Dünyada kadın kanserleri arasında 7. sırada yer alan yumurtalık kanseri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, 40 yaş üstü kadınlarda meme kanserinden sonra 2. sırada görülüyor. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 4 bin kadında teşhis edile
Dünyada kadın kanserleri arasında 7. sırada yer alan yumurtalık kanseri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, 40 yaş üstü kadınlarda meme kanserinden sonra 2. sırada görülüyor. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 4 bin kadında teşhis edilen yumurtalık kanseri, jinekolojik kanserler arasında rahim kanserinden sonra 2. sırada geliyor. Herhangi bir belirti vermeden sinsice ilerlediği için genellikle geç dönemde tespit ediliyor. Hastaların büyük çoğunluğunda tanının ileri evrede konulması nedeniyle en ölümcül kanserler arasında yer alıyor. Oysa erken teşhis edildiğinde tedavisinde yüzde 80-90’lara varan başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.
İSTANBUL İGFA- Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirci, yumurtalık kanserine ne kadar erken teşhis konulursa tedavisinde de o oranda başarı sağlanabildiğini belirterek, “Bu kanserin erken teşhis edilmesinde ise her yıl düzenli olarak yapılan jinekolojik kontroller büyük önem taşıyor. Erken teşhis için dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta ise yumurtalık kanserinin belirtilerinde zaman kaybetmeden hekime başvurmaktır.” dedi.
Yumurtalık kanserinin belirtileri sinsi oluyor, zira genellikle gastrit, ülser, hazımsızlık, kronik kabızlık ve kolit gibi mide-bağırsak hastalıklarının yakınmalarıyla karışıyor. Hastalar önce dahiliye polikliniklerine başvurdukları için tanı ve tedavide gecikme yaşanıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirci, bu nedenle her 3 yumurtalık kanserinden 2’sine ileri dönemde tanı konulabildiğine dikkat çekerek, “Dolayısıyla yumurtalık kanserinde erken tanı için özellikle adet düzensizliği, karın ağrısı, karında şişlik, kasıkta dolgunluk veya ağrı, gaz ve kabızlık gibi yakınmalarda kadın hastalıkları ve doğum uzmanına da başvurmak gerekiyor. Yapılan jinekolojik muayene, ultrason takibi, hastadan alınan detaylı öykü ve kan tahlilleri sayesinde bu kanser türüne erken tanı konulabiliyor.” diyor.
Yumurtalık karın içinde yer alan bir organ olduğu için bu kanserin kesin tanısı; ameliyat sırasında dokunun alınıp, aynı anda patoloji uzmanının bu örneği ameliyathanede değerlendirmesiyle konuyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirci, ameliyat sürecinin patolojik değerlendirmeye göre devam ettiğini belirterek, “Eğer hastalık sadece yumurtalıkla sınırlıysa, iyi huylu tümör ya da kist ise ameliyat sonlandırılıyor. Kötü huylu olması halinde ise ileri cerrahiye geçiliyor. Rahim, yumurtalıklar, tüpler ve varsa karın zarı ile bağırsak yüzeylerinden kitleler alınıp lenfadenektomi (kanserli olan lenf düğümlerini ortadan kaldırmak için uygulanan bir cerrahi yöntem) yapılıyor. Bu işlemlerle, var olan tümör yükünü sıfıra indirmek amaçlanıyor. Erken evre yumurtalık kanserinde sadece cerrahi tedavi yeterli gelirken, ileri evrede ise kemoterapi yöntemine de ihtiyaç duyuluyor. Günümüzde yeni ilaçların da kullanılması ile kemoterapi etkili bir tedavi yöntemi haline gelmiştir” diyor.