Op. Dr. Hayati Kale, sinüzitenfeksiyonun toplumda bilinene aksine basit bir durum olmadığını belirtti.
Medicana Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hayati Kale, sinüzitenfeksiyonun toplumda bilinene aksine basit bir durum olmadığını belirterek, ilerleyen vakalarda göz abselerine, beyin zarı iltihaplanmasına (menenjit) kadar gidebilen bir çok tehlikeli duruma sebebiyet verebileceğini bildirdi.
Burunun, yapısı itibariyle oldukça karmaşık ve birçok fonksiyonu yerine getiren bir organ olduğunu dile getiren Kale, “Burun, orta bölmesinde bir septum, her iki yan duvarlarında konka dediğimiz burun etleri ve arka bölümünde koana adı verilen ağız boşluğuna açılma bölgesinden oluşmaktadır. Aynı zamanda baş bölgesindeki sinüsler küçük boşluklarla burun bölmelerine açılmaktadır. Bu geçiş bölgeleri o kadar önemlidir ki, tıkanmaları halinde tekrarlayan baş ağrıları geniz akıntıları, sık tekrarlayan sinüzit enfeksiyonları oluşabilir” ifadelerini kullandı.
Burun tıkanıklığının başlıca sebeplerinden birisinin de burun etlerindeki büyümeler olduğunu belirten Kale,“Özellikle mevsim ilkbahar aylarında ortaya çıkan polenler, alerjiye yatkın kişilerde konka adı verilen burun etlerinde ciddi derecede büyümeler yapabilmektedir. Konkaların büyümesi hem burun boşluğunu daraltarak nefes alma problemlerine sebep olabilmekte hem de tıkayıcı etkisi ile sinüslerin havalanmasını bozabilmektedir. Ayrıca polen vb alerjenler burun içinde ve sinüslerde de ödem yaparak sinüslerin havalanmasını kötü yönden etkiler. Havasız kalan sinüslerde doğal olarak mikroorganizmaların birikimi daha kolay olmakta ve bu durum da sık tekrarlayan sinüzit semptomlarına sebep olabilmektedir”değerlendirmesinde bulundu.
Kale, sinüzit enfeksiyonun toplumda basit bir durum olarak bilindiğini ancak bunun yanlış olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Aksine ilerleyen vakalarda göz abselerine, beyin zarı iltihaplanmasına (menenjit) kadar gidebilen bir çok tehlikeli duruma sebebiyet verebilirler. Bu sebeple daha sinüzit olmadan önce korunma yöntemlerinin uygulanmasında fayda vardır. Bu korunma yöntemlerinin belki de en önemlisi burun havalanmasının korunması gelmektedir. Son yapılan çalışmalarda henüz alerji semptomları başlamadan önleyici tedavi alan hastalarda semptomların ve komplikasyonların çok daha az görüldüğü ortaya çıkmıştır.
Bu sebeple yatkın bünyelerde polen mevsimi daha gelmeden önleyici tedavi başlanmalı burun ve sinüslerin havalanması kontrol altında olmalıdır. Aynı şekilde yine burun havalanmasını bozan burun kemik-kıkırdak eğrilikleri, tıkayıcı burun etleri ilaç veya ameliyatla tedavi edilmelidir. Özellikle yüz orta kısım ve alın bölgesinde yoğunlaşan baş ağrıları olduğunda mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.” (AA) –