Kocaeli’de sanayi’den turizme geçilir mi?..

Turizm derken hangisi ön planda yer alacaktır? Deniz, güneş, doğa, spor, arkeoloji, motosiklet, dağcılık, fuar?..

Hangisi olur bilmem ama her birine hazırlık yapma zamanı gelmiştir. Ülkemiz için söylenen “üç tarafı denizle çevrili” söylemi Kocaeli için de geçerli değil midir? Kuzeyde Karadeniz, Güneyde ve çepeçevre Marmara, Batıda Boğaz… Kardeşim Boğaz ile ne alakamız var diyebilirsiniz ama eğer kendi kullandığınız bir aracınız varsa normal koşullarda bir saat sonra köprüde olmuyor muyuz?..

Turizm derken hemen su sporlarına giriş yapayım. Su kayağı, göl kayağı, kano, yelken, kürek için etrafımız kadar mükemmel bir doğa parçası yok… Ne yazık ki su ve su sporları ile barışık değiliz… Karadeniz’e yazın serinlemek için gidenler büyük bir bölümü suda boğulma tehlikesi geçirmektedir. Yüzme, “suda cibildeşmek” değildir. Yüzme zaten havuzda yapılan bir spordur ve insanlar yüzmeyi doğru şekilde öğrenmek için havuzlara gitmelidir. Bu sebeple denize serinlemeye gidecek olanlar önce havuzda yüzmeyi öğrenmelidirler. Biraz garip olacak ama su sporları ve diğer aktiviteleri için “Buraya gelin, yüzmeyi öğrenin!” şeklinde bir kampanya başlatsak, epeyce müşterimiz olacaktır.

Etrafımızdaki patikaların haritaları ve parkur haritaları bir kitapta toplandı. Merak edenler KBB’ye danışabilirler. Çok daha meraklıları varsa İsmail Şahinbaş’ı bulsunlar. Sırt Çantam Dergisi veya İz TV bu konuda kendilerine yardımcı olabilir. İşin diğer tarafına bakarsak “Foto Safari” şeklinde uluslararası bir yarış düzenlesek onları ağırlayacak yatak kapasitemiz bile bu işe yetmez… Yüzlerce çadır, binlerce uyku tulumu ve mat, diğer doğada yaşam malzemelerini temin etmek gereklidir.

Ağaçlar, sular, dereler, akarsular, göller, patikalar ve bunları ısıtan güneş, gece aydınlatıcı ay, yönleri gösteren gece yıldızları… Çıkın 10 km. ötenize bunlardan herhangi birisi ile karşılaşmamanız mümkün değildir.

Turizmden para kazanılır mı? Sanayi kadar yatırım yapma zorunluluğu olur mu? Gelir-gider dengesi nerede ağırlık kazanır gibi sorulara cevap vermek alan uzmanlarına kalmış bir iştir. Ama akıllı bir planlama, düzenli bir halkla ilişkiler faaliyeti hiç ummadığımız değerlerin yaratılmasını sağlayacaktır.

Kocaeli’nin doğa zenginliğinin kıymetini bilmek zorundayız. Çok dikkatli bir sanayi reorganizesi yapılabilir. Aynı ürünler daha küçük alanlarda ve ultra çevre koruma standartlarında geliştirilebilir. Çok eskiden önce spor yapmak ve sonra yaptırmak ve daha da sonra yapılanları gözlemlemek amacı ile gittiğim bir Avusturya şehrinde gördüğüm kağıt fabrikası en son bir ev büyüklüğündeydi. Kağıt üretmede kendi enerjisini bile üretir hale gelmişti.

Dikkatle yapılacak proje ağırlıklı çalışmalarla Kocaeli bir turizm şehri olabilecek potansiyele sahiptir. Buradaki iş, kendilerine görev düşen kent insanlarının aktif hale gelmesi ile ilişkilidir. Bunu yapsın diye her şeyi Belediyelerden beklemek yapılacak en büyük yanlışlardan birisidir. Bu konuda herkesin ev ödevlerini zamanında ve doğru yapması gereklidir. Genelde bu ödevleri anne ve babalar yapar ama biz yine de önümüze gelen bu fırsatı kaçırmamalıyız.