Hizmet-İş Sendikası Kocaeli Şubesi'nin düzenlediği birinci olağan genel kongresinde Hak-İş Genel Başkanı ve aynı zamanda Hizmet-İş genel başkanı olan Mahmut Arslan çok duygusal ve ağır bir konuşma yaptı
Mahmut Arslan önce teknik bilgiler verdi ve teknik bilgilerden sonra sendika olarak yaşadıkları sıkıntıları ve sendikal çalışmalar olarak karşılaştıkları ve hükümetin ilgisizliği sonucu olduğunu ima yoluyla belirttiği problemlerden söz etti.
Önce tarihçe sonra talihçe...
Mahmut Arslan, "Buraya ilk gelişim Belediye Başkanı Necati Gençoğlu zamanında ve 28 yıl önceydi. Şimdi Kocaeli'nde temsil edilen en büyük sendikalardan biriyiz. Bütün olup bitenleri tarih ileride fark edecek ve öğrenecekler. 2009'da neyi vaadettiysek bugün onları yapmış durumdayız. Acı çektik, hakarete uğradık, yuhalandık ama durmadık ve onurlu bir şekilde toplu sözleşmeleri imzaladık. Sendikalara kalite ve erdemli bir duruş örneğini getirdik. Şartlar bizleri sıkıntıya soksa da yerden kalkmayı bilmek gerekir. Bizi yandaş olarak suçlayanlara sesleniyorum. Biz 45 kadar Hükümetle çalıştık ve kimseye bağlı değiliz. Bağımsızız. Çizgimizi devam ettirmeye karanlıyız. Size cenneti vaad edemeyiz. En iyi sözleşmeleri vaad edemeyiz ama sizin başınızı önünüze eğdirecek sözleşmeler de yapmayız. Mücadeleyi sizinle ama birlikte geleceğimizi ve misyonumuzu yürüteceğiz" dedi.
Kocaeli ülke sendikal hareketinin merkezidir.
Genel Başkan Mahmut Arslan, "Şubelerin birleştirilmesi kararı burada ki yapıyı daha da güçlendirmek için alınmış doğru bir karardır. Kocaeli ülke sendikal hareketinin merkezidir. Sendikacılığı yeni bir platforma taşımalıyız. Sendikalar çalışmaları ile tüm toplumun taleplerini karşılayacak sözleşmeleri ve yaklaşımları yaratan kurumlar olmalıdır. Fen-iş Alüminyum işçilerinin direnişini kutluyorum. Bize bağlı olan bir kurumdur ama arkadaşlarımıza gereken anlamıyla destek olamıyoruz. Tam bir hukuksuzluk örneği yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
İşyeri batırma taktiğine birileri dur demeli
Hak-İş genel Başkanı Arsyan, "Bursa'da da aynı yöntemle işyerini batırdılar ve arkadaşlarımız haklarını alamadılar. Fen-iş modeli Türkiye 'de kullanılan yaygın bir modelidir. Fabrikayı kapattık işçileri attık artık rahatız diyorlar. Sendikalı işçilerin tazminatlarını vermemek ve işçiden kurtulmak için bunu yapıyorlar. Bunu bankalarla anlaşmalı olarak yapıyorlar çünkü bankalardan kredi kullanıyorlar. Önce bankalar alacaklarını alıyor geriye ise kalmayanlar işçiye verilmeye çalışılıyor. Bankalar kredi verdiklerinde önce kendilerini garantiye alıyorlar. Peki bizim alacaklarımızın garantisi ne olacak.
Hiçbir hükümet bu Konuya el atmadı
Arslan yaşadıkları tatsız ve olumsuz olayları değerlendirirken kızgınlığını ise saklayamadı. Mahmut Arslan, "Hiçbir hükümet bu konuya el atmadı, atmıyor. İşçilerin hakları konusunda topluma yanlış bilgiler aktarılıyor. 11 milyon 650 bin sigortalı çalışan arkadaşın 11 milyon 500 bini özel sektörde çalışıyor. Kamu da çalışan insan sayısı 150 bindir. Kamuda çalışanların kıdem tazminatı hakkı varda özel sektörde çalışanların kıdem tazminatı hakkı yok mu? (Hükümeti kastederek) Bizimle aynı kulvarda yürüyenler kafalarındaki korkuları atamadan hayır diyorlar. Insanların bizde hakları var ve biz bunları bizimle aynı kulvarda (Yine hükümeti kastederek) yürüdüğünü düşündüğümüz insanlarla konuşamıyoruz bile.
Bu bir dramdır. Almanya'da yeni oturtulan bir kıdem tazminatı sistemi var gelin bunu örnek alalım diyoruz. Hükümet bize anlarınızda anlaşın diyor ve bizde nasıl diyoruz. Bizce bakanın ve hükümetin inisiyatif alması gerekiyor. Ellerini taşın altına sokmaları gerekiyor. Mazlumların ve çocukların veballerini alıyoruz.
İşçi sayısının % 90'ının kıdem tazminatı alamayan bir ülkede diğer hakları nasıl alacaksınız. Türkiye sendikal hareketinin içine düştüğü vehameti ve acziyeti görün. Zorunlu tasarruf fonlarının durumunu gördünüz. KEY ödemelerinde kayıtlarda olan ama kasada olmayan para kayıtlar sayesinde ödenebildi. Demek ki kayıtlı olması yetiyor. Devlet kontrolünde bu hakkın teminini istiyoruz. Hakları için işçiler bize gelerek sorunlarımızı çöz diyorlar. Çözüm için maalesef çok fazla sayıda alternatifimiz yok. Türkiye barolar birliği başkanlığı ile bir komisyon oluşturduk. Mevzuat için ortak proje ve fikirler üretiyoruz" şeklinde konuştu.
Taşeron bu ülkenin sırtında kamburdur
Mahmut Arslan, "Taşeronlaştırma konusu var. Taşeron uygulamaları kesinlikle tasarruf getiren bir maliyet unsuru değil aksine sırