Özdilek
Özgen Sarıkaya
Özgen Sarıkaya

İstanbul Üniversitesi’nin Kara Lekesi ve Türkiye İttifakı

Merhaba sevgili dostlar

19 Mart 2025 Saat: 00:14

Dün bu yazımı kaleme aldığımda, İstanbul Üniversitesi'nin yetkisi olmadığı halde bir mesele hakkında karar vermesi bekleniyordu. Ancak bugün, üniversitenin hukukçularının da belirttiği gibi, yetkisi olmadığı halde yönetim kurulunu toplayarak tarihe kara bir leke sürerek diplomayı iptal ettiğini öğrendik.

Elbette, hukuki süreç henüz bitmiş değil. Yargı yolu açık ve gerekli itirazlar yapılacak. Umut ediyorum ki, hukuk bu kara lekeyi ortadan kaldıracaktır. Ancak bu olay, yalnızca hukuki bir mesele olmanın ötesine geçmiş ve ülke siyasetinde büyük bir yankı uyandırmıştır.

Bu vesileyle Türkiye İttifakı da adeta fiili olarak kurulmuş oldu. Tüm siyasi partiler, bu hukuksuzluğa karşı tek ses, tek yürek olarak seslerini yükselttiler. "Haksızlığa boyun eğmeyeceğiz ve Ekrem İmamoğlu’nun yanındayız" diyerek iktidara açık bir uyarıda bulundular. Bu, adaletin ve demokrasinin savunulması adına çok önemli bir duruş olarak tarihe geçecektir.

Hukukun siyasallaştırıldığı, yetki aşımıyla keyfi kararların alındığı bir düzende, hepimize düşen görev demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunmaktır. Bugün sessiz kalırsak, yarın benzer hukuksuzluklarla daha büyük bedeller ödeyebiliriz.

Türkiye’nin adalet ve demokrasi mücadelesinde, halkın iradesine saygı duyan, hukukun üstünlüğünü esas alan bir yönetim anlayışına duyulan ihtiyaç bir kez daha kendini göstermiştir. Şimdi önemli olan, bu süreçten güçlenerek çıkmak ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmektir.

Sevgi ve saygılarımla.

 

                                                  1

Ekrem İmamoğluna Diploma Spekülasyonu, Yargı Kıskacı ve Siyasi Oyunlar

Ekrem İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde beklenmedik bir başarı elde ederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunda, şehrin siyasi dengelerini kökten değiştirecek bir dönemin de başlangıcını yapmış oldu. Ancak bu başarısı, AK Parti iktidarı ve ona yakın odaklar tarafından sistematik bir baskı ve itibarsızlaştırma kampanyasıyla karşılandı. Bugün gelinen noktada, diploma spekülasyonu, yargı kıskacı ve üzerine oynanan siyasi oyunlar İmamoğlu'nun sadece bir belediye başkanı olarak değil, muhtemel bir gelecek lider olarak da önünü kesmeye yönelik hamleler olarak okunabilir.

Diploma Spekülasyonu ve Algı Operasyonu

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasına yönelik iddialar, aslında Türkiye'de alışılagelmiş siyasi itibarsızlaştırma yöntemlerinden biri olarak ortaya çıktı. Daha önce de muhalif siyasetçiler için benzer kampanyalar yürütülmüş, hatta bazı durumlarda belgelerle gerçek dışı olduğu kanıtlanmış olmasına rağmen algı operasyonları sürdürülmüştür. İmamoğlu'nun Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden mezun olduğu ve resmi kayıtlarda diplomalarının bulunduğu defalarca teyit edilmiştir. Buna rağmen, sosyal medya manipülasyonlarıyla gerçek dışı bir şüphe ortamı oluşturulmaya çalışılmış, yanda medya organları bu iddiaları büyüterek kamuoyunda bir tartışma yaratma girişiminde bulunmuştur.

Yargı Kıskacı ve Siyasi Engellemeler

Ekrem İmamoğlu, sadece diploma tartışmalarıyla değil, aynı zamanda yargı yoluyla da sıkıştırılmaya çalışılmaktadır. 2019 yerel seçimleri sonrasında, İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi süreci, büyük bir hukuksuzluk örneği olarak tarihe geçmiştir. Daha sonra tekrar edilen seçimlerde İmamoğlu'nun oy farkını daha da artırması, iktidar çevrelerinde rahatsızlığa yol açmış ve çeşitli hukuk yoluyla engelleme stratejileri devreye sokulmuştur.

En dikkat çekici yargı hamlelerinden biri, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine yönelik "ahmak" sözleri nedeniyle hakkında verilen mahkumiyet kararıdır. Bu karar, siyasi yasak tartışmasını da beraberinde getirmiş, İmamoğlu'nun muhtemel bir genel seçim adaylığının önü kesilmek istenmiştir. Hukuki değil, siyasi bir dava olduğu açıkça belli olan bu süreç, şu an dahi Türkiye'deki demokrasi ve hukuk sisteminin tarafsızlığına dair soru işaretleri bırakmaktadır.

