(1980-1990) yılları arasında; "SSCB"nin dağılması ile birlikte oluşan tek bloklu yeni dünya düzeninde neoliberal politika uygulamaları ağırlık kazanmıştır.
Bu bağlamda; tüketime dayalı büyüme modeli benimsenmiş, serbest piyasa anlayışı kutsanmış, finansal araçlara sınırsız özgürlük sağlanmış, sosyal devlet uygulamaları sonlandırılmıştır.
Söz konusu uygulamalar; dünya genelinde aşırı nüfus yoğunluklu kentleşmeye, beton ağırlıklı yapılanmaya, göç dalgasına, AVM'lerin yaygınlık kazanmasını, yerel değerlerin ihmal edilmesine, gelir grupları arasındaki farkın açılmasına, eşitsizliğe ve nihayetinde terör olaylarının yoğunluk kazanmasına yol açmıştır.
Küresel ölçekte yaygınlık kazanan; çevre ve doğa faktörünü dikkate almayan, insani ve kültürel değerleri gözetmeyen mevcut politikalara ilk karşıt çıkış; 1999 yılında, İtalya'da kurulan, 28 ülkeden 182 üyenin yer aldığı, "Uluslararası Belediyeler Birliği"nin geliştirdiği, Cittaslow (Sakin Şehir) projesi olmuştur.
"DÜNYAYA BAŞKA PENCEREDEN BAKMA"nın olanaklı olduğu ilkesinden hareket eden proje; nüfusu 50 binden az olan yerleşim yerlerinde uygulanmasını, kentlerin kendi kimliğine sahip çıkmasını, yerinde yönetim ilkesinin benimsenmesini öngörmüştür.
Bu amaç doğrultusunda; İlçeye özgü yerel mimarinin öne çıkarılmasını, eski yapıların restore edilmesini, gelenek ve göreneklerin yaşatılmasını, esnafa, zanaatkara sahip çıkılmasını, yerel mutfağın korunmasını, temiz enerjinin öncelenmesi ve ekoloijik tarım uygulamasının teşviki hedeflenmiştir.
Küreselleşme karşıtı bir yaşam modeli olarak tasarlanan; turistik cazibenin artırılması suretiyle yerel kalkınmayı öngören; ağa dahil olmak isteyen yerleşim birimlerinden 70 ayrı kriterin yerine getirilme koşulu yanında, projeye yöre halkın onayı ve bilinçli desteği de aranmıştır.
Ülkmizde Seferihisar; "Sakin Şehir" projesinin ilk uygulandığı ilçe olmuş, daha sonraki katılımlarla birlikta bu sayı 11 "Şavşat(Artvin), Akyaka (Muğla), Gökçeada (Çanakkale), Yenipazar (Aydın), Yalvaç (Isparta), Perşembe (Ordu), Vize (Kırlareli), Halfeti (Ş,Urfa), Uzundere (Erzurum)" e çıkmıştır.
88 ülkeden,183 küçük çifçi örgütünün biraraya getirerek, sorunların tartışılmasına aracılık eden, GDO, hibrit tohum yerine, yerli tohum kullanma ve yaygınlaştırma hedefi doğrultusunda; "Can Yücel Tohum Merkezi"ni kurma ve etkinleştirme başarısını gösteren Seferihisar ilçesi; benzeri başarılı proje uygulamaları nedenlyle birlik içinde ayrıcaklı bir konum ve ağırlık elde etmiştir.
2013 yılında "Yavaş Şehir" ağına dahil edilen Taraklı ilçesine yaptığımız ziyaret ile; projenin saha içi uygulamasını gözlemleme şansı yakalanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli bir yerleşim merkezi konumunda olan, asırlar boyu tarihi dokusunu koruyan Taraklı'da konakların, evlerin ve tarihi mekanların bir kısmının, uluslararası "Erişilebilir Turizm Ağına" dahil olması sayesinde onarılması ve turizme açılması ilçenin önemli bir kazanımını oluşturmuştur.
Yerel zanaatı oluşturan ağaç işçiliği; tahta kaşık başta olmak üzere ağaç ürünleri üretiminin turizm amaçlı olarak yoğunluk kazanması, yöresel yemekler olarak keşkek, nohutlu et yemeği, yaprak dolması ve özel tatlısı olan uhut'un bu vesileyle güncelik kazanması, kent meydanında teşhiri ekonomik aktivite bağlamında önemli bulunmuştur.
Yine de; projenin daha ideal boyuta ulaşması için; yerel yönetimin konuya daha fazla önem vermesi, halkın duyarlılığını, katılımını arttırmak için daha fazla çaba göstermesi gerektiği izlenimi edinilmiştir.
Tüm bu gelişmeler bağlamında; Kandıra ilçesinin de benzer bir projenin uygulanması için yeterli koşullara sahip olduğu düşüncesi oluşmuştur. Yaptığımız saha çalışması sonucunda ise; yerel değerlerin öne çıkarılması, ekolojik tarıma dayalı altyapının, mevcut turizm potansiyeli ile birlikte harekete geçirilmesi halinde, yöre sakinlerinin önemli bir avantaj yakalayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Konunun öncelikle "Kandıra Belediyesi" tarafından gündeme alınması, benimsenmesi gerektiği, konu ile ilgili olarak, yöresel işletmeler ile STK'ların organizyona dahil edilmesinin yerinde olacağı öngörülmüştür.
Küreselleşme sonucu ortaya çıkan kentlerinin birbirine benzemesi, aynılaşması yanlışının önüne geçmek için; yerel değerlere dayalı bir kalkınma ve yaşam ağı olan; "SAKİN ŞEHİR" projesinin küresel ölçekte desteklenmesinin, geleceğimizin şekillenmesi açısından önemli olduğuna inanmaktayım.
Saygılarımla,