Böyleleri için sağlıkla ilgili her problemi ilaç kullanarak ortadan kaldırmak mümkündür. Tek çare ilaçtır. Hijyene yönelik tedbir almak, yediğine-içtiğine dikkat etmek, ortam değiştirmek gibi davranışlar önemsiz sayılır. Böyle insanlar bilmezler ki her ilacın olumsuz yan etkisi vardır ve onlar sadece mecbur kalındığında kullanılmalıdır.
İlaç kullanma alışkanlığı, sadece insan sağlığı ile ilgili değildir. Bitkisel ilaç kullanma konusunda da durum aynıdır.
Ben yıllarca Orman Bakanlığında entomolog olarak çalıştım. Entomoji böceklerin hayatını inceleyen bilim dalıdır. Bu nedenle meslek hayatımın çok büyük bir kısmı orman ağaçlarına arız olan zararlı böceklerin (Zararlı böcekleri yedikleri için faydalı böcekler de vardır) hayatını incelemekle geçti. Çünkü ancak, çeşitli iklim şartlarında içgüdüsel davranışlarını belirleyerek onlara karşı mücadele etmek mümkündür. Zararlı bir böceğin etkinliğine imkan veren şartları ortaya koymak da önemlidir. Bu durum, ağacın odun dokusuna işleyen bir böcek larvasının (kurdunun) varlığı halinde daha çok geçerlidir. Çünkü böceğin arız olduğu ağacın, bazen dışarıdan farkedilmeyen fizyolojik bir sıkıntısı vardır ve bu yüzden o kurdu engelleyici bir reaksiyon gösterememektedir. Örneğin kökleri yeterli su alamamaktadır veya hava kirliliğinden dolayı gelişimi normal olmamaktadır.
Gelelim asıl konumuza…İlaçsız olmaz!..diyene. Günlerden bir gün, çalıştığım araştırma kurumundaki odama yakın bir ilçeden 3-4 kişilik bir grup geldi. Kavakçılıktan iyi para kazanıldığı zamanlar…Başlarında patron konumunda bir kişi. Birisinin elinde 8-10 cm çapında, bir metre kadar uzunlukta kavak gövde parçaları.
- Ankara’dan size gelmemizi önerdiler, bizim kavaklar ölüyor.
Onlara çay söyledim ve odamın bitişiğindeki laboratuarda gövdeleri parçalayıp içlerinde ne olduğuna baktım. (Zaten gövdelerden dışarı taşan öğüntülerden ne olduğunu anlamıştım).
Kendilerine, örnek olarak getirdikleri örneklerde, oduna işlemiş durumda M.picta isimli böceğin kurtları olduğunu, yapılacak işin kavakları kök derinliğine kadar, yeterli zaman aralığıyla sulamak olduğunu söyledim. Cevap gecikmedi:
- Hangi ilacı kullanacağız ?
- İlaç gerekmez. Zaten kullanacağınız ilaç gövdelerin içindeki kurda ulaşamaz. Bu böcek yeterli sulanmayan kavaklara gelir, iyi suladığınızda ağaç içindeki kurtları kağıt gibi ezer ve kavaklar sağlığına kavuşurlar.
dememle birlikte patron konumundaki kişi ayağa kalkarak bağırmaya başladı.
- Biz sana boşuna gelmişiz. Kullanılacak ilaçtan haberin yok. Sen hiçbir şey bilmiyorsun. Bilseydin bize ilaç söylerdin. Seni Ankara’ya bakanlığa şikayet edeceğim.
Öyle bağırıyor ki…Kapıyı açtım ve istediğiniz yere gidin dedim. Alt kata gittiler, patron konumundaki kişi oradaki idarecilere benim bilgisizliğimi !.. haykırmaya devam etti ve lüks arabasına binerek gitti.
Ben onlara şu ilacı hazırlayıp gövdelere 15 gün ara ile sürün ve belirttiğim şekilde bol su ile sulama yapın deseydim kavaklar sağlığına yine kavuşurdu. Ama onlar bu iyileşmenin tamamen ilaçtan olduğuna inanacaktı. Bu arada ilaçlama için para harcayacaklar ve çevre kirliliğine neden olacaklardı. Halbuki sadece, söylediğim şekilde sulama yaparak netice almak mümkündü. Gel de anlat… Meslek hayatımda başıma gelen çok ilginç olaylardan biridir.
İlaç söylemeyen adam neyi bilir ki…Hala çevremde duyuyorum. İlaç yazmayan doktorlara Allah kolaylık versin…