Yerel basınımıza yansıyan ve ilgimizi çeken güncel haberlerle ilgili yorumlarımıza aşağıda satırbaşları itibariyle yer verilerek, okuyucu dikkatinin de bu konular üzerinde yoğunlaşması hedeflenmiştir.
FIRINCILAR ODASI CHP HEYETİNE PALAMUT İKRAM ETTİ...
Fırıncılar Odası’nın, siyasi partilere yaptığı çağrıya uyan CHP heyetinin geçen günlerde anılan odayı ziyareti basına yansımıştır. Bu arada bilindiği gibi yakın bir tarihte ekmeğin gramajı düşürülerek dolaylı zam yapılmıştır.
Bu ziyaret bana 2010 yılında CHP İzmit İlçe Teşkilatı’nın gündeme taşıdığı “Halk Ekmek Fabrikası” kurma talebini hatırlatmıştır. Bu konuya destek veren yazım o tarihlerde yerel basında yer almıştır.
Sözkonusu yazımda İstanbul, Eskişehir, Sakarya ve Antalya kentlerinde kurulu “Halk Ekmek Fabrikaları”ndan örnekler verilerek, sözkonusu girişimin kent halkına, özellikle dar gelirli vatandaşa sağladığı yararlara vurgu yapılmıştır. Yüksek kalitede üretilen ekmeklerin piyasa fiyatının çok altında satıldığına değinilerek, buna rağmen belediyelerin bu faaliyetlerinden kazanç bile kazanç sağladıkları örneklenmiştir.
İzmit Belediyesi, CHP’nin bu yerinde ve haklı talebini komisyona havale ederek unuturmuş, konu bu şekilde kapatılmıştır. Maalesef anılan parti, geçen süre içinde, bu konunun takipçisi olamamıştır.
Örnek bir Sosyal Demokrat Belediyecilik girişimi olarak değerlendirilen böylesine bir projeyi üreten CHP Kocaeli teşkilatının, kendi projelerinin arkasında durmayarak, zamların akabinde “Fırıncılar Odası”nı ziyaret etmesi , projeyi gündeme taşımaması, politikalarını savunma ve uygulama açısından çelişkili bulunmuştur.
SİNAMA SALONLARINA YÖNELİK ELEŞTİRİ…
Son günlerde yerel basınımızda sinema salonlarımızın bakımsız ve soğuk olduğu, yapılan yüksek oranlı zamlara karşın vizyona giren filimler arasında, gişe hasılatı yapabilecek filimlere öncelik verildiği kaliteli filmlerin seyirci ile buluşturulmadağı yolunda ve benimde şahsen katıldığım eleştirilere yer verilmiştir.
Türk Sineması’nın ünlü isimlerinden ve önde gelen jönlerinden olan Kadir İnanır’ın “Kürt Sorunu” konusunda görüşleri geçenlerde ulusal basınımızda yer almıştır. Bu konuya yaklaşımı, İnanır’ın sanatçı kimliği yanında, daha da önemlisi entelektüel duruşunu ortaya çıkarmıştır.
Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz husus, sözkonusu söyleşide İnanır’ın sinema sektörü konusundaki eleştiriel bakışı ve konuya yaklaşımı olmuştur.
İnanır sanatsal sorunlara ilgili verdiği yanıtlarda; “Bugün resmen sinema sektörü tekeli ile uğraşıyoruz. Anlıyorum, sinema salonu işletmeciliği neticede bir yatırım. Parayı yatıranın kar etmek istemesi de gayet doğal. Fakat karlı işletmecilik ile sorumsuzluk ve açgözlülükle harmanlaşmış tekelleşme ayrı kavramlardır. İnanır söyleşine devam ederek eğlence niteliği olmayan hiçbir film kendine yer bulamıyor. Bulsa da sınırlı sayıda salonda ve enfazla bir-iki hafta gösteriliyor. Usta yönetmen Michael Haneke’nin Cannes ödüllü muhteşem filmi (benimde görmeyi çok arzu ettiğim) “Amour(AŞK)” ikisi İstanbul, biri Ankara’da olmak üzere üç salonda gösterildi koca ülkede. İnanır’ın çözüm önerisi ise sinema salonlarınının gösterdiği filmlerinin yüzde 30’unun sanat filmlerine ayrılması için yasa çıkarılması yönünde olmuştur.
Sonuç itibariyle her türlü ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerin oluşumunu serbest piyasa düzeninin insafına bırakılması, toplumsal yarar gözeten kamu müdahalesinin gözetilmemesi, sosyal belediyecilik anlayışının terkedilmesi, ayrıca ,toplumun depolitize olmasının sağladığı avantajının çok iyi kullanılması suretiyle, toplum aleyhine olumsuz uygulamalarının ortaya çıkmasına neden olunmaktadır.
BELEDİYE UYGULAMALARINA YÖNELİK ELEŞTİRİLER...
AKP hükümetleri döneminde kentsel dönüşüm programını uygulamak, düşük gelirli vatandaşları konut sahibi yapmak, inşaat sektörüne sağlanan destek sayesinde ekonomik gelişmeyi hızlandırmak üzere; kamu destekli “Toplu Konut” teşkilatlanması sağlanmıştır. Ancak yıllar içinde anılan kurumun kuruluş amacından saptığı, üst gelir grupları içinde konut üretmeye başladığı görülmüştür. Şeffaflık kuralı uygulanmadığı içinde kurumun denetlenmesinin kamuoyunca yeterince yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bugünlerde yerel basında yer alan haberlerde anılan kurumun “Umutkent”de yaptırdığı sosyal konutlarının büyük bölümünün Büyükşehir Belediyesi üst düzey çalışanlarınca, çok uygun koşullarda sahip olduğu yolunda eleştiler yer almaktadır. Sözkonusu eleştirilere yetkililerce verilen yanıtlar kamuoyunu tatminden uzak bulunmaktadır.
Yine yerel basınımızda yer alan bir haberde Bahçecik Armutağzı mevkiinde 80 dönüm üzerine yapılan 17 villanın birinde İstanbul’da geniş bir kesim tarafından tanınan Fazıl Hoca, diğerinde ise Beyoğlu Belediyesi’nden Başiskele Belediyesi’ne transfer olan Başkan Yardımcısı Abdullah Çuhacı oturacak olması,Villalardan oluşan sitenin yol, altyapı, çevre duvarı Başiskele Belediyesi tarafından yapılması vatandaşın dikkatini çekmiştir denilmektedir. Bu konuda bugüne dek, Belediye Yetkilileri’nce tatmin edici bir açıklamada yapılmamıştır.
Sözkonusu uygulamalar şeffaf belediyecilik anlayışına uymadığı, hesap verirlik ilkelesi ile örtüşmediği ortadadır. Katılımcı demokrasi anlayışın eksikliği bu tür olaylarda kendini daha fazla hissetirmektedir. Yaşananlar vicdan, ahlak, dürüstlük, erdem ve ilkeli duruş gibi insanı yücelten etik değerlerin hiçkimsenin veya ideolojinin tekelinde olmadığını bize birkez daha hatırlatmıştır.
Kentimizde dikkatimizi çeken olaylar yaşadıkça konuları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Bağımsız ve özgür basının varlığı halkımız için bir güvence olduğu unutulmamalıdır. Kamuoyu adına denetleme görevi yapan özellikle yerel basınımıza destek verilmeli, olaylar karşısında tepkisel ve duyarlı olunmalıdır.
Saygılarımla,
Cavit İNAM,
cavitinam@hotmail.com