CHP Kocaeli MV. Prof. Dr. Muhip Kanko İktidarı eleştirerek son günlerde Dünyada genelinde görülen Maymun Çiçeği salgını ile alakalı alınmayan tedbirler ve Ekonomi ile alakalı açıklamalarda bulundu
Dünya Maymun Çiçeği Salgını İçin Önlem Alırken AKP Ülkeyi Yol Geçen Hanına Çevirdi!
“Dünya genelinde maymun çiçeği salgını varken Türkiye’nin gerekli önlemleri almayarak ülkedeki mülteci ve göçmen sayısı bu kadar yüksekken üstüne üstlük Iraklıların Türkiye’ye vizesiz girmesinin kolaylaştırılması ne akla ne mantığa sığmaktadır” diyen CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye'ye yabancı ülke vatandaşlarının kontrolsüz bir şekilde girişini eleştirerek, özellikle Maymun Çiçeği virüsü salgınının dünya genelinde alarm verdiği bir dönemde Irak vatandaşlarına vize serbestisi getirilmesini sert bir dille kınadı.
Ülkede milyonlarca göçmen ve mülteci varken, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşlarına vize serbestisi hakkı tanıyan mutabakatı eleştiren Kanko, Afganistan’ın bile ülkesine vizeyle aldığı Irak vatandaşlarının Türkiye’ye serbest girebilir hale gelmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Afganlı, Suriyeli, Iraklı başta olmak üzere yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’ye elini kolunu sallayarak gelmesini eleştiren Kanko konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi; Türkiye'nin salgınla mücadelede gerekli önlemleri almadığını ve mevcut göçmen ve mülteci sayısının zaten yüksek olduğu bir ortamda, Iraklılara vizesiz giriş imkanı tanınmasının mantık dışı olduğunu belirtti. "Dünya genelinde Maymun Çiçeği salgını yayılırken, Türkiye’nin böylesi kritik bir dönemde halk sağlığını riske atarak Iraklı vatandaşların ülkemize vizesiz girişini kolaylaştırması kabul edilemez" dedi.
Ülkemizin Güvenliği ve Vatandaşlarımızın Sağlığı, Hükümetin Siyasi Hesaplarına Kurban Edilmemelidir!
“Dünya Maymun Çiçeği Salgını için önlem alırken AKP ülkeyi yol geçen hanına çevirdi!” diyen Kanko, özellikle milyonlarca göçmen ve mültecinin Türkiye'de bulunduğu bir dönemde, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşlarına vize serbestisi tanıyan mutabakatı eleştirerek, Afganistan’ın bile ülkesine vize uyguladığı bir dönemde Irak vatandaşlarının Türkiye’ye elini kolunu sallayarak girebilmesinin asla kabul edilemez olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Kanko, bu tür kararların halk sağlığına ve ülkenin güvenliğine ciddi tehditler oluşturduğunu ifade ederek, hükümeti daha sorumlu davranmaya ve bu kararları gözden geçirmeye çağırdı.
Türkiye’nin bir göçmen merkezi haline gelmesinin ülkenin sosyoekonomik dengelerine zarar verdiğini ve toplumda giderek artan huzursuzluğun görmezden gelinemeyeceğini belirterek, hükümetin bu konuda acilen adım atması gerektiğini söyleyen Kanko, "Ülkemizin güvenliği ve vatandaşlarımızın sağlığı, hükümetin siyasi hesaplarına kurban edilmemelidir" ifadelerini kullandı.
AKP Hükümeti yüksek vergi ve Zam Politikalarıyla Enflasyonu Kendisi Körüklüyor!
“Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretliye ve emekliye hakkını vermeyen AKP hükümeti, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam yaparken, dar gelirli vatandaşlardan aldığı vergileri de yüzde yüzün üzerinde artırmaktadır. Üstelik, halktan yeni vergiler alarak enflasyonu bizzat kendisi körüklemektedir” diyen CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, hükümetini köprü ve otoyollara sürekli zam yaparak, vergileri yüzde yüzün üzerinde artırarak enflasyonu körüklediğini belirtti.
Köprü Geçiş Ücretlerine gelen zamları eleştiren Kanko; yap-işlet-devret modeliyle vatandaşın hükümet eliyle soyulduğunu belirtti.
Hükümetin vatandaşın sırtına yüklediği yüksek vergileri ve uyguladığı yanlış ekonomik politikalarını eleştiren Kanko konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: “AKP hükümeti, ekonomik politikalarını yürütürken halka verdiği sözleri tutmak yerine, dar gelirli vatandaşların yaşamlarını zorlaştıran kararlar almaya devam ediyor. Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretlilere ve emeklilere hakkını vermeyen hükümet, halkın omuzlarına ağır bir yük bindiriyor. Hükümetin izlediği ekonomik yol haritası, halkın ekonomik refahını sağlamak yerine, zengin ile fakir arasındaki uçurumu derinleştiriyor.
Hükümetin en çok eleştirilen uygulamalarından biri, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam yapılmasıdır. Bu projelerin sözleşmeleri, geçiş garantili olmasına rağmen, vatandaşların cebinden her geçen gün daha fazla para çıkmasına neden oluyor. Bu projelerle ilgili zorluk sadece geçiş ücretleriyle sınırlı kalmıyor; bu projelerin finanse edilmesi için halktan toplanan vergiler de giderek artıyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar için bu zamlar, ulaşım maliyetlerini katlayarak hayatı daha da zorlaştırıyor.
AKP hükümeti, halkın yükünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda enflasyonu daha da körükleyen bir vergi politikası izliyor. Halktan alınan vergiler yüzde yüzün üzerinde artırılırken, yeni vergiler de halkın sırtına yükleniyor. Öyle ki, enflasyonu kontrol altına almak için uygulanan bu vergi artışları, aslında enflasyonu tetikleyen unsurların başında geliyor. Zira vergilerdeki bu artış, mal ve hizmet fiyatlarının yükselmesine, bu da enflasyonun artmasına neden oluyor.
Hükümet, enflasyonu düşürme bahanesiyle düşük ve sabit gelirli vatandaşları mağdur ederken, zenginler ve büyük sermaye sahipleri için ayrıcalıklar sağlamaya devam ediyor. Asgari ücretlilerin ve emeklilerin maaş artışları, enflasyon karşısında yetersiz kalıyor, alım güçleri her geçen gün daha da azalıyor. Bu durum, halkın geniş kesimlerini yoksulluğa ve çaresizliğe sürüklerken, hükümetin ekonomik politikaları sadece belirli bir kesimin çıkarlarına hizmet ediyor.
AKP hükümeti, ekonomik istikrarı sağlamak adına dar gelirli vatandaşlardan fedakârlık yapmalarını beklerken, devletin kaynaklarını adil bir şekilde kullanma konusunda sınıfta kalıyor. Enflasyonu düşürme iddiasıyla hareket eden hükümet, aslında uyguladığı politikalarla enflasyonu daha da artırıyor ve halkın yaşamını zorlaştırıyor. Bu bağlamda, hükümetin ekonomi politikalarının, toplumsal refahı artırmak yerine, derinleştirdiği ekonomik sorunları gözden geçirmesi ve halkın ihtiyaçlarını gerçekten karşılayacak bir ekonomik model geliştirmesi gerekmektedir.