A Milli Takımın ve Trabzonspor’un başarılı kalecisi Onur Recep Kıvrak, Kocaeli Gebze’de faaliyet gösteren Gebze Fırtına Trabzonsporlu Taraftarlar Derneği tarafından çıkarılan ‘Fırtına TS’ adlı dergiye çok önemli açıklamalarda
Kalecilik serüveniniz nasıl başladı?
Ben küçük yaştan itibaren hep kaleciliği hayal ettim. Mahalle aralarında ilk topla buluştuğumda kaledeydim. O yaşlardaki çocuklar genelde gol atmayı ister ama ben kaleye geçip kurtarış yapmak için mücadele ederdim. Atlamayı zıplamayı çok severdim. Bu şekilde hayatım devam etti. Öyle ki kaleci olmak dışında asla başka bir hayalim olmadı. Şu an kaleci olamasaydım ne yapardım hiç bilmiyorum. Sadece futbolu düşündüm. Mecburdum kaleci olmaya.
Aileniz ilk başlarda futbolcu olmanıza karşı çıktı mı?
Hayır. Bana her zaman destek verdiler.
Yükselişiniz nasıl gerçekleşti?
Manisa'nın Alaşehir ilçesinde doğdum ancak ben 1 yaşındayken ailem İzmir'e yerleşti. Bu yüzden, aslında "İzmirliyim" desem yeridir. Yeşilovaspor da bizim oturduğumuz semtin, 2. Lig'de mücadele etmiş köklü bir takımıydı. 8 yaşında ilk kez seçmelerine katıldım ve başarılı olunca kulübe yazıldım. Yeşilovaspor, Süper Amatör Küme'de mücadele ediyordu. Ben de 14 yaşındayken kaleyi koruyordum. Kütahya'da 3. Lig'e terfi maçları oynuyorduk. İlk turu geçtik ancak ikinci turda penaltılarda elendik. Bu yükselme maçları sonrasında birçok teklif gelmeye başladı. Galatasaray, Gençlerbirliği ve Gaziantepspor benimle ilgilenen kulüpler arasındaydı. Ama ben tercihimi Karşıyaka'dan yana kullandım. O zaman tabii yaşım küçük, hocam Metin Küçükoğulları'nın da yönlendirmeleri etkili oldu. "Senin için en hayırlısı Karşıyaka olacak" dedi. Sonuçta İzmir'de ön planda olan iki kulüpten, Göztepe ve Karşıyaka'dan bir tanesini seçmiş oldum. Zaten amatörlükten profesyonelliğe bir geçiş yapıyordum ve "Hayır" diyecek durumda değildim.
Trabzonspor’a transfer olunca neler hissettiniz. Bugünlere geleceğinizi tahmin edebiliyor muydunuz?
Karşıyaka’da bana teklifler geliyordu. Hedeflerime Trabzonspor'da oynayarak ulaşabileceğim kanısına vardım. Türkiye'de dört büyük kulüp olduğunu, bunlardan bir tanesinin de Trabzonspor olduğunu biliyordum ve uzun yıllar Trabzonspor'un kalesini korumak istiyordum. O zaman Trabzonspor'un başında Ersun Yanal vardı. Kendisini gayet iyi tanıyordum. Bununla birlikte, kulübün ateşli seyirci kitlesi de transfer kararımı etkileyen bir unsur oldu. Çünkü seyircinin coşkulu olması benim de kendimi maça hazır hissetmemi sağlıyor ve daha iyi motive oluyorum.
Tolga Zengin’in arkasında uzun süre yedek beklediniz, Tolga’nın bir sakatlığı sonrası kaleyi devraldınız ve gösterdiğiniz performans ile bir daha geri vermediniz. Tolga’yla aranızdaki ilişki nasıldı, Beşiktaş’a gitmesini nasıl buluyorsunuz?
Tolga Zengin’le aramızda tam anlamıyla abi-kardeş ilişkisi var. Trabzonspor’da birlikte oynarken yeri gelir Tolga abinin odasına giderdim, oturur sohbet ederdik, dertleşirdik, yeri gelir o benim odama gelirdi. Kendini ispatlamış çok iyi bir kaleci. Ondan önce mükemmel bir kişilik. Karakterli ve çok iyi bir kaptandı. Kendisine Beşiktaş’ta başarılar diliyorum.
Trabzonspor yaklaşık 30 yıldır şampiyonluk yaşayamıyor, sizce bu konuda eksik olan nedir?
2010-2011 sezonunun şampiyonluk kupasının gerçek sahibi Trabzonspor’dur. İstedikleri kadar oyalasınlar. Arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde hep çok şanslı olduğumdan bahsederim. Çünkü önce Türkiye Kupası, sonra Süper Kupa ve akabinde de şampiyonluk. Kupasını alamadık ama şampiyon biziz. Bu artık tescillendi. Bilinen bir şey. Kısa zaman içinde 3 kupa kazanmışız.
Türkiye’de 3 önemli kaleci say dediğinizde Siz, Tolga ve Volkan ismi gündeme geliyor. Sizce Türkiye’de kaleci neden yetişmiyor, gerekli alt yapı eğitimleri verilmediği için mi?
Türk kalecilerin çok yetenekli ve kaliteli olduğuna inanıyorum. Altyapı eğitimleriyle ilgili olarak Türk ve yabancı kaleciler arasında farklar olabiliyordu geçmişte. Şimdi bu durum da ortadan kalktı. Ülkemize gelen kaliteli yabancılar olduğunu kabul ediyorum. Buna Muslera’yı örnek gösterebilirim. Ancak çok kötü kalecilerin de ligimizde yer aldığını görüyoruz. Bunlar çok yetenekli genç Türk kalecilerin önünü tıkıyor.
