CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim çalışmaları kapsamında Trabzon’da vatandaşlarla buluştu.
“YOKSULUN ÜSTÜNE BASA BASA ZENGİNLEŞME DERDİNDELER. BİR AVUÇ İNSANLA İLGİLENİYORLAR
“VARLIĞIMLA DA İCRAATIMLA DA SİZİ KORKUTUYORUM, KORKUTMAYA DEVAM EDECEĞİM"
VATANDAŞLAR İMAMOĞLU'NU TRABZON'DA BU SÖZLERLE KARŞILADI: BIÇAK KEMİĞE DAYANDI, ERKEN SEÇİM İSTİYORUZ
CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ön seçim çalışmaları kapsamında Trabzon’da vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu “Türkiye bugün zor durumda. Milletin iyiliğini, birliğinin düşünüldüğünü göremiyoruz, düşünmüyorlar. Yoksulun üstüne basa basa zenginleşme derdindeler. Bir avuç insanla ilgileniyorlar. Ülkenin doğal kaynaklarını çarçur etme peşindeler. Emeklinin ikramiyesinden ne kadar kısarım da cebimi doldururum bakış açısı içindeler” dedi.
Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, memleketi Trabzon’da "Akçaabat’ın gururu Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu" ve "Salonlar sizinse, meydanlar bizimdir" pankartlarıyla karşılandı. İmamoğlu, “Varlığımla da icraatımla da sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Sizi, çocuklarımız mutlu olsun diye korkutuyoruz. Yurt açıyorum diye korkuyorsunuz. Gençler nefes alacak diye korkuyorsunuz. Emeklilere destek oluyorum diye korkuyorsunuz. Kent lokantası açıyorum diye korkuyorsunuz. Millet icraat nedir görecek, foyanız ortaya çıkacak diye korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Siz, milletten korkuyorsunuz, milletten. Onun için dört kez yendim, beşinci kez de yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Hodri meydan” dedi.
Faroz Balıkçı Barınağı’nda, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya eşliğinde, hemşehrileriyle bir araya gelen İmamoğlu, orucunu balıkçılarla birlikte açtı. İmamoğlu, iftarın ardından, 99 yaşındaki anneannesi Emine İnan’ı, Akçaabat Yıldızlı Mahallesi’ndeki evinde ziyaret etti.
“İFTARI BALIKÇILARLA YAPIP, ANNEANNESİNİN HAYIR DUASINI ALDI”
Anneannesinin elini öpüp, hayır duasını alan İmamoğlu, Ortahisar Belediyesi önündeki meydanda Rize, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Ordu, Samsun ve Artvin illerinden gelen CHP’lilerle ve vatandaşlarla buluştu. Coşkulu buluşmada, sırasıyla; CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Yoğun ilgi altında yaptığı konuşmasında çarpıcı mesajlar vermeye devam eden İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“BEN SADECE TRABZON'UN DEĞİL ORDU'NUN, GİRESUN'UN, SİNOP'UN, RİZE'NİN, SAMSUN'UN EVLADIYIM”
“Sevgili dostlarım benim güzel hemşehrilerim Karadeniz'in Trabzon'un güzel insanları hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Sizler Karadeniz'in hırçın dalgaları kadar cesur, çalışkan ve güçlü emektar ve mücadeleci vatandaşlarımızsınız. Sizlerle aramıza hiç kimse giremez. Hiçbir siyasi giremez. Sizleri öyle kucaklıyorum ki buradan benim bu doğduğum mahalleden bütün Karadeniz'e selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum. Bu sıcak selamımı Karadeniz'in her evine götürün. Hepinizi kucaklıyorum. Bugün burada Samsun'dan Artvin'e Rize'den Ordu'ya Giresun'dan Trabzon'a Gümüşhane'den Bayburt'a bütün dostlarımla bir aradayım. Sizlerin arasında olmak elbette beni çok mutlu ediyor. Ben sadece Trabzon'un değil Ordu'nun, Giresun'un, Sinop'un, Rize'nin, Samsun'un evladıyım. Ben Karadeniz'in evladıyım. Bu topraklar, bu canım topraklar, bu cennet vatanın her yerini seviyorum. Bu memleketin bütün topraklarını, bütün insanlarını candan seviyorum. 86 milyon insanımızı tam da şu benim çocukluğumun doğduğum mahalleden söylüyorum. Yaradan şahit hiçbirini birbirinden ayırmadan seviyorum. Ama elbette Karadeniz'in yeri ayrı. Özellikle bu bölgeyi zihnime koyduğumda aklıma ilk olarak ilk adım geliyor. O ilk adım ki Türkiye'nin kurtuluş mücadelesinin başlangıcı Mustafa Kemal Atatürk'ün Karadeniz'e, Samsun'a attığı ilk adımdan bahsediyorum. İşte biz bugün başlattığımız demokrasi mücadelesini bütün Karadeniz'e Karadeniz'den bütün Türkiye'ye yaymak için buradayız. Güzel Karadeniz, yiğit Karadenizliler tekrar hepinizi kucaklıyorum.
