Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yeni sezon oyunlarından biri olan “İtirafçı Yürek” ünlü yazar Edgar Allen Poe’nin çarpıcı öykü ve şiirlerinden uyarlandı. Engin Vural’ın çevirdiği, Mesut Vural’ın oyunlaştırdığı İtirafçı Yürek’te Şehir Tiyatosu sanatçılarından Aydın Sigalı Yönetmen ve Oyuncu olarak görev yapıyor. Sanat Danışmanlığını Eylem Tanrıver’in yaptığı oyunda dekorda Rona Topçuoğlu, ışıkta Erol Dinçdemir, efekt tasarımda İlker Sevüker, görsel tasarımda ise Serkan Aktü görev alıyor.

……………………. RÖPORTAJ………………………………

-         Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

-         AYDIN SİGALI:Ben Aydın Sigalı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu kurucu oyuncularından biriyim. Bu sezon, çarpıcı öykülerle örülmüş bir performansla seyirci karşısına çıkacağız. Bunun için Edgar AllenPoe’yi seçtik. Edgar Allen Poe, korku, gerilim ve polisiye türlerinin öncü hikayecilerindendir. Yaşamı çok çarpıcı bir şekilde ilerlemiştir. Hikayelerinde de sıklıkla bu çarpıcı yaşam hikayesinin izlerine rastlarız.

-         Biraz bu yılki projeden söz edelim isterseniz.

-         AYDIN SİGALI:Bu proje dünya prömiyeri olması adına bizi çok heyecanlandırıyor. Çünkü Edgar Allen Poe’nun hikayeleri her ne kadar tek tek sahnelendi ya da beyaz perdeye yansıtıldıysa da; ilk kez bizim tasarladığımız üç öykü iki şiiri bir araya geliyor. Bu anlamda, projenin fikir babası olan; son derece çarpıcı bu hikayeleri bir mantık dizgesi çerçevesinde oyunlaştıran ve şiir dizelerini bir araya getiren Sayın Mesut Vural’a çok teşekkür ediyorum.

-         Bu oyun seçimindeki temel etkenler nelerdi?

-         AYDIN SİGALI: Öncelikle kendi içsel nedenlerimden söz etmek isterim. Edgar Allen Poe ile tanışmam öğrencilik yıllarıma denk düşüyor. Tanıştığım ve çok sevdiğim bu yazarla tanışmamın oyunculuk kariyerimde beni çok farklı yerlere götüren bir etkisi oldu. Bir diğer nedeni de, Tiyatro Okulumuzdan yetişen ve benim de öğrencim olan Mesut’un yıllar sonra böyle bir proje ile benim karşıma gelmesi oldu. Ayrıca, dünya tiyatrosu artık değişiyor. Yani “çerçeve sahne” bilinci yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Daha fazla deneysel oyunlar, daha fazla farklı akımlar bir araya gelerek farklı disiplinler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bunlardan bir tanesi bizim projemiz olacak. Öyküleri ve şiirleri anlatı tiyatrosu haline dönüştürmemiz de bu anlamda Şehir Tiyatrolarında bir ilk olacak.

-         Yazar hakkında ne söylemek istersiniz?

-         AYDIN SİGALI: Karanlık bir yüzü var Edgar Allen Poe’nun. Belki de sürekli kaçtığımız, görmek istemediğimiz, hayatta karşılaşmaktan korktuğumuz bir tarafımızı anlatıyor, Edgar Allen Poe. İnsanları biraz daha yaşamı ve  yaşamdaki kendi varlıklarını sorgulama noktasına çektiği için sahiplendik biz bu projeyi bu kadar. “Dünya sevgi, aşk ve güzellikle örülü de olsa gerçeklerden kaçılmaz. Ve gerçekler er geç sıradanlığı yırtarak itirafla gün ışığına çıkacaktır” diyor, yazar. Bu, bizim oyunumuzun da en temel cümlelerinden biri. Bu cümle ekseninde, seyircilere yazarın farklı bilinçaltını gösteren görselliklerle örülü bir proje olacak.

-         Oyun oda tiyatrosunda sahnelenecek. Biraz da oyunun teknik altyapısından bahsedebilir miyiz?

AYDIN SİGALI: Oyun bir görsel tasarım içerisinde oluşacak. Dekor tek bir sandalyeden oluşuyor ama, sandalye biraz garip bir sandalye. Yer, mekan ve zaman ilişkisini biraz kopartan farklı bir boyutta geçiyor oyun.Daha çok başka bir boyutu hedefleyerek bilinçaltını ön plana çıkartarak, hem görsel, hem işitsel, hem de duygu anlamında seyirciyle birebir yaşatarak farklı bir disiplin gerçekleştireceğiz. Daha önce de dile getirdiğim gibi, oyun dünyada bir ilk. Çok ciddi bir performans gerektiriyor. Bunun için çok uzun soluklu bir çalışma temposu içerisindeyiz. Güzel olacağı ve çok beğenileceği inancını taşıyorum.

