Hayatı da tıpkı bir spor, bir müsabaka gibi görüp, kurallarıyla oynamak gerekir.
İşte spor yapmanın, sporla büyümenin bir faydası da budur. Nasıl mı? Hayatın da tıpkı spor müsabakası gibi bir takım mecburiyetleri var; hakkıyla yaşamak, kazanmak için her yolu mübah görmemek, dürüst kişilik gibi… Kazanmak kadar kaybetmeyi de kabullenmek erdemini kazanır sporcu kişilikler. Öyle ki, tüm yaşamı boyunca aldatmadan, hakkıyla kazanmak yada kazananı taktir etmek bir karakter bileşenidir insan hayatında. Gerek spor sahalarında , gerekse kişisel hayat yarışında, tüm bu bileşenler hayatın ince nüanslarını belirler. Yani iyi yada kötü anılmak nüansıdır bu aslında.
Dene, denemekten yılma- kaybet- taktir et- mutlaka sen de kazanırsın öğretisi içinde yetişmeli, yetiştirilmeli insanlar… Kendi başarısı için yakıp yıkan, başkalarını ezip geçerek bir şeyler başaran, yalanlarla gönül kazanan olmamalı. Saygı ve dürüstlük penceresi olmalı insanın. Gerçekler kötüdür; mutlaka ortaya çıkmak gibi bir özelliği vardır. Hem sosyal hayatında hem de spor hayatında rekabeti ahlakla sürdürmektir insana yakışan.
Sayın Umut Ekmekçi bir köşe yazısında rekabeti ne de güzel hikayelemiş bir bakın…
Earvin Magic johnson ve Larry Bird kendi dönemlerinin en başarılı iki basketbolcusudur. Aralarındaki rekabet, henüz 1970'lerde lise yıllarında, bir final maçıyla başlar ve tüm kariyerleri boyunca devam eder. İlk maçı kazanan Michigan'lı Earvin olmuştur. Earvin ne kadar dışa dönük, enerjik, konuşkan bir çocuksa, Larry de o kadar içine kapanık, konuşmayı sevmeyen, sosyal hayatı renksiz bir figürdür. 6 çocuklu bir ailenin 4.çocuğu olan Larry'nin hayatındaki belki de en iyi arkadaşı, bir savaş gazisi olan, aynı zamanda müzmin işsiz ve alkolik babasıdır. Larry henüz 18 yaşındayken babası intihar eder. Yalnızlık, yoksulluk ve sessizlik derinleşir. Earvin ve Larry ikilisinin birbirlerine en benzeştikleri yerse basketbol sahasıdır. İkisi de son derece yetenekli, zeki, inanılmaz hırslı ve çalışkan, gerektiğinde kavgacı, ama her zaman "winner" karakterlerdir. İlk gençlik yıllarında milli takımda takım arkadaşı da olurlar. Earvin bir maçta arkasına bile bakmadan topu geriye doğru atıverir; onu gerçekten anlayan ve tamamlayabilecek kişinin topu zaten alacağını düşünür ve bunu test etmek ister. Topu alan ve sayıyı yapan Larry Bird'dür. Yıllarca sürecek ve kazananla kaybedenin sürekli yer değiştireceği Lakers - Boston rekabeti, aynı zamanda NBA'in sönmekte olan yıldızının da parlamasını sağlar. Basın bol bol gündeme "ırkçılık" sosu katmak ister. İkisi de bu tuzağa senelerce düşmezler. Aralarındaki rekabet ve soğukluk, hiçbir zaman nefrete dönüşmez. Yıllar sonra, ve hiç beklenmedik bir anda Magic Johnson'a HIV Positive teşhisi konduğunda, onun yanında kalan birkaç kişiden biri Larry Bird'dür. Magic'in basketbolu bırakmasının 1-2 sene sonrasında, Larry Bird "artık basketbol sahasının ve rekabetin benim için hiçbir anlamı kalmadı" diyerek emekli olur...
“Sevgi ve Sporla Kalın.”