Kocaeli’nin İzmit ilçesinde, Heykel sanatçısı Dr.Sevtap Örgel, Ofis Sanat’ta “Hepimiz Evdeydik” başlıklı sergi açtı. Hergün saat 10.0018.00 arasında izlenebilecek sergi 15 Kasım’a kadar açık kalacak.
İzmit’te ‘Hepimiz Eydeydik’ heykel sergisi
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde, Heykel sanatçısı Dr.Sevtap Örgel, Ofis Sanat’ta “Hepimiz Evdeydik” başlıklı sergi açtı. Hergün saat 10.0018.00 arasında izlenebilecek sergi 15 Kasım’a kadar açık kalacak.
İZMİT-Ofiste Sanat 8 Kasım-15 Aralık 2021 tarihleri arasında Heykel sanatçısı Dr.Sevtap Örgel’in “Hepimiz Evdeydik” başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor.
Örgel, pandemi süreci boyunca insanlığın ev ile kurduğu ilişki biçimleri üzerine odaklanıyor. Bir barınma ihtiyacından geniş bir fantasma alanına doğru açılan ev, içerisi ile dışarısı; özel alan ile kamusal alan arasındaki sınırların en kesinleştiği alandır. Küreselleşmiş dünyanın Dijital Devrim ile birlikte zaman ve mekân duygusu dramatik bir etkiyle farklılaşırken, her yerde hemen olabilmenin olasılıkları neredeyse olağan hale gelmiştir. Hemen ulaşılabilmek, hemen yola çıkmak, hemen varmak hemen görmek, hemen deneyimlemek, bitmeyen bir şimdinin içinde ulaşılamayan bir an yaratmaktadır.
Pandemi süreci ile insanlığın bu akışkan hareketliliği büyük bir kesintiye uğrarken, agorafobi artmakta insanlar yalnızlaştıkları dünyalarında, gündelik hayatın sıradan alışkanlıkları ile aralarına mesafe koymaktadırlar. İşte böylesi bir dünya içinde hatırladığımız primitif bağlarımızdan biri olan kovuk,-kabuk,-mağara kısaca korkma saklanma ve barınma insanlığın tekrar gündemine oturmuştur.
Dışarısı olamadan içerisi, içimizdeki dünyanın ne kadarına cevap vermektedir. Sevtap Örgel tüm bu sorulardan yola çıkarak bugünün almanağını kendi özgün dili ile ortaya koyuyor. Bir heykel sanatçısı olarak Örgel, dışarıda olandan tecrit kalarak yarattığımız evlerin içerisine sürreel bakışlarla kesitler ortaya koyuyor.
Boyutları ile gerçeklikten kopan, seçtiği gündelik objelerle gerçek olmayanın sınırlarını aşındıran Sevtap Örgel, son derece doygun form dilini, masalsı renkler ve oyuna davet eden ölçeklendirmeleri ile izleyicisiyle mesafesini azaltan eserler yaratıyor.
Bilinenden bilinmeyene çıkılan bu yolculukta bakış, bir duvara toslayabilir ya da bir çamaşır kurutacı ile hayata tutunabilir. Bu masalsı eserler çıkılan yolun sonunu dramatize etmiyor aksine masalın başında mağara açmak için atılan çentiğin umudu ve duvarlarına vurulan izlerin renkleri tüm zamanların olası imkânlarını Aynı anda akla getiriyor.