İnternet yasası ile ilgi,li bir tepkide Kocaeli Barosu'ndan geldi
baro başkanı tepkisini şöyle dile getirdi.
ki binli yıllara geldiğimiz dönemde bilişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak ülkemizde çok yaygın bir şekilde internet kullanılmaya başlanmasından sonra 5651 Sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun " 2007 yılında yürürlüğe girmiştir.
Kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında, kanunun temel hak ve özgürlükler açısından sakıncalar taşıdığı hemen herkes tarafından dile getirilerek, kanunun özgürlükçü bir anlayışla değiştirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 18.11.2012 tarih ve 3111/10 sayılı kararı ile, 5651 Sayılı Kanunun "Erişimin Engellenmesi" başlıklı 8. maddesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi' nin 10. maddesine aykırı bularak ülkemizi tazminata mahkum etmiştir.
Bu anlamda siyasi iktidardan, 5651 Sayılı Kanunu' nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi' nin kararları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi' nde belirlenen kri
Yapılan yeni düzenlemelerle yürütme tarafından atanan TİB Başkanına mahkeme kararı olmaksızın internete erişimin engellenmesi yetkisi verilmekte URL ve IP tabanlı erişimin engellenmesi yöntemleriyle bir çok site ve servisin yayın yapamaz hale getirilmesinin önü açılmakta, internet kullanıcılarının hareketlerini takip altına alıp, hareketlerini arşivleme ve bunun sonucunda fişlemeye varan bir altyapı oluşturulmasının önü açılmaktadır.
Şu kesinlikle bilinmelidir ki, hiçbir hukuk devletinde hukuka aykırı ve haksız bir şekilde kişilik haklarına ve özel hayatın gizliliği ilkesine herhangi bir şekilde saldırı yapılması sınırsız değildir ve karşılıksız kalamaz. Ancak kişilik hakları ile ifade özgürlüğü, haberleşme, basın ve iletişim özgürlüğü arasında çok ince bir sınır vardır. Bu sınır ancak ve yalnız hukuk kurumları tarafından doğru tespit edilebilir. Yürütmenin atamış olduğu ve yürütmenin bir parçası olan TİB Başkanı tarafından bu sınırın doğru şekilde tespit edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle internete erişimi engellemeyi yürütme erkinin insiyatifine bırakmak demokratik hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmadığı gibi arşivleme yapmak suretiyle fişlemeyi de bir hukuk kurumu olarak Baromuzun kabul etmesi mümkün değildir.
Bu nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Kararları ve Evrensel Hukuk Normları çerçevesindedüşünce ve ifade özgürlüğü olabildiğince koruyan ve kişilik haklarına saldırıyı da yaptırımsız bırakmayan bir yasal düzenleme yapılmasını ve halen Sayın Cumhurbaşkanı' nın onayını bekleyen yasanın bu yöndeki eksikliklerinin derhal giderilmesini bekliyor ve temenni ediyoruz. Bu durumda toplumsal barışa hizmet edilebileceğini ve de şeffaf bir yönetim anlayışının hakim kılınacağını düşünüyoruz.