Trabzonspor forması giyerken hiç unutamadığınız bir maç var mı?
Liverpool maçı sonrası yaşadığım anıyı söyleyebilirim. O maç benim ilk Avrupa Kupası maçımdı. Liverpool gibi bir takıma karşı oynayıp, iyi bir maç çıkardım. İngiliz taraftarlar bile maç sonrası alkışladı. O alkışlar sonrası kendi kendime ben bunu da yaptırdıysam iyi kaleci olma yolunda ilerliyorum diye düşündüm. Teknik heyet ve oyuncularımızın yanı sıra çevredeki insanların tepkileri beni çok mutlu etti. Kısaca Liverpool macerası benim hayatımda çok önemli yer tutuyor.
Trabzonspor taraftarının yaptığınız kurtarışlarla güvenini kazandınız, Herkes sizi çok seviyor. Takımda herkes bir yana siz bir yana diyen birçok taraftar var. Onların bu sevgisi sizi motive ediyor mu?
Trabzonspor taraftarını çok seviyorum. Onları arkamızda hissetmek, desteklerini görmek bizi çok rahatlatıyor. Desteklerini bundan sonrada görmek istiyoruz. İnşallah sahaya onları memnun edecek futbolu yansıtırız.
Performansınızla birçok Avrupa takımının transfer listesinde yer alıyorsunuz. Avrupa’dan çok iyi bir takım size teklif ederse gidermişiniz?
Trabzonspor benim için çok farklı anlamlar ifade ediyor. Ben bir çıkış yaptıysam, Onur olabildiysem bunu Trabzonspor sayesinde başardım. Daha önceki söylemlerimde Trabzonspor’da şampiyonluklar yaşamak istiyorum demiştim. Bir şampiyonluk kazandık. Bunu tekrar tekrar yaşamak istiyorum. Sonrasında ise yurt dışında çok iyi bir takımda oynamak istiyorum. Sakatlanmasaydım bazı gelişmeler vardı. Trabzonspor’u bırakıp sıradan bir kulübe asla gitmem. İleride futbolu bıraktığımda içimde kalmasın istiyorum.
Bugüne kadar en çok beğendiğiniz kaleci kim?
Yaşı ilerlemiş olsa da Buffon hala benim için bir numara. Stili ve çabukluğu beni her zaman etkilemiştir. Buffon’un dışında Casillas, Cech ve Atletico Madrid’in genç kalecisi Courtois’yı çok beğeniyorum.
Kaledeyken her hangi bir rakip takım futbolcuları arasında en çok tedirginlik hissettiğiniz kimse oldu mu?
Benim görevim onları durdurmak. Benim onlardan çekindiğim kadar, onlar da benden çekinmeli
Bugünlerine gelişinizde Şenol Güneş ve Alper Boğuşlu’nun ne gibi katkıları oldu
Şenol Hoca’nın inanılmaz bir kariyeri var. Çok önemli bir kaleciydi şimdi ise çok önemli bir teknik adam. İnşallah gol yememe rekorunu kırmak bana nasip olur. Şenol Hoca’yla çalışmak çok güzeldi. Hayat görüşü çok iyi. Onunla konuşmak bize önemli katkılar sağladı. Gelişmemizde büyük etkendi. Ayrıca Şenol hocayla birlikte bizim en büyük şansımız kaleci antrenörümüz Alper Boğuşlu’ydu. Alper Hoca’yla iyi ki çalıştım. Yeri geliyor bizimle arkadaş oluyor, yeri geliyor kardeş oluyor. Bizim her türlü sorunumuzla yakından ilgileniyor. Çok iyi antrenman yaptırıyor. Tolga abi ve benim bu çıkışı yapmamızdaki en büyük etkenlerden biri Alper Hoca’dır diyebilirim.
Röportajımızı Gebze Fırtına Trabzonsporlu Taraftarlar Derneği tarafından çıkarılan FIRTINA TS adlı dergimiz için yapıyoruz. Buradan dergimiz aracılığıyla söylemek istediğiniz başka şeyler var mı?
Tüm samimiyetimle söylüyorum, Trabzonspor’da forma giydiğim için çok mutluyum. Bugüne kadar Trabzon’da en ufak bir problem yaşamadım. Bazı dönemler gideceğim yazıldı. Ama ben sadece Avrupa’nın çok büyük bir kulübüne giderim. Onun dışında buraya çok alıştım. Mutluyum Trabzon’da. İnsanların bana yaklaşımından çok memnunum. Burayla ilgili çok güzel bir anım var. Trabzonspor’a ilk transfer olduğumda üçüncü kaleci pozisyonundaydım. Doğru dürüst tanınmıyordum. Benzin istasyonuna gittim. Yakıt aldıktan sonra ödemeyi yapacaktım ancak yanıma cüzdanımı almayı unutmuşum. Ben ne yapacağımı şaşırınca görevliler, “sen git, ne zaman istersen gelir ödersin” dediler. Bu cevap beni çok etkiledi. Başka bir şehirde böyle bir cevap almanız imkansız. Sonra ailemi arayıp Trabzonspor’a gelerek çok doğru bir karar verdiğimi söyledim. Ben gökdelenlerin olduğu, çok insanın yaşadığı bir şehir aramıyorum. Ben Trabzon gibi bir şehir arıyorum. Buraya gelmemde emeği olan herkese teşekkür ederim.
Haber foto: M. Gökkaya