Anadolu Partililer, Özgecan Aslan ve bütün şiddet gören kadınlar için tepki göstermek adına Sabri Yalım Parkı’nda eylem yaptı. Eylemde yapılan basın açıklamasında çarpıcı sözler kullanıldı.
“Kadın, tarih boyunca ahlakla kırbaçlanmış, baskı ve şiddete maruz kalmış, sindirilerek ve korkutularak eve kapatılmış, hayatı elinden alınmış, var olma savaşında yalnız bırakılmıştır.
Yaşadığı zorluklara rağmen karşılaştığı tüm sınavlardan dik duruşu, açık algısı, güçlü kalbi ve Yaratıcının Rahmetiyle bilinçli bir şekilde geçmiştir. Sosyal ve kamusal alanda temiz bir insan, barışçıl bir yurttaş, harika bir anne, başarılı bir iş kadını ve mutlu bir eş olmayı başarmıştır.
Türkiye tarihinde Anadolu kadınları Kurtuluş Savaşı mücadelesinde cephede omuz omuza savaşarak memleketi düşman işgalinden kurtarmışlardır. 1926 yılında Medeni Kanunun kabulüyle kadınlarımız toplum içinde kendi kimliklerini kazanmışlardır. Kuvayi Milliye ruhunu yaşatan kadınlarımızın gayret ve çalışmaları sonucu 1930’da belediye seçimlerine, 1934’de milletvekilliği seçimlerine katılma hakkımız kazanılmıştır. Böylece TBMM’de ilk defa 1935 yılında 17 kadınımız milletvekili olarak göreve başlamışlardır.
Bundan 89 yıl önce bugün Medeni Kanun kabul edildi ancak günümüzde kadınların yasal haklarının yetersiz olduğu açıktır. Hala kadınlarımız sözlü ve fiziksel şiddete, baskıya, tecavüze maruz kalıp öldürülüyorlar! Medeniyetlerin yaşadığı bu coğrafyada hala kız çocuklarımız okula değil kocaya gönderiliyorlar! 21.yüzyılda hala namus cinayetlerine, berdellere kurban ediliyorlar! Artık yeter!
Henüz küçük bir kız çocuğuyken namus, edep, ayıp, günah, bekaret gibi kavramlar işliyorlar tertemiz zihinlerimize. Dünyanın korkulacak bir yer olduğunu ve bu yüzden kendimizi korumak zorunda kalabileceğimizi anlatıyorlar. Mini etek, dekolte elbise, dar pantolon giyersek tecavüze davetiye çıkaracağımız öğretiliyor. Kadınlığımızdan, adet görmemizden, hamileliğimizden utandırıyorlar bizi. Hava kararınca sokakta kız kısmının gezmesinin tehlikeli olduğunu söylüyorlar.
Peki biz kadınlara tüm bu dayatmalar uygulanırken, yaşamla bağımız koparılırken erkekler büyürken neler anlatıldı onlara? Kim tehlikeli hale getirdi bu sokakları? Kimden korumak zorunda kalıyoruz kendimizi? Dünya korkulacak bir yer haline nasıl geldi?
Gücün göstergesi, soyun devamı, sözün sahibi olarak doğdu erkek. Bu topraklarda oğlan çocuk doğurmak da ayrıcalıktı, oğlan doğmak da… “Göster oğlum amcalara pipini” dediler. Sünnet törenlerinde davullar zurnalar çaldılar. “Benim oğlum çapkın” diye övündüler. Erkeklik organının zevklerini yasallaştırıp kerhaneler kurdular ancak eline erkek eli değmemiş “evlenmelik kızları” gelin aldılar. Kadına saygıdan habersiz, insani değerlerden yoksun “adamlar” yetiştirdiler. Kadını bir kuluçka makinesi gibi, cinsel bir obje gibi, hizmetçi, aşçı ve köle gibi gösterdiler… Erkeğin cinsel sapkınlığını törpülemek yerine kadını kapatmayı kolay gördüler. Sapıkça tecavüz eden erkeği değil, özgürce giyinen kadını suçlu saydılar… Peki soruyorum size, çocuklar böyle yobazlık ve ayrımcılıkla büyütülürken bugün suç kimde?
Suç hepimizde! Başta bizi insan temelli değil, cinsiyet ayrımcılığı ile yetiştiren ailemizde. Ayırımcılığa tepki göstermeyen toplumumuzda, örgütsüz yaşayanlarımızda, gözü kör kulağı sağır dili lal halkımızda. Bu ayırımcılığı eşitlemek için hiçbir şey yapmayan devlet yöneticilerimizde…
Yeter artık! Canımızdan daha fazla can gitmesin! İnsan gibi yaşamak için, özgürce hareket edebilmek için, kendimiz olabilmek için, hak ettiğimiz hayatı kurabilmek için bu hegemonyayı durdurmalıyız! Kadınlar, kızlar, babalar, kardeşler örgütlenmeliyiz!
Birleşirsek kadınlığımızla gurur duyabiliriz! Bir araya gelip de ayrımcılığa dur dersek sokakları fethedebiliriz. Mini etek de giyeriz, geceleri de gezeriz! Örgütlenirsek göğsümüzü gere gere “biz kadınız” diyebiliriz. Bunu başarmak zorundayız; başarabiliriz de. Çünkü biz Anadolu kadınlarıyız. Türkiye tarihinde siyasi parti kuran ilk kadın Emine Ülker Tarhan’ın yoldaşlarıyız. Amacımız, önce bu topaklarda ve sonra tüm dünyada kadını hak ettiği yere taşımak… Ayrımcı ve gerici öğretileri yok edip; kadın ile erkeğin bir arada, saygı, sevgi, sağduyu ile yaşamasını sağlayabiliriz. Önceliğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin bilinç düzeylerini yükseltmek ve böylece medeni bir toplum kurmaktır. Çünkü biz Anadolu Partisi olarak insan eşitliğine ve özgürlüğe inanıyoruz. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremez, çünkü biz Kuvayi Milliye ruhunu taşıyan kadınlarız, şehit torunuyuz, Mustafa Kemal’in cumhuriyeti emanet ettiği gençleriz.
Başta Özgecan Aslan olmak üzere, öldürülen, cinsel istismara uğrayan ve şiddet gören tüm canlılarımızı saygıyla anıyoruz…