Kanser ve açlık ilişkisi hakkında son zamanlarda yapılan çalışmalar ve bu sonuçların oldukça merak uyandırması nedeni ile Okan Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sinemis Çelik, önemli açıklamalarda bulundu.

“Bir takım hayvan deneylerinde uzun süreli, düşük kalori alımı ile bazı tümörlerin büyümesinin yavaşladığı gözlemlenmiştir. Yapılan araştırmalarda, düşük kalori alan farelerde, meme kanserinin ilerlemesinin yavaşladığı ve ölümlerin azaldığı görülmüştür. Ancak henüz kanserli hastalarda orucun etkisini gösteren herhangi bir bilimsel çalışma ve kanıt, tıp dünyasının elinde bulunmamaktadır” diyen Çelik, “Bu tarz, henüz klinik pratikte uygulanması mümkün olmayan yöntemlerin hastalar tarafından bilinçsizce uygulanması girişimleri oldukça elim sonuçlanabilmektedir. Maalesef geçtiğimiz yıl içinde de bilinçsizce açlık yöntemi uygulayarak kanserini tedavi edebileceği düşünülen genç bir hasta yaşamını yitirmiştir” şeklinde konuştu.

Kanser, Uzun Soluklu ve Ciddi Tedaviler Gerektiren Bir Hastalıktır

"Ramazan ayında oruç tutmak isteyen kanser hastalarının ibadetlerini yerine getirmeden önce mutlaka doktorlarından fikir almaları, hastalığın evresini, tedavi koşullarını ve tedavi sonrası süreci dikkate alarak hareket etmeleri gerekmektedir” diye belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sinemis Çelik, “Kanser, uzun soluklu ve ciddi tedaviler gerektiren bir hastalıktır. Özellikle kemoterapi, immünoterapi ya da radyoterapi gibi aktif tedavi alan kanser hastalarımıza oruç tutmamalarını tavsiye etmekteyiz. Uygulanan tedavilerin oluşturabileceği birçok yan etki bulunmaktadır. Bunlar arasında en sık gördüklerimiz halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağız yaraları, ağrı, ishal, kabızlık ve enfeksiyonlara yatkınlık bulunmaktadır.Yan etkiler nedeniyle iştah azalıyor ve dolayısıyla vücuda kalori alımında da azalmalar oluyor. Aynı zamanda tedavi sırasında kişiyi birçok yönden etkileyen ilaçlar, vücuttan ancak böbrek ve karaciğer yoluyla atılıyor. Bu nedenle kemoterapi alan kişilerin, sıvı ve gıda alımı hem tedavinin devam etmesi, hem de tedavinin yan etkilerinden korunması için oldukça önem taşıyor” dedi.

Tedavi Sürecinde Gıda Ve Sıvı Alımı Önemli

Oruç sırasında beslenme ve uyku düzenindeki değişikliklerin, vücudun dengesini etkileyebileceğini söyleyen Çelik, “Oruç sırasında beslenme ve uyku düzenindeki değişiklikler, vücudun dengesini etkileyebiliyor. Kabızlık, sıvı ve tuz kaybı bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve strese neden olabiliyor. Sıcak hava nedeniyle kemoterapi alan kişilerin, sıvı ihtiyacı daha çok artıyor. Kanser tedavisi aktif bir şekilde devam eden kişilerin vücudun hem kalori hem de sıvı ihtiyacını karşılamaları gerekiyor. Aynı zamanda hastalığın son evresinde olan, destek bakım ile takip edilen; zayıf ve genel durumu kötü olan kişilerin de oruç tutması oldukça risk taşıyor. Ancak kanser tedavisini tamamlamış ve takipte olan kişiler, kendi istekleri doğrultusunda oruç tutabiliyor. Her koşulda kanser tedavisi gören kişilerin yaz aylarını vücutlarını zorlamadan, bol sıvı alarak, serin ve gölgede yerlerde istirahat ederek geçirmelerini önermekteyiz. Unutmayın; tedavi sırasında iyi beslenen insanlar, vücut dayanıklılıklarını daha iyi korurlar ve böylelikle kemoterapinin ve radyasyon tedavisinin potansiyel yan etkilerine daha kolay dayanabilirler. Ayrıca bu insanlarda daha az enfeksiyon olur ve tedavi sırasında daha aktif olmaya devam ederler” diye belirtti.