Eski çağlarda kölelik yoktu.İnsanlar özgürce tüketecekleri kadar avlanır ve özgürce yaşarlardı.
Kimse kimseyi sömürmezdi.Zamanla üretim araçları gelişip insanlar, ihtiyaçlarından fazlasını üretmeye başlayınca iş gücüne ihtiyaç duyuldu.Bu amaçla insanlar savaş esirlerini öldürmek yerine,onları kendileri için zorla çalıştırmaya ve ürettiklerine de el koymaya başladılar.Böylece insanların özgürlükleri ellerinden alınarak,emeklerine el konmaya,sömürülmeye,dolayısıyla köleliğin insanlık tarihine bir kara leke olarak doğmasına neden oldular.Artık insan bir mal.rı,alınıp satılmaktaydı.
Zaman içinde , birçok köle isyan ederek ayaklandı.Bunların en akılda kalanı milattan önce 73’te köle/gladyatör SPARTAKÜS,ün 100 bin kişilik köle ordusuyla başlattığı ilk köle ayaklanmasıydı.Ne varki; başarılamadı.
Milattan sonra 8., 9. ve 10. yüzyıllarda Almanya’da tarım işçilerine olan ihtiyacın artması köleliğin daha da canlanmasına yol açacaktı.Bu amaçla Almanlar birçok savaş tutsağını köleleştirip çalıştırdı.Avrupada artık köle işçiler vardı.
Amerikanın keşfi sonrası Amerikada da işgücü eksikliği kızıldarili yada zenci kölelerle giderilmekteydi.Bir çok mal kölelerin iş gücü ile üretilirdi.17.yüzyılda Liverpool’dan yola çıkan her dört gemiden biri köle ticaret gemisiydi.
İnsanlık tarihinin yüz karası Köle Ticaretini,1792 de Danimarka,1795 te İngiltere,1808 de ise Amerika yasaklayacaktı.Büyük mücadelelerle işçiler sendikalarla örgütlenecek zamanla çağdaş iş ve sendikalar kanunu çıkacak,sendikalar işçiler adına özgürce toplu iş sözleşmeleri yapacaktı.Böylece eski köleler;özgür insanlar olarak emeklerinin karşılığı almaya başlayacaktı. Sosyal devlet ilkesi hayata geçecek,devlet emekçilerin yanında yer alacacak,sosyal demokrat partiler kurulacak,sendikalar bu partilere destek olacaklardı.Barışın,üretimin ve demokrasinin de gelişmesini sağlayan emeğin tarihi süreci böyle yaşanmıştı.
Ülkemizde rahmetli Ecevit.in çalışma bakanlığında başlayan işçi haklarının geliştirilmesi de çağdaş Dünyadaki bu anlaylışın bir ürünüydü.Ne varki; 12 Eylül 1980 darbesi ve devamında AKP iktidarı ile emekçiler ve sendikaların gücü bilinçli olarak zayıflatıldı. Şu an zannederim iş koluna göre özel sektördeki sendikalaşma %10.u bulmaz.Yani işşçinin % 90 ından fazlası sendikasız,örgütsüz, iş güvencesiz ve savunmasız durumdadır.İşverenler sendikaya üye olan işçileri işten atarak sendikalaşmaya engel oluyor.İşe iade davaları bu duruma engel olamıyor.Halkın yanında olduğunu iddia eden sosyal devlet de sadece seyrediyor.
Örnek mi istiyorsunuz .En büyük örnek KOCAELİ ,tekelleşmiş bir çok işyerinin sendikal çalışma nedeniyle işçilerin işlerine haksız son verdikleri ,akabinde de işçi alımları yaptığına herkes tanıktır.Çağdaş bir demokraside böyle trajikomik bir olay olamaz.Bu ülkenin verimli topraklarını kullanacaksın,emekçinin maaşından kesilen vergileri ucuz kredi diye belki alacaksın,havasını,suyunu ve toprağını kirleteceksin,emekçinin ürettiklerini satarak para kazanacaksın.Ama aslan gibi işini yapan emekçi;sendika üyesi oldu,hakkını savunacak diye onu sıkılmadan işten atacaksın.İşverene ucuz kredi ver,üretimi destekle ama,sendikalaşmayı da sağla ,bu yüzden haksız işten çıkartmalara da izin verme ki iş barışı olsun.21 YÜZYILDA ÜLKEMİZDE SENDİKALI OLMAK SUÇSA BUNUN ADI MODERN KÖLELİKTİR.
İş güvencesinin olmadığı, emeğin karşılığının verilmediği ve sömürüldüğü bir yerde ,adalet,demokrasi ve iş barışı olabilir mi ? Evet, kölelik 19 YÜZYILDA bitti.Ama modern kölelik hala devam ediyor.Biraz düşünün hak vereceksiniz.Bu ülke insanına bu ayıp reva mı ?Anayasanın sosyal devlet ilkesi gereği devlet nerede bilen var mı ?