İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Atatürkçü Düşünce Derneği, Eğitim-İş ve Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği’nin birlikte düzenlemiş olduğu “ Yeni Anayasa Tuzaktır” adlı programa konuşmacı olarak katıldı. Kocasakal,” Türkiye kandırılmış ve aldatılmıştır. Yeni anayasa, yeni devlet kurulduğunda yapılır” diye konuştu. KYÖD Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen programa ADD Kocaeli Şube Başkanı Taylan Katak, ADD Yahya Kaptan Şube Başkanı Yakup Gökçe, ADD Kocaeli Gençlik Kolları, Eğitim-İş Kocaeli Şube Başkanı Bilal Şener, Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir, DSP Kocaeli Eski Başkanı Hayati Özzeren, DSP Kocaeli Eski Kadın Kolları Başkanı Meral Uçarı ve çok sayıda dinleyici katıldı.

“Yeni Anayasa Tuzaktır” adlı konferansa konuşmacı olarak katılan Ümit Kocasakal, “ ’ Yeni anayasaya hayır, izin vermeyeceğiz, tuzaktır’ bunlar son günlerde kullanılan sloganlardır sadece. Bu sloganlar tek başına yetmez. Yeni anayasa basit bir şey değildir. Anayasa temel çatı ve kuruluş bildirgesidir. Bir devletin doğum belgesidir. Yeni anayasa demek yeni rejim demektir. Yeni anayasa istiyoruz demek yeni bir rejim yeni bir devlet istiyoruz demektir. Yeni anayasa konusunda halktan talep yok. Yeni anayasa yapıldığında milli gelir artmaz, iş güvencenizde bir değişiklik olmaz. Yurttaşın bugünkü derdi yeni anayasa değil barıştır.Terör korkusu olmadan güvenlik içinde yaşamak. Mevcut anayasayla hangi demokratik uygulamaları gerçekleştirdiler. Mesele zihniyet meselesi. Var olan anayasayı çiğniyorsan yeni anayasaya neden ihtiyaç duyuyorsun” dedi.

Türkiye kandırılmış ve aldatılmış

Kocasakal konuşmalarına şöyle devam etti:”Burada cumhuriyete gönülden bağlı insanlarla konuşuyoruz. Ancak tarihi görmeden ve bilmeden yeni anayasayı anlayamayız. Anayasanın tam olarak neye yaradığını anlamadan yeni anayasa konusunda slogandan öteye geçemeyiz. Bu iktidara yakınlık duyan kişiye karşı hayır demek bir şey ifade etmez. Nereye sürüklendiğinin farkında değil aslında. Bu ülke nasıl bu hale geldi kendimize onu sormamız lazım. Ülkemizde müthiş bir kurtuluş mücadelesi verildi. Mucizeyi gerçekleştirmiş bir ülkede yaşıyoruz. Ama Küba büyükelçisi Mustafa Kemal’i bizden daha iyi tanıyor” diye konuştu.

İlk kırılma noktarı Ulu Önder’in ölümüyle oldu

Kocasakal son olarak, “Geleceğe güvenle bakan, birliğini sağlamış, kalkınma içerisindeki bir ülke nasıl oldu da bugün bu hale geldi. Bu günlere gelirken kırılma noktaları vardı. Türkiye’de karşı devrim 29 Ekim 1923’de başlamıştır. Ulu Önder’in ölümüyle bu devrim yarım kaldı. Birinci kırılma noktası budur. İkinci kırılma noktası, ölümünden sonra hataların yapılması. Halkevlerinin ve köy enstitülerinin kapatılması büyük bir darbedir. Üçüncü büyük hata, çok partili siyasi hayata erken geçilmesidir. Atatürk’e diktatör denildiği dönemde Avrupa faşizmden kırılıyordu. Çok partili rejim denemesi yapan diktatör gördünüz mü siz ? O dönemde demokrasi diye bir kavram yoktu. 1952’de NATO’ya girmekle birlikte Türkiye tam bağımsızlığını yitirmiştir. Maalesef sattılar ülkeyi. Son kırılma noktası ise 12 Eylül 1980 Harekatı oldu. Türkiye şu anda bağımsız bir devlet değildir. Tam bir işgal altındadır. Türkiye kandırılmış ve aldatılmış bir durumdadır. Türkiye’yi dolandıranlar belli. Utanmadan hala barış diyorlar. Temsil ettiklerini ileri sürenler ise kürt kökenli yurttaşlarımızı temsil etmiyor” dedi.