile de bizi gazi saymadılar" Diğer bir gazi ise Lice'de yaralandığını kaydederek, "1998 yılında Lice'de pusuya düşürülerek yaralandım. Devlet bize iş imkanı verdi. İki yıl önceki Ankara patlamasında servislerin içerisindeydim. Yine yaralandım yine gaziliğimi vermediler. Artık üçüncüyü bekliyorum ölmek için" Halen daha askerlik görevini sürdüren bir asker ise "Çatışmada ayağıma kurşun yedim. Yakınımda el bombası patladı. Halen daha görevime devam ediyorum. Gazilik kelime anlamıyla eş değer olsun kanunda. Kelime anlamı neyse kanunda da o olsun.
Bizim kapımızı hiç kimse çalmıyor
1992 yılında Şırnak'ta operasyonda el bombası patlaması sonucu el parmaklarımı kaybeden diğer bir malul sayılmayan gazi ise "26 senedir bu dava uğruna uğraşıyoruz. Neden gazi olamadığımı kendi çocuklarıma bile anlatamadım. Çocuklarım bile gazi olduğuma inanmıyor. Kimseye gazi olduğumu ispatlayamadım. Askerlik çağında çocuğum var ben onu nasıl askere göndereceğimi düşünüyorum" dedi. 1992 yılında Hakkari'de yaralanan diğer bir mağdur, "15 Temmuz'daki gazilere bakıyoruz. Valiler, kaymakamlar evlerine gidiyorlar. Ben 5 ay evde yattım hiç kimse kapımızı çalmadı. Biz kendi derdimizi anlatmak için milletvekili, il başkanı kapısı çalıyoruz" dedi. Çatışmada kafası ve göğsünden yaralanan son konuşmacı Tuncay Asteğmen ise "Kafamdan ve göğsümden vuruldum. 30 metreden de uçuruma yuvarlandım. Tim çavuşum beni sırtlayıp kurtardı. Gözlerimi hastanede açtım. Yanıma tümgeneral geldi ve bana 'Sen bizim gazimizsin' dedi. Ama aradan yıllar geçti ve gazilik hakkımızı alamadık" dedi.