-         Şehir tiyatrolarının en deneyimli tiyatro sanatçılarından birisiniz. Yeni sezon oyunlarının önemli bir bölümünde Şehir Tiyatroları sanatçıları yönetmenlik de yapıyor. Bu konuda da düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

-         AYDIN SİGALI: Olması gereken de bu zaten. Bizi bu yıl sevindiren olaylardan birisi, genel sanat yönetmenimizin -vekaleten de- olsa artık içimizden biri olması. Veysel Sami Berikan arkadaşımız, son derece programlı ve sistemli çalışıyor. Onun tasarladığı ve Şehir Tiyatroları Sanat Yönetimi’nin öngördüğü, “Artık içinizden yönetmenler çıkmalı” cümlesi çok değerli. Bu anlamda yeni sezonda benim de bir görevim olacak ve “Rasat Zamanı”nı yöneteceğim. Provaları Kasım’da başlayacak ve 10 Ocak’ta prömiyeri yapılacak olan bu oyun da gerçekten çok farklı bir çalışma olacakŞu anda içeriğine girmeyeyim. Tüm bunların yanı sıra, bildiğiniz gibi bu yıl  ilk defa “Tatbikat Sahnesi Birimi”ni oluşturduk. Tatbikat Sahnesi Birimiiçerisinde yer alan sanatçı arkadaşlarımız kendi performanslarını yansıtan çeşitli projelerini de Tiyatro Sanat Yönetim Kurulu’na sunuyor ve uygun bulunanlar repertuara alınıyor. Bu yeni ve son derece işlevsel bir uygulama. İtirafçı yürek de böyle bir aşamadan geçerek geldi. Biz önce oyunu Mesut’la çalışıp seyirciyle buluşturduk. Oyun kalitesi vebireysel performansın değerlendirilmesinin ardından yeni sezon repertuarına alınma süreci başladı.

-         Son derece karmaşık bir bilinçaltı çözümlemesi gerektiren oyunu uyarladınız. Bu anlamda bir ilki başardınız. Yazmaya başlamanızdaki nedeniniz neydi?

-         Mesut Vural:Edgar Allen Poe, yazar olarak ülkemizde de, dünyada da tiyatro sahnesinde sıklıkla görmeye alışık olduğumuz yazarlardan değildir. Benim de rastlantısal şekilde kendisiyle tanışmam; öykülerinin, şiirlerinin içerisine girerek kendisindeki o tiyatral yapıyı görmem, eserlerindeki doğal akıcılığı, dramatik çekiciliği görmem benim adıma en can alıcı noktaydı sanırım. Zor olmasına karşın sahnelenebilir olduğunu hissettim.

-         Öyküleri hakkında ne söylemek istersiniz?

-         Mesut Vural:Öykülerinde öz yaşamından kesitleri sıklıkla görmenin mümkün olduğu bir yazar. Öyküler oluşturulurken de bu gerçekliğe sadık kalınmış aslında. Öykülerin, şiirlerin içerisinde -daha çok hayatın toz pembe yanları yerine- sıkıntılar, dertler, üzüntüler, yalnızlıklar ve çaresizlikler yer alıyor sıklıkla. Belki de beni en çok cezbeden de işte bu nokta oldu.

-         Oyun ‘Bir Dünya Prömiyeri’ olarak sahneleniyor. Çok cesurca değil mi?

-         Mesut Vural: (Gülüyor) Bu yolculukla yalnız değildim, bir bakıma. “Hadi birlikte yapalım” dediğimde, Aydın Abi’nin bu projeyi sahipleneceğini ve sahne üzerinde tatbikinin başarıyla uygulayabileceğini biliyordum.

-         Bu yıl Kocaeli Şehir Tiyatrolarında ilk kez süpervizör (sanat danışmanı) uygulaması başlatıldı. Bu anlamda da projelerin prova süreçlerinin daha verimli, daha akıcı olması hedeflendi. Siz bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eylem Tanrıver: 1997 yılından beri kurum içerisinde tiyatro emekçisi olarak görev yapıyorum. Aydın Sigalı benim çok yakın arkadaşım. Bu yıl 16. sezonunugerçekleştireceğimiz Şehir Tiyatroları tarihinde pek çok oyunda benim partnerim olmuş bir arkadaşım.Birbirimizin yeteneklerini, yapabileceklerini, bakış açılarını, çok iyi biliyoruz. Öncelikle, bu prodüksiyonun içerisinde yer almak, beni bu anlamda çok mutlu kılıyor. Sizin de yakından bildiğiniz gibi, bu yıl hemen hemen tüm oyunlarda süpervizör sanat danışmanı olacak.Sanat danışmanı diğer bir değişle de süpervizör dediğiniz kişinin ilk görevi oyunda bir üçüncü göz olmak, yaratılan esere farklı bir bakış açısı katmak, ilgi ve farkındalığı artırmak için içeriği bozmayan küçük dokunuşlar hazırlamaktır aslında.

.Bu güne kadar hep güzel olanı, iyi olanı, örnek olanı, mutlu biteni oynadık. Bu, o anlamda büyük farklılık yaratacak bir oyun. Çünkü kötü var. İç hesaplaşma var. Yüzleşme var. Acımasızlık var. Bir suç işleyip onun pişmanlığını yaşamak var. Edgar Allen Poe, bence bu anlamda seçilebilecek en iyi örnekti. Hem öykü tiyatro anlamında hem de İzmitli tiyatro severlerin bu oyunu çok beğeneceklerine,her zaman olduğu gibi sahip çıkacaklarına yürekten inanıyorum