Sosyal Demokrat Perspektiften Bakış

Ekrem İmamoğlu'na yönelik bu sistematik saldırılar, aslında Türkiye'deki sosyal demokrat hareketin önünü kesmeye yönelik geniş kapsamlı bir politikanın parçasıdır. CHP, uzun yıllardır iktidara yürümeye çalışılan bir parti olarak, son dönemde yerel yönetimlerde önemli bir ivme kazanmış ve sosyal belediyecilik anlayışıyla halkın güvenini tekrar kazanma yoluna girmiştir.

Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da diğer belediyelerinde Türkiyenin önemli büyük illerinde uyguladığı şeffaf ve halkçı belediyecilik modeli, iktidarın uzun yıllardır kurduğu rantiye sistemine bir tehdit olarak algılanmış ve bu nedenle karşısına hukuki, medya ve siyasi engeller çıkarılmıştır. CHP'nin bugün İmamoğlu gibi isimlerle siyasette öne çıkması, sosyal demokrasinin Türkiye'de yeniden güçlenmesine ve şeffaf yönetim anlayışının yaygınlaşmasına olanak tanımaktadır.

Ekrem İmamoğlu’na Yönelik Yargı Süreçleri Siyasal Manipülasyonlar Üzerine Bir Değerlendirme

Türkiye’de demokratik süreçlerin işleyişi, hukuk devleti ilkesi ve siyasi rekabetin adil bir zeminde gerçekleşmesi, siyasal sistemin sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlamaktadır. Ancak, son yıllarda muhalefet partilerine yönelik hukuki süreçlerin siyasi bir enstrüman olarak kullanıldığı yönündeki iddialar, Türkiye demokrasisinin geleceği açısından endişe verici gelişmeler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçleri ve ortaya atılan sahte diploma iddiaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) iç dinamikleri kadar Türkiye siyasetinde de önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Bu makalede, söz konusu yargı süreçlerinin hukuki ve siyasal arka planı ile iktidar tarafından yürütüldüğü iddia edilen manipülatif itibarsızlaştırma politikalarını ele almaya çalıştım.

Hukuk Devleti İlkesi ve Siyasal Yargılamalar

Hukuk devleti ilkesi, iktidarın keyfî uygulamalarına karşı birey hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir çerçeve sunmaktadır. Ancak, Türkiye’de özellikle muhalif siyasetçilere karşı yürütülen bazı yargı süreçleri, yargının siyasallaştığı ve belirli aktörleri baskı altına almak için kullanıldığı iddialarını güçlendirmektedir. Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yargı süreci de bu bağlamda değerlendirilmektedir.

İmamoğlu’na yönelik yargı süreci, 2019 yerel seçimlerinden bu yana dikkatle incelenmektedir. Özellikle 31 Mart seçimlerinin iptal edilerek 23 Haziran 2019’da tekrar edilmesi ve İmamoğlu’nun bu seçimde açık ara farkla kazanması, iktidarın İstanbul üzerindeki siyasal kontrolünü kaybetmesi olarak yorumlanmıştır. Bu bağlamda, İmamoğlu’nun “YSK üyelerine hakaret ettiği” gerekçesiyle yargılanması, hukuki bir mesele olmanın ötesinde siyasi bir strateji olarak okunmaktadır.

Sahte Diploma İddiaları ve Dezenformasyon Politikaları

2024 yılı başlarında Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya atılan sahte diploma iddiası, yine siyasetin manipülasyon araçlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Sahte veya yanıltıcı bilgi üretme ve yayma stratejisi, dünya genelinde otoriterleşen yönetimlerin sıkça başvurduğu bir yöntem olup, toplum nezdinde bir siyasi aktörün güvenilirliğini ve meşruiyetini sarsmayı amaçlamaktadır. İmamoğlu’na yönelik sahte diploma yaftası da, kamuoyunun kafasını karıştırmaya yönelik bir algı operasyonu niteliği taşımaktadır.

Bu tür iddiaların ortaya atılma zamanlaması dikkat çekicidir. 23 Mart’ta gerçekleşmesi planlanan CHP’nin Cumhurbaşkanlığı ön seçimi öncesinde bu tür dezenformasyon kampanyalarının yürütülmesi, CHP’yi içten zayıflatmaya ve İmamoğlu’nun siyasi geleceğini baltalamaya yönelik bir strateji olarak yorumlanmaktadır. Siyasal rakiplerin manipülatif yollarla itibarsızlaştırılması, demokratik toplumlarda basının ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkin bir şekilde devreye girmesini gerektiren bir durumdur.

