İzmit Halkevi cumhuriyet döneminin kente kazandırdığı çok önemli bir mimari ve sosyal kurumlarından birisidir.
1938 yılında yurttaşlarımızın % 80 inin okuma yazma bilmemesi nedeniyle halk eğitim çalışmaları ve halkevleri projesi kapsamında yapılan bir eserdir.
Binada jimnastik salonu, kütüphane, konferans salonunu,halka açık müsamere salonu ile bir gazino vardır.O zaman bina deniz kenarında olduğundan plaj dahi düşünülmüştür.Ayrıca şehir lokantası da bir süre burada hizmet vermiştir. İzmit Halkevi arşivi ile Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararından bu kulenin “deniz feneri” olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.O yıllarda Türkiye nüfusu 17 milyon,İzmit’in nüfusu da çok azdı.
1942 – 1943 yılları arasındaki süreçte,1500 kişi tarafından izlenen 8 konser ,14 aile toplantısı, 4 köy gezisi, şiir dinletileri,10.000 kişi tarafından ziyaret edilen 4 sergi yapılmıştır.Halkevi polikliniğinde 1600 hasta tedavi edilmiş, 300 fakir okul talebesine önlük, 15 fakir talebeye ayakkabı alınmış, Kız Enstitüsü’ndeki fakir öğrencilere kitap, defter, kumaş ve dikiş malzemesi temin edilmiştir (21 Şubat 1943 Türk yolu Gazetesi).Nüfusa göre düşünüldüğünde halkevinin çok önemli bir işlev gördüğü hemen anlaşılmaktadır.
Halkevlerinin 1951 yılında siyasi bir kararla kapatılması nedeniyle İzmit’teki Halkevi de kapatılmış,bütün demirbaş eşyalar toplanarak bir odaya konmuş,sinema salonu da mühürlenmiştir (17 Ağustos 1951 Türkyolu Gazetesi).
Bu bina cumhuriyet tarihimizin Kocaeli’deki en önemli tarihi binalarından birisidir.Bu binanın İzmit belediyesinin çalıştığı tarih koridoru projesi kapsamında ve kentin hafızasının korunması için mutlaka ihya edilmesi gerekir.Bu şekilde halkevi binasının amacına uygun,kent insanı ile bütünleşen bir konumda ve mimari projesine uygun biçimde restore edilerek kent insanının kullanımına açılması bir kentlilik bilincinin ifadesidir.
Aynı şekilde İzmit Türk Yolu gazetesinin tüm nüshalarının da toplanması ile halkevi binasında tarihe ışık tutmak açısından kent hafızasına sunulması gerekir.Bütün bu işlerin siyaset üstü bir anlayışla değerlendirilmesi ,ortak bir akılla hayata geçirilmesi bir kentli sorumluluğudur.