“ALLAH KÖTÜLERE FIRSAT VERMESİN”
Ramazan ayında her eve bolluk ve bereket isteriz. Tüm rahmeti ve bereketiyle üstümüze nur yağdıran ramazan kutlu olsun hayırlara vesile olsun. Bu ramazan ayında Allah kötülere fırsat vermesin. İyi insanları vicdanları, insanları yaradan korusun ve yüceltsin. Ben şanslı bir insanım ben Trabzon'da doğdum burada büyüdüm, burada okudum çok şanslıyım. Bu şehirde tamda şu bulunduğunuz bina var ya Ortahisar Mahallesi, şimdi ilçenin adı oldu. Yoldan aşağısı Pazarkapı Mahallesi Ortahisar Mahallesi'nde iş yerimiz bu binanın tam köşe başıydı. Hemen bu binanın arkasında dedemin ticarethanesi vardı kereste ticarethanesi. Babam inşaat malzemesi toptancısıydı. Buranın sokaklarını, sokaklarının taşlarını bilirim. Ramazan ayını çok severim. Trabzon'un bir camide teravih namazı kılar sahura kadar sokaklarına arşınlar bir başka caminde sabah namazına uğrar, çocukluk hali işte açıkçası geceyi dışarıda geçirirdik. Ertesi gün de işimiz varsa işimize okulumuz varsa okulumuza giderdik. Bu şehirde spor yaptım, bu şehirde hemen şu binanın arkasında Kanuni Sultan Süleyman İlkokulu var orada okudum. Orada beni yetiştiren ilkokul öğretmenlerim, Naci Karadeniz'in ellerinden öpüyorum. Rahmetli Songül Aytekin'in o da hem Gümüşhane hem Bayburtlu bir aileydi, yuvaydı. Rahmetliyi minnetle anıyorum. Beni bu sokaklar yetiştirdi. Esnaf çocuğuydum, çalışırdım. İşçi nedir, amele nedir? Bilirim çünkü onlarla çalıştım. Üretmek nedir bilirim çünkü annemle köyde büyüdüm. Üretmeyi bilirim, tasarrufu bilirim, yaşamayı bilirim. İşte bana bu şehir bunları öğretti. Her esnafından öğrendiğim çok şey var. Ramazan ayında niye seviyorum? Geceyi bitirmeyi sevmediğim için. Vallahi isterseniz sizinle burada sahura kadar kalırım onu söyleyeyim.
“BENİ O KOLTUĞA OTURTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN CUMHURİYETE YÜKLEDİĞİ MİSYONDUR”
Tabii ben de her Trabzonlu gibi iyi bir Trabzonsporluyum. Trabzonsporlu olmak benim çocukluk hayalimde, Trabzonspor'un tribünlerde olmak değildi. Trabzonsporlu olmak, ben açıkçası Şenol Güneş'in yerine göz dikmiştin. Onun yerine kaleci olacaktım Allah nasip etmedi ama başka bir şeyi nasip etti sevgili dostlarım. 31 yaşında Trabzonspor'a yöneticilik yaptım benden büyük futbolcu vardı. Daha sonra Allah nasip etti Trabzonspor basketbol takımının kurucularından oldum, başkan yardımcılığını yaptım. Ve yine buradaki bütün spor ve kültür yaşamıyla ilgili bir gençlik hayatım oldu. Bu arada Fatih Tekke'ye yöneticiyken sporcumuz ve kaptanımız olan Fatih Tekke'ye de Trabzonspor'un başında başarılar diliyorum. Şimdi ben çok şanslı bir insanım. Böyle eşsiz bir yerde böyle güzel bir coğrafyada insanı ayrı güzel, tabiatı ayrı güzel, tarihi ayrı güzel bu şehrin değerleriyle yetiştim. Bu iyi insanların ticaretimiz bizi Artvin'den Samsun'a kadar sporculuğumuz bizi Samsun'dan Gümüşhane'ye kadar her şehri dolaştırdı. Karadeniz'de bu vicdanlara insanlarla doğup büyümüş olmak benim için çok onur verici oldu. Şükürler olsun, bu yörenin insanı oldum. Burada doğdum büyüdüm ve İstanbul'da, dünyanın en güzel yerinde, dünyanın en büyük, en ulu şehrinde belediye başkanlığı yapıyorum. Bunun işte bu bahsettiğim yolculuğun kahramanı kim biliyor musunuz? Kahramanlık duygusu nedir biliyor musunuz? Ekrem İmamoğlu'nu, Akçaabat'ın Cevizli köyünden, Pazarkapı Mahallesi'ne, Trabzon'dan Kıbrıs'a, Kıbrıs'tan İstanbul'a götürerek, İstanbul'da dünyanın en güzel şehrinde belediye başkanı yapan duygunun ve ruhunun adı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Beni o koltuğa oturtan Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’e yüklediği misyondur.
“YOKSULUN ÜSTÜNE BASA BASA ZENGİNLEŞME DERDİNDELER”
Keşke devletin bütün yöneticilerinde aynı iyiliği, aynı vicdanlı duruşu görebilsek. Türkiye bugün zor durumda. Milletin iyiliğini, birliğinin düşünüldüğünü göremiyoruz, düşünmüyorlar. Yoksulun üstüne basa basa zenginleşme derdindeler. Bir avuç insanla ilgileniyorlar. Ülkenin doğal kaynaklarını çarçur etme peşindeler. Emeklinin ikramiyesinden ne kadar kısarım da cebimi doldururum bakış açısı içindeler. Emekliye verdikleri üç kuruş ikramiyede var. Yetimin rızkında ne yazık ki küçüklerin ekmeğinde onlar iyiliği sevmiyorlar. İyiliğe kötü bakıyorlar vicdana düşmanlık yapıyorlar. Doğayı, suyu sevmiyorlar. Toprağa, doğayı, suyu talan ediyorlar. Onlar aslında bu cennet vatandan uzaklaştılar milletten uzaklaştılar. 23 yıldır bu ülkeyi yönetenlere soruyorum. Bu Karadeniz'de, Samsun'dan, bakın Samsun kocaman bir şehir. Bir buçuk milyona yakın nüfusu var. Artvin'e, Rize'den Giresun'a, Trabzon'dan Ordu. Bu kadar cennet bir parça niçin işsizliğin en yoğun olduğu illeri oluyor? Niçin gençler buradan koşarak, kaçarak gidiyor? Niçin sadece emekliler o da geçinebilmek için buralara geliyorlar. Karadeniz'in gençleri, çiftçisi, esnafı niçin ayakta duramıyor? Bakın bunların hepsine derinlemesine bakacağız. Bir avuç insan niçin zenginleşiyor? Karadeniz'in gençleri, çocukları, yaşlıları, engelleri, kadınları, erkekleri niçin zor durumda? Yatırım yok. Bunların umurunda değil, refah yok. Milletin refahı bunların derdi değil. Karadeniz'in kaynaklarını bile peşkeş çekiyorlar. Trabzon'un, Rize'nin, Giresun'un derelerini, HES projeleriyle kurutuldu. Uzungöl'ü, Ayder'i ne yazık ki stratejik planlayamadılar. Artvin'in ormanlarını, Bayburt'un vadilerini, maden şirketlerini teslim ettiler. Ne toprağı işlediler, ne suyu yönettiler. Bu kadim ülkenin en güzel tabiatını perişan ettiler. Perişan etmeye devam ediyorlar. Sevgili dostlarım işte. Işte tam da bu yanlışlar karşısında dimdik ayakta duruyoruz. Ve çözüm üretiyoruz. Bakın buradan size peşinen söz veriyorum. Sadece Karadeniz'de. Tüm Türkiye'de tabiatımızı mahveden projelere izin vermeyeceğiz. Ormanlarımızı köstebek yuvasına çeviren doğamızın dengesini bozan projeleri. Iptal edeceğiz. Suyu, kamu yararına yöneteceğiz. Suyun özelleştirilmesini engelleyeceğiz. Yağmur suyu hasadı projeleriyle şehirlerde büyük tasarruflar sağlayacağız. Tarımsal sulamada verimsiz sistemleri kaldıracağız.
“ATATÜRK'ÜN MİRASI OLARAK BU KARDEŞİNİZ YENİ DÖNEMDE EKİBİYLE BİRLİKTE BAŞARACAK”
Karadeniz'in dereleri özgür akacak. Suyumuzu bir avuç rantçıya teslim etmeyeceğiz. Rize'nin sanayisini ve iş gücünü yeniden ayağa kaldıracağız. Çay üreticisinin emeğini yabancı şirketlere peşkeş çekmeyeceğiz, çekene dur diyeceğiz. Sağlık hizmetlerini bu bölgede eğitimi güçlendireceğiz. Bakın Karadeniz'in neredeyse tamamında, şehirlerin tamamı eğitim başarısında Türkiye'nin en gerisindeki illerin arasında. Rize'nin doğası, Trabzon'un Artvin'in, Ordu'nun bu şehirlerimizin doğası, yaylalarımız, derelerimiz bakın o kadar dünya güzeli yerlere sahibiz ki yine bu şehirlerin yanı sıra özellikle. Refahını yükseltme konusunda etkin çalışmalarımız var. Ve özellikle her şehrin stratejik olarak birbiriyle etkileşimini arttıracağız. Sadece bir kara yolu ulaşımına hapis edilen Doğu Karadeniz. Bölgesinin raylı sistemlerle buluşmasını, Atatürk'ün mirası olarak bu kardeşiniz yeni dönemde ekibiyle birlikte başaracak. Hepinize söz veriyoruz. Bu büyük milletin çözüme ihtiyacı var. Biz ise çözüm var diyoruz.”
“DOĞDUĞUM, BÜYÜDÜĞÜM SOKAKTAN SÖYLÜYORUZ: İKTİDAR OLACAĞIZ”
“Biz, güçlü kadroyla, ülkemizin her sorununa detaylı çözümler üretiyoruz? Cumhuriyet Halk Partisi'nin, aziz milletimizin sorunlarına çözümleri var. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi; genç dinamik ve yenilikçi kadrolarıyla ayakta. Sevgili yol arkadaşlarım, inancımız çok yüksek. Evet, yolumuza engeller koyuyorlar. Ama Ortahisar'dan, Pazarkapı Mahallesi'nden, şuradan, kendi evime, binama bakarak, doğduğum, büyüdüğüm sokaktan söylüyoruz, inançla söylüyoruz: İktidar olacağız, iktidar olacağız, iktidar olacağız. Sevgili kardeşlerim, Karadeniz'in vatanperver evlatları, nasıl dün olduysa, yarın da Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinden aldığı güçle, yine yol gösterici olacak, milleti birleştirecek, millet için çalışacak. Bizim yolumuz bellidir. Cumhuriyet Halk Partisi, kayıtsız şartsız millete güvenmenin partisidir. Bizim siyasetimizin temel ilkesi, önderimiz Atatürk'ün hayata geçirdiği, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesidir. Bunu unutmayın sevgili hanımefendiler, beyefendiler; çocuklarınıza, torunlarınıza öğretin: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet büyüktür. Milletin iradesi her şeyin üstündedir. Ve en güçlü iradedir.
“HORON TEK BAŞINA OYNANIR MI?”
İşte bu yüzden, 23 Mart'ta, tam da Cumhuriyet’in özünde, demokrasinin ruhunda olduğu gibi seçilmişlerin değil, seçenlerin dediği olacak. Gelecek hafta pazar günü, dünyanın bu tarafında, en büyük demokrasi şöleni bu topraklarda yaşanacak. Hep birlikte, büyük bir sorumlulukla, demokrasi neymiş, demokratik katılım nasıl olurmuş; göstereceğiz. 23 Mart'ta herkes bizi izleyecek. Demokrasi aşığı vatandaşlarımız da izleyecek; demokrasiden korkan korkaklar da bizi izleyecek. Onlar, bir avuç insan. İşte o gün, Cumhuriyet Halk Partililer, tek bir yumruk olacak. Türkiye'nin dört bir yanında, tek bir amaca hizmet eden büyük davanın neferleri, omuz omuza verecek. Partimiz, bunu yapmak zorunda. Partimiz bunu neden yapıyor? Çünkü bazı şeyler tek başına olmaz. Bunu da en iyi Karadenizliler bilir. Tek başına bir işi başaramazsın. Horonu biliriz değil mi? Horon tek başına oynanır mı? Horona tek başına durulmaz. Horona duracaksan, hep birlikte duracaksın. Horon tepeceksen, el ele duracaksın, kol kola duracaksın. Yanındaki, gücünü hissedecek. O da senden güç alacak. 23 Mart'ta, bütün Cumhuriyet Halk Partililer demokrasi için horona hazır mı? En güçlü horon halkasını Karadeniz’den kurmaya hazır mıyız? Trabzon hazır mı? Samsun hazır mı? Ordu hazır mı? Giresun hazır mı? Artvin hazır mı? Rize hazır mı? Gümüşhane hazır mı? Bayburt hazır mı? Tamam.
“BU ÜLKENİN ARTIK KAYBEDECEK ZAMANI KALMADI”
Bu ülkenin artık kaybedecek zamanı kalmadı. Bu ülke, yeniden kalkınma ve refah istiyor. Onun için, bu demokrasi devrimi önemli. Bu demokrasi devrimi milletimize diyecek ki; tek kişinin istediğinin bir kıymeti yok, milletin dediği önemli. Bakın size bir şey söyleyeyim sevgili hemşehrilerim. İnsanları dinlemeyen, işinin erbabı insanları, liyakatli insanları görev başına getirmeyen, bu ülkenin başına büyük belalar açtı. Ayrıca, hele hele bir noktadan sonra, ‘her şeyi ben bilirim’ iddiası başlayınca, bu memleketin daha büyük belalarla başı derde girdi. İşte biz, bunun tam tersine, milletin evlatlarıyla yürüme konusunda kararlıyız. Yeniden iş ve aş ve özgürlük istiyor bu millet. Bu millet, yeniden güçlü ve güvenilir bir devlet istiyor. Yeniden istikrarlı bir ekonomi, sözüne güvenilir bir yönetim istiyor. Bu ülkenin her bir vatandaşı, kendi devletinden korkmadan, özgürce, adil fırsatlara sahip olmak istiyor. Dilediğince çalışmak, üretmek, güvenlik istiyor. Bizim davamız, bu davadır. Bizim çabamız, işte bunun içindir.
“23 MART’TA GERÇEKLEŞTİRECEĞİMİZ DEMOKRASİ ŞÖLENİ, GENEL SEÇİMDEKİ BÜYÜK DEMOKRASİ TOKADININ İLK ŞAMARI OLACAK”
Sevgili dostlarım; sandığa attığınız her oy, tek adam anlayışına karşı mücadelemizi gösterecek. Sandığa attığınız her bir oy, tarihe yön verecek. O gün, parti olarak, erken seçime ne kadar hazır ve istekli olduğumuzu ispat edeceğiz. O gün, iktidar için ne kadar azimli olduğumuzu göstereceğiz. O gün, Türkiye'yi bu kabustan kurtarmak için sırt sırta, omuz omuza verdiğimizi bütün dünya görecek. O gün gerçekleştireceğimiz demokrasi şöleni, malum kişilerin işte reddettikleri, dinlemedikleri, milletin iradesini yok saydıkları bir ortamda, milletimizin ona en yakın zamanda oluşacak olan genel seçimdeki büyük demokrasi tokadının ilk şamarı olacak, ilk şamarı olacak. Onlara göstereceğiz. Bu gerçek baskılar karşısında tek yumruk olduğumuzu göstereceğiz. Bir adım bile geri adım atmayacağız. Bu gerçek, milletin yanında ve yalnız millet iradesinin sesini dinleyeceğimiz gerçeğidir. Bu millet, umudu Cumhuriyet Halk Partisi'nde görüyor. Onun için sevgili dostlarım çok hazırlıklı olacağız. Birleşe birleşe kazanacağız. ‘Yok sen şunu yapmıştın, bunu yapmıştın’ yok. Bunu unutun.
“KAÇMAYI BİLE BECEREMEYECEKSİNİZ SİZİ BECERİKSİZLER”
Ben, bütün milletimi seviyorum. Partililerimi de seviyorum. Kimse birbirine nispet yapmayacak. Bu, milli bir seferberlik süreci. Umudunu bize bağlamış milyonlara, topyekun biz cesaret vereceğiz. Kimseden korkmadığımızı, korkmayacağımızı göstereceğiz. Hep birlikte ses vereceğiz. Ey iktidar sahipleri… Ey güç sahipleri… Ey ülkenin çoğunluğu için değil, küçücük bir avuç insan için koltuklarına yapışanlar… Davalarınızla gelin, soruşturmalarınızla gelin. Bana tek bir toz zerresi bile konduramazsınız. Benim yaptığım her iş, tertemiz. Ekrem İmamoğlu bunları o kadar korkutmuş ki, partililerimle yapacağım toplantılara dahi bana Kastamonu'da salon vermiyorlar, Erzincan'da vermiyorlar. Ordu'nun oy kullanma günü için salon vermiyorlar. Bana Trabzon'da salon vermiyorlar. Yahu, sizin o vermediğiniz salon, benim şuradaki bir ablamın oturma odasından bile küçük gelir bana be. Ondan bile küçük gelir bana. Siz kim oluyorsunuz? Sizi kendini bilmezler sizi. Sanırsınız kendi malını bize vermiyor. Yahu bu millet var ya, sizi öyle bir yollayacak ki, öyle bir yollayacak ki, kaçacaksınız, kaçacaksınız. Kaçarken ayağınız dolaşıp, yüzüstü yere vuracaksınız, yüzüstü. Kaçmayı bile beceremeyeceksiniz. Sizi beceriksizler. Cumhuriyet Halk Partisi'ne salon vermeyecekmiş, aha size salon. Aha size salon. Salona sığmaz zaten bu insanlar, meydanlarda buluşur, tek yürek olur, sizi yener.
“GAZETECİ GÖRÜNÜMLÜ TETİKÇİLERLE ÇALIŞIYORSUNUZ”
Size ısrarla söyledim, yine söylüyorum… Ben, kumda top oynadım. Ben, ormanlarda gezdim, dağlara çıktım bu şehirde. Ben, Trabzon Lisesi'nde okudum, koca çınarda. Bu mahallelerde çalıştım gece gündüz. İş yerinde çalıştım. Ben yılmam, yılmam. Buradan söylüyorum gözünün içine bakarak. O beni izliyordur. Zannetmeyin izlemiyor. O beni izliyordur. Buradan gözünün içine bakarak söylüyorum. Sesimi buradan duy, Karadeniz'den, Artvin'den, Rize'den, Trabzon'dan, Giresun'dan, Ordu'dan, Samsun'dan duy. Yılmıyorum. Korkmuyorum. Bir milim geri adım atmıyorum, bir milim. Hakkımda ne planlar yaparsan yap. Sosyal medya trolleriyle çalışanlar… Sizi gidi sizi. Sizi korkaklar sizi. Gazeteci görünümlü tetikçilerle çalışıyorsunuz. Televizyonlarda iftira atıyorsunuz. Ne yapıp edip, Ekrem İmamoğlu'nu siyasetin dışına atmaya çalışıyorlar. Yahu ‘ahmak davası’ olmadı, ahmak davası. Az önce Seyit Torun başkanıma dedim ki; ‘Bugün gene buradasın, bir VİP vakası daha yapma bize’ dedim. Ordu'dan ‘VİP davası’ yetmedi bunlara. Uydura uydura gidiyorlar. Şimdi diplomama göz koydular, diplomama. Diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Hem de Saray’dan, ona buna telefon açtırarak, ona buna zorlayarak. Her yerden dinliyorum, her yerden. Allah'tan dürüst insanlar bu ülkede hala o kadar çok ki. Bunların hepsi var ya, hepsi. Böyle koca dev olsa cürmü kadar yer yakar, cürmü kadar.
“HEPSİ TEMELSİZ, KANITSIZ, ZORLAMA İŞLER”
Sevgili Trabzonlular, değerli Karadenizliler; aylardır, yıllardır her şey sizin gözünüzün önünde. Her şeyi duyuyor, işitiyor. Yahu etmediklerini bırakmadılar. Yahu bizi havalimanının salonundan içeri bile almamaya çalıştılar. Seçimi elimizden aldılar, seçimi. Bunu unutmayın. Bakın; o günden bugüne muhtelif davalar açtılar. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı. Altı senedir hakkımda açılmış davalar, soruşturmalar… Büyükşehir Belediyesi’ne altı senede 1200 teftiş denetim olur mu? 1200. Onların 25 senesinde 200 tane. Bakın; 1200. Bakıyorlar, bakıyorlar bir yere gidemiyorlar. Hepsi temelsiz, kanıtsız, zorlama işler. Ama dertleri büyük. Şimdi yarım yamalak iddialarla dolduracaklar bir torbaya, Ekrem İmamoğlu'nu suçlayacaklar. Hem de ‘suç örgütü’ suçlamasını bana hazırlıyorlarmış? Suç örgütü kurmak. Hepsi denetlenmiş belediye, iş ve işlemleri, ihaleleri. Etrafındaki insanları suçlu gösterecekler. Planları, hesapları bu. Kendi gazetelerine, kendi trollerine söyletiyorlar. Beni oyundan çıkaracaklarmış. Ellerinden geleni ardına koymayacaklarmış.
“DERTLERİ NE? VATANI MI DÜŞÜNÜYORLAR? MİLLETİ Mİ DÜŞÜNÜYORLAR? DERTLERİ KOLTUK”
Kirli işler yapıyorlar. Siyaseten beni yenemiyorlar. Benim başımı öne eğdiremiyorlar. Güya polisin eliyle, benim başımı öne eğdireceklermiş. Benim polis kardeşlerimin elini kullanacaklar aklı sıra. Yani sözüm ona, bizi milletin önünde güya küçük düşürecekler. Kirli hesaplarla, ülkeyi karıştırma peşindeler. Hayale sığmayacak şekilde, yalan, dolan projeleriyle, kafasında dönen stratejilerle beni saf dışı bırakmanın peşindeler. Hatta bunu, mümkünse 23 Mart'tan önce yapmak istiyorlar. Dertleri ne? Vatanı mı düşünüyorlar? Milleti mi düşünüyorlar? Dertleri koltuk, koltuk, koltuk. İşin içinde savcılık var diye kimse aldanmasın. Ortada hukuki bir mesele yok. Ortada, iktidardaki bir avuç insanın siyasi beka meselesi var. Muhalefetin elini kolunu bağlayarak, seçim kazanmanın peşindeler. Koltuklarını korumanın peşindeler. Bizim başımızı ağrıtacak aday kim? Ekrem İmamoğlu. ‘Var mı başkası; bak sonu bu olur’ diye gözdağı vermek istiyorlar. Erdoğan'a karşı seçimi kazanma ihtimalini, bu milletin aklından söküp almak istiyorlar.
“BU, ARTIK BENİM ŞAHSİ MESELEM OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR”
Sevgili dostlar dünyada böyle rejimler var. Bütün hukuk dışı, gayrimeşru yöntemleri kullanarak, muhalefeti etkisizleştiren, göstermelik seçimler yapanlar ve birtakım zalimlikleriyle ömür boyu koltuktan kalkmama hedefini koyan ülkeler var. Ama sonra ne oluyor? Etrafımızda da görüyorsunuz. Eninde sonunda devirleri bitiyor. Ama geriye büyük bir enkaz bırakıyorlar. Ülkelerini yıkılmanın, parçalanmanın eşiğine götürüyorlar. Toplumların vicdanlarında büyük yaralar açıyorlar. Vatandaş olma bilincini, millet olma duygusunu zedeliyorlar. İşte ülkemiz, böyle bir tehdide doğru gitmenin eşiğindedir. Durum, son derece ciddidir. Bunu ciddiye alacağız. Ciddiye alacağız ve bu kritik süreci hep beraber takip edeceğiz. Bunlar, bizi sindirme peşindeler. Ama şu kardeşiniz buradan söylüyor: Ben, her koşulda diyeceğimi derim. Nefes aldığım sürece, sesim çıktığı sürece; adaletsizliğe, zalimliğe direnirim. Ama bu, artık benim şahsi meselem olmaktan çıkmıştır. Muhalefete aday gösterme hakkı bile tanımayan bu iktidarın sonraki adımları, ülkemize büyük acılar yaşatır. Bu kadar acı yeter. İktidarın siyasi hesapları uğruna, bu milletin çektiği acıları yeter. Artık hepimizin aklımızı başımıza alma vakti. Bu milleti topyekun birleştirmenin, bütünleştirmenin yolunu bulma vakti. İktidarın, elini yargıdan çekmesiyle başlar bu süreç. Ne yapacaklarına kendileri karar verecekler. Seçimi kazanmak için her yolu mübah görecekler. Her yolu mübah gördükleri için de vatandaşa her türlü sıkıntıyı çektirecekler.
“EKREM İMAMOĞLU, ONUN İÇİN NİYE TEHLİKE?”
Sevgili dostlar; hep birlikte bu dönemde cesaretle yol yürümenin birinci günü, 23 Mart'tır. Derdi ne biliyor musunuz? Esasen derdi ne? Ekrem İmamoğlu, onun için niye tehlike? Çünkü Ekrem İmamoğlu; milletini arkasına alıp, milletinin duasıyla, anaların duasıyla, babaların duasıyla, gençlerin enerjisiyle, hanımefendilerin, beyefendilerin yoldaşlığıyla beraber, 2014’ten bu yana, bu kardeşiniz, onu 4 kez yendi, 4 kez. Son seçimde o, kendisi, 17 bakanı, İstanbul'u sokak sokak arşınladı. Her yerde günde 7-8 tane mitingler yaptılar. Ne oldu? İstanbullu, 2019’un 23 Haziran’ında 806 bin oy fark atmıştı. Şimdi, 1 milyonu aştı. 1 milyon kez demokrasi tokadı vurdu. Buradan 23 Mart'ta bu yolculuğa çıkarken, büyük bir inançla, beşinci kez…
“BEYAZ GÖMLEĞİM VAR YA BU BEYAZ GÖMLEĞİM…”
Bak Cumhurbaşkanı; vatandaş sana Karadeniz'den, turpun büyüğünü gösteriyor, turpun büyüğünü. Aha o da Ekrem'in yanında, bak turpun büyüğü burada. Onun da heybesinde varmış! Beşinci kez bana yol arkadaşlığı yapmaya, yarenlik yapmaya ve bu beşinci kez yapacağımız seçimde, bu iktidarı, bu düzeni, bu sistemi, artık bu rejimi Türkiye'nin tarihinden silmeye, demokratik parlamenter düzeni bu ülkeye tekrar getirmeye, bu yola çıkmaya bütün Karadeniz hazır mı? Hep birlikte kazanmaya, milletimizi ikna etmeye, bu yolculuğa hep birlikte çıkmaya hazır mı? 23 Mart'ta, hep birlikte, üyelerle coşa coşa, ön seçimde oy kullanmaya, ‘bir kişi bile eksik kalmayacak’ diyerek inançla, demokrasi bayramı yaşamaya hazır mı? Sevgili dostlarım; ben buradayım, Trabzon'dayım. Beyaz gömleğim var ya bu beyaz gömleğim; ne yaparsanız yapın, buna toz zerresi kadar leke düşüremeyeceksiniz. Ne yaparsanız yapın, bu bileği dört kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz, bükemeyeceksiniz.
“ANT OLSUN YENECEĞİM”
Ben, 3 Haziran 1971 Trabzon doğumlu Ekrem İmamoğlu. 16 milyon vatandaşın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı; korkulu rüyanız… Varlığımla da icraatlarımla da sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Sizi, çocuklarımız mutlu olsun diye korkutuyoruz. Yurt açıyorum diye korkuyorsunuz. Gençler nefes alacak diye korkuyorsunuz. Emeklilere destek oluyorum diye korkuyorsunuz. Kent lokantası açıyorum diye korkuyorsunuz. Misli misli fazla metro yapıyorum diye korkuyorsunuz. Millet icraat nedir görecek, foyanız ortaya çıkacak diye korkuyorsunuz. Milletin hakkını millete veriyorum diye korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Siz, milletten korkuyorsunuz, milletten. Onun için dört kez yendim, beşinci kez de yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Hodri meydan. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Milletin hakkı, milletin olacak.”
İmamoğlu, konuşmasının ardından çalan müziğe eşlik ederek, konuşma yaptığı platformda bulunan yol arkadaşları ve alanı hınca hınç dolduran vatandaşlarla birlikte horona durdu.
VATANDAŞLAR İMAMOĞLU'NU TRABZON'DA BU SÖZLERLE KARŞILADI: BIÇAK KEMİĞE DAYANDI, ERKEN SEÇİM İSTİYORUZ
Ortahisar Belediyesi önünde İmamoğlu'nun konuşmasını bekleyen vatandaşlar görüşlerini anlattı. Bir vatandaş, “Adamın biri ben ekonomistim diyor ya, geçsin ekonominin başına da adam gibi işini yapsın İmamoğlu ile uğraşana kadar. İmamoğlu’nun sonuna kadar arkasındayız. İnşallah bu gidecek. Yetti artık. Milleti çok bunalttı.” derken, bir başka vatandaş da "Bıktık, bıktık. Gına geldi bize onu görmekten. Erken seçim olacak. Erken seçim istiyoruz. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Alıp yiyemiyoruz. Ne olacak bizim halimiz böyle? Kurtaracaksa İmamoğlu kurtaracak bizi" dedi.
İmamoğlu'nun konuşma yapacağı Ortahisar Belediyesi önündeki meydan da kısa sürede tıklım tıklım doldu. İmamoğlu’nun konuşmasını bekleyen yurttaşlar da ANKA mikrofonuna duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.
"İNŞALLAH BU GİDECEK. YETTİ ARTIK. MİLLETİ ÇOK BUNALTTI"
Bir vatandaş, “Adamın biri ben ekonomistim diyor ya, geçsin ekonominin başına da adam gibi işini yapsın İmamoğlu ile uğraşana kadar. İmamoğlu’nun sonuna kadar arkasındayız. İnşallah bu gidecek. Yetti artık. Milleti çok bunalttı.” derken, bir başka vatandaş da "Bıktık, bıktık. Gına geldi bize onu görmekten. Erken seçim olacak. Erken seçim istiyoruz. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Alıp yiyemiyoruz. Ne olacak bizim halimiz böyle? Kurtaracaksa İmamoğlu kurtaracak bizi" dedi. Vatandaşların açıklamaları şöyle:
"YA YOK OLACAĞIZ YA VAR OLACAĞIZ"
"Tek çare Ekrem İmamoğlu. Ya yok olacağız ya var olacağız. Gerçekten çok kötü durumlar geçiriyoruz. Artık üniversite öğrencileri hep boş. Öğretmenim. Öğrencilerim üç üniversite bitirdim işsiziz diyorlar. Onlara yüreğim dayanmıyor. Kendi adamlarını üniversiteyi bitirmeden ilkokul mezunu insanları işe aldılar. Bizim başarılarla mezun olan, puanları yüksek olan öğrencilerimiz hep işsiz. Çocuklar çaresiz, umudumuz Ekrem İmamoğlu.”
"ARTIK İNSANLAR AÇ KALMASIN, SOKAKLARDA KALMASIN"
“Çocuklar geleceğimiz, umudumuz, yaşamımız. Tek çaremiz İmamoğlu. Bizden geçti, gençlerimiz için. Artık insanlar aç kalmasın, sokaklarda kalmasın. Umudumuz İmamoğlu”
“Ben bir emekliyim. Seksen yaşıma geldim. Eğer buradaysam çok şey demektir.”
“Samsun'dan onun için geldik. Destekliyoruz sonuna kadar.”
“Türkiye kazanacak.”
“Çok mutluyum. Ben köyden geliyorum. İmamoğlu’nu görmek için uzak köylerden geldim. İlle de başaracağız, ille de oy vereceğiz ve başaracağız.”
“İmamoğlu’nu bütün benliğimle seviyorum. Onun için zaten varız. Hep beraber varız.”
“Umut ışığı yaktı bize, umut. Heyecanımız tavan. “
"İMAMOĞLU GELİNCE CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREVİ NEYMİŞ ONU ÖĞRETECEK"
“Duygularım çok yoğun hem de ağlayacak kadar. Yeter ki İmamoğlu gelsin başımızın tacı olsun. Adaleti, hukuku anlamayanlara, bakanlarımıza hukuku öğretsin. Bunu istiyor, bunu arzu ediyorum. Hukuku öğrensinler, yaşamayı öğrensinler. Biz de Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanı nasıl olunur onu öğretelim. İmamoğlu gelince Cumhurbaşkanı’nın görevi neymiş onu öğretecek. Onun gibi bencil olmayacak. Söyleyecek çok şey var da, İmamoğlu gelecek bunları öğretecek öğrenmeyenlere. Adamın biri ben ekonomistim diyor ya, geçsin ekonominin başına da adam gibi işini yapsın İmamoğlu ile uğraşana kadar. Söylenecek çok söz var... İmamoğlu’nun arkasındayız, sonuna kadar arkasındayız. İnşallah bu gidecek. Bu yetti artık. Milleti çok bunalttı.”
"BIKTIK, BIKTIK. GINA GELDİ BİZE ONU GÖRMEKTEN"
”Çok mutluyuz. Memleketlimizin her zaman arkasındayız. “
Trabzon’un salonuna bizi kabul etmediler ama bizim yerimiz salonlar değil alanlardır.”
“Duygularım gökyüzünde. Ekrem İmamoğlu bizi kurtaracak. Emeklileri kurtaracak.”
“İmamoğlu bizim gururumuz, tek umudumuz. Türkiye için tek umudumuz İmamoğlu”
“Kurtarsın bizi artık. Bıktık, bıktık. Gına geldi bize onu görmekten. Erken seçim olacak. Erken seçim istiyoruz. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Alıp yiyemiyoruz. Ne olacak bizim halimiz böyle? Kurtaracaksa İmamoğlu kurtaracak bizi”