İtibarsızlaştırma Politikalarının Siyasi Sonuçları

Siyasi arenada manipülasyon ve itibarsızlaştırma politikaları, yalnızca hedef alınan bireyler veya partiler açısından değil, tüm demokratik süreçler açısından önemli riskler içermektedir. İmamoğlu’na yönelik süregelen bu tür girişimler, seçmen iradesine yönelik müdahaleler olarak algılanmakta ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmektedir. Bu durum, sadece CHP veya İmamoğlu özelinde değil, genel anlamda Türkiye’de demokrasinin işleyişi bakımından da tehdit oluşturmaktadır.

Özgürlükçü demokrasi anlayışının temel unsurlarından biri olan adil seçim süreçleri ve hukukun üstünlüğü, bireylerin ve siyasi partilerin eşit koşullarda yarışabilmesini sağlamalıdır. Ancak yargı süreçlerinin siyasi bir araç olarak kullanılması ve dezenformasyon kampanyalarının devreye sokulması, demokratik süreçleri tahrip eden unsurlar arasında yer almaktadır.

Sonuç ve Değerlendirme

Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçleri ve sahte diploma iddiaları, Türkiye’de muhalefetin maruz kaldığı sistematik baskıların bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Özellikle CHP’nin 23 Mart’taki Cumhurbaşkanlığı ön seçimi öncesinde bu tür iddiaların gündeme gelmesi, siyasetin manipülatif ve itibarsızlaştırıcı yönünü gözler önüne sermektedir. Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir sistemde, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı esastır; aksi takdirde siyaset, hukuk yoluyla şekillendirilen bir baskı mekanizmasına dönüşebilir.

Bu çerçevede, sivil toplumun ve demokratik kurumların güçlendirilmesi, özgür basının korunması ve yargı bağımsızlığının sağlanması, Türkiye’de demokratik değerlerin sürdürülebilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Toplumsal farkındalığın artırılması ve seçim süreçlerine dış müdahalelerin engellenmesi, demokratik düzenin korunması adına elzemdir. İmamoğlu’na yönelik süreç, sadece bireysel bir dava değil, Türkiye’de siyasal rekabetin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından bir turnusol kâğıdı niteliği taşımaktadır.

CHP’ye yönelik soruşturmalar, kayyum atamaları, karalama kampanyaları ve yargı süreçleri, iktidarın muhalif belediyeleri ve siyasi aktörleri baskı altına almak için kullandığı yöntemler arasında yer almaktadır. Bu süreçler, halkın gerçek ekonomik ve sosyal sorunlarını gündemden düşürmek ve muhalefeti zayıflatmak amacıyla yürütülmektedir.

Türkiye’de muhalif belediyelere yönelik soruşturmalar ve kayyum atamaları, iktidarın otoriter eğilimler sergileyerek demokrasinin temel prensiplerinden uzaklaştığını göstermektedir. Hukukun siyasallaşması, halk iradesinin gasp edilmesi ve medya manipülasyonları, uzun vadede Türkiye’de demokratik istikrarı zedeleyen faktörler olarak öne çıkmaktadır.

Bu bağlamda, CHP ve diğer muhalif aktörlerin, bu tür anti-demokratik uygulamalara karşı hukuki ve siyasi zeminde etkili mücadele yöntemleri geliştirmesi, Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Sonuç

Ekrem İmamoğlu'na yönelik diploma spekülasyonu, yargı kıskacı ve itibarsızlaştırma politikaları, sadece bir belediye başkanını hedef almakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'deki demokratik süreçleri de zedeleyen hamlelerdir. İmamoğlu'nun ve benzeri sosyal demokrat liderlerin karşılaştığı baskılar, aslında bir sistem krizinin işareti olup, halkın bu sürece duyarlı olması ve demokratik mekanizmaları koruma refleksi göstermesi hayati bir önem taşımaktadır.

Yarın ilk yazımda "İktidarın Muhalefet Üzerindeki Hukuki ve Siyasal Engellemeleri CHP ve İmamoğlu Örneğinde Algı Operasyonları ve Kayyum Politikalarının Aşılması" sorusunun cevabını arayacağız.

Sevgi ve saygılarımla.

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye ve Siyasi Gelişmelere Dair Değerlendirme18 Mart 2025 Saat: 01:43
Uzun zamandır ülkemizde yaşanan olaylar, özellikle muhalefet üzerindeki itibarsızlaştırma çabaları ve basın yoluyla yürütülen algı operasyonları, siyaset sahnesini daha da karmaşık bir hale getirmiş durumda.
CHP'de Birlik ve Beraberlik16 Şubat 2025 Saat: 03:56
Sosyal Demokrasi ve Karl Marx:16 Aralık 2024 Saat: 10:48
Merhaba güzel bir hafta dileği ile Sosyal Demokrasi yazı dizisinin 3. ve sonuncusunu kaleme alıyorum.
Sosyal Demokrasi ve CHP10 Aralık 2024 Saat: 01:21
Yeniden yine merhaba Sosyal Demokrasiyi 3 yazı başlığında ele aldığım yazımın 2 kısmı
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat