Saadet partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu düzenlediği basın toplantısında muhalefete çağrıda bulundu…
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında muhalefet partilerine çağrıda bulundu. CHP’nin gençleri sokağa çağırmasını eleştiren Karamollaoğlu, “Hiçbir problemin çözümü sokakta olamaz. Bir takım hataların olmasına rağmen, bunun sokakta çözüleceğine inanmıyorum. Muhalefet partisi mensuplarına çağrıda bulunuyorum; Türkiye’yi bir sıkıntının içine sokacak beyanlarda bulunmasınlar, adım atmasınlar. Hukuk içerisinde çözüm arasınlar” dedi.
Başkanlık sisteminin sihirli bir değnek olmadığının altını çizen Karamollaoğlu, “Ülke problemlerinin çözümünü sadece yönetim sistemi değişikliğinde aramak büyük bir safdillik olur. Çünkü sisteminizin adı ne olursa olsun; Denk bütçe yapmadan toplumsal refahı sağlayamazsınız.Üretim ve ihracat seferberliği başlatmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Türkiye’yi AVM’lerle değil fabrikalarla donatmadan işsizliği çözemezsiniz. Milli ve bağımsız bir silah sanayi oluşturmadan sözü dinlenir itibarlı bir devlet olamazsınız” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Partisinin Balgat’taki genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuşan Karamollaoğlu, millettin referandumda önemli bir demokrasi sınavını verdiğini söyleyerek, “Vatandaşlarımız kendisine yakışır bir olgunlukla iradesini sandığa yansıtmıştır. Hem sandığa katılım noktasında ortaya koyduğu duyarlılık hem de bu süreçte ortaya koyduğu sağduyulu tavır nedeniyle aziz milletimize teşekkür ediyoruz. Elbette teşekkürü hak eden en önemli kesimlerden birisi de Saadet Partisi teşkilatlarıdır. Saadet partililer her türlü algı operasyonuna, haksız iddia ve ithama maruz kalmasına rağmen bu süreçte hiçbir zaman asaletini bozmamıştır. Bu duruşuyla, referandum sürecinde kutuplaşmayı engellemiş daha derin kırılmaların yaşanmasına izin vermemiştir. Saadet Partisi mensupları bir kez daha Türkiye’nin en disiplinli, en şuurlu, en sağlam teşkilatı olduğunu ortaya koymuştur” dedi.
Millet iradesine saygı duyuyoruz
Seçim süreciyle çok şey konuşulabileceğine vurgu yapan Karamollaoğlu, “Haksız rekabetten, medyanın yanlı tutumuna, devlet imkanlarının kullanımından, bürokratik baskılara kadar birçok şey söylenebilir. Anayasalar, toplumsal mutabakat metinleridir. Elbette milletimizin üzerinde çok daha geniş bir oranda mutabakat oluşturduğu bir metin Anayasa ruhuna uygun bir sonuç olurdu. Ama bu noktada seçimlerin meşruiyetini tartışmak toplumda yeni kutuplaşma ve gerginliklerin ortaya çıkmasından başka bir sonuç vermez. İktidarıyla, muhalefetiyle hepimiz milletimizin ortaya koyduğu bu iradeye saygı duymak zorundayız” diye konuştu.
Bu seçimde kutuplaştırıcı dil kaybetti
Bu seçimin sayısal sonucundan çok siyasal ve sosyal mesajlarının olduğunun altını çizen Karamollaoğlu şöyle devam etti: “Bugün yapmamız gereken, seçimin meşruiyetini tartışmak yerine, milletimizin ortaya koyduğu sonuçtan ders çıkarmak olmalıdır. Almamız gereken en önemli ders ise: Bu seçimde, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici üslup kaybetmiştir. Bu seçimde demokratik bir oylamayı, ‘İman ve Küfür’ noktasına getiren anlayış kaybetmiştir. Bu seçimde, demokratik bir tercihi, terörle, ihanetle, kandil ile eş tutan zihniyet kaybetmiştir. Dileriz bu mesaj iyi okunur ve referandum sürecinde olduğu gibi tekrar aynı hataya düşülmez.”
Her sonuç yeni bir başlangıçtır
Türkiye’nin bu sonuçla yeni bir döneme girdiğine dikkat çeken Karamollaoğlu, “Bu yeni dönemde, sayın cumhurbaşkanı başta olmak üzere iktidar mensupları tarafından atılacak adımlar çok daha önemli hale gelmiştir. Bundan sonraki süreçte, yüzde 48’in endişeleri hassasiyetle dikkate alınmalıdır.Özellikle Anayasa değişiklikleri çerçevesinde gündeme gelecek, uyum düzenlemeleri, ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla değil, bu endişeleri giderecek bir yaklaşımla hazırlanmalıdır” şeklinde konuştu.
İçte ve dışta sorunlarla karşı karşıyayız
“Bugün ülkemiz hem iç politika da hem de dış politika da çok temel sorunlarla karşı karşıyadır” diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “Başta Suriye olmak üzere Ortadoğu tarihin en büyük kargaşa ve iç çatışmalarını yaşamaktadır. İslam coğrafyası, Küresel güçlerin cirit attığı bir satranç tahtasında dönüşmüştür. İslam ülkelerinin haritaları yeniden çizilmektedir. Küresel emperyalizmin en önemli hedeflerinden birinin de ülkemiz olduğu açıktır. Böyle bir dönemde Türkiye yeterince zaman kaybetmiştir. Artık boş harcayacak bir dakikamız bile yoktur. Deniz bitmiştir. Erbakan Hoca’nın ifadesiyle, toprak altımızdan kaymaktadır. Bir an evvel ülkemizin gerçek gündemine dönmek, Milletçe, devletçe bu devasa problemlerin çözümüne odaklanmak zorundayız.”
Başkanlık sistemi sihirli değnek değildir
Başkanlık sisteminin sihirli bir değnek olmadığını kaydeden Karamollaoğlu, “Ülke problemlerinin çözümünü sadece yönetim sistemi değişikliğinde aramak büyük bir safdillik olur. Çünkü sisteminizin adı ne olursa olsun; Denk bütçe yapmadan toplumsal refahı sağlayamazsınız.Üretim ve ihracat seferberliği başlatmadan ekonomiyi düzeltemezsiniz. Türkiye’yi AVM’lerle değil fabrikalarla donatmadan işsizliği çözemezsiniz. Güçlü ve yaygın bir sanayi oluşturmadan tüketen değil üreten bir ekonomiyi kuramazsınız. Milli ve bağımsız bir silah sanayi oluşturmadan sözü dinlenir itibarlı bir devlet olamazsınız” dedi.
Polemik siyasetinden vazgeçilmeli
İktidarın bir türlü gerçek gündeme dönemediğini belirten Karamollaoğlu,“Biz işsizliği, hayat pahalılığını, emeklinin sıkıntısını, dış borcu, terörü konuşalım dedikçe iktidar yeni referandumları gündeme getirmenin peşinde.Neymiş, şimdi de ‘Avrupa Birliği’ni referanduma götürürüz’ diyorlar.Eyvallah götürelim. Biz de bakın bu sefer nasıl ‘Evet’ diyoruz. Ama siz 2011 yılında Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kurarken, millete sordunuz mu?AB istediği için kimliklerden din hanesini çıkarırken millete sordunuz mu?Bugün dilinizden eksik etmediğiniz idam tartışmasını da Avrupa istedi diye kaldırdınız.Peki idamı kaldırırken millete sordunuz mu?Avrupa açık açık ‘Türkiye ile müzakereleri askıya alırız’ diyor. Peki siz buna karşı olarak ‘biz de Kıbrıs müzakerelerini askıya aldık’ diyebiliyor musunuz?Hayır, diyemiyorsunuz! Çünkü içeride başka dışarıda başka davranıyorsunuz” diye konuştu.
‘Milli istişare toplantısı’ çağrısı
Bütün bunlara rağmen umutlarını koruduklarını söyleyen Karamollaoğlu şunları kaydetti: “Şimdi yeni bir başlangıç zamanıdır.El ele, omuz omuza verirsek aşamayacağımız hiçbir zorluk, çözemeyeceğimiz hiçbir problem yoktur.Bu dönemde bütün liderlerin bir araya geldiği, tek gündemi ülke meseleleri olan bir ‘Milli İstişare Toplantısı’ çok önemli ve anlamlı bir mesaj olacaktır. Saadet Partisi, Yaşanabilir bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye için her türlü katkıyı yapmaya hazırdır. Bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyor, inandığımız gerçekleri tarihi bir sorumluluk olarak aziz milletimize arz ediyoruz.”
Karamollaoğlu’ndan muhalefete çağrı
CHP’nin gençleri sokağa çağırmasını da değerlendiren Karamollaoğlu, “Hiçbir problemin çözümü sokakta olamaz. Bir takım hataların olmasına rağmen, bunun sokakta çözüleceğine inanmıyorum. Böyle bir şeye teşebbüs edilmesini de doğru bulmuyorum. Ancak şunu ifade etmeden de geçemiyorum. Biz bu anayasa değişikliği için 3 nokta üzerinde durmuştuk. Anayasada kuvvetler ayrılığını savunduk. ‘Meclis kendi iradesine sahip olmalı’ dedik. Adalet yürütmenin etkisinde kalma intibaını bile doğursa sıkıntı olur. YSK karar verirken sandıklardaki itirazlardan başlayarak ilçe seçim kurulu, il seçim kurulu aşamasından geçilmesini beklemesi lazımdır. Kurulda görüşülmeden YSK başkanı açıklama yaptı. Bu açıklama endişeye mahal verdi. Biz bu tartışmanın içine girmeyi doğru bulmuyoruz. Ancak 850 bin civarında geçersiz oy var. Mühürsüz pusulalar var. YSK'nınnın tartışılan bir konu üzerinde hüküm olmadan yorum yapması yanlıştır. Keşke bunlar olmasaydı. Muhalefet partisi mensuplarına çağrıda bulunuyorum. Türkiye’yi bir sıkıntının içine sokacak beyanlarda bulunmasınlar, adım atmasınlar. Hukuk içerisinde çözüm arasınlar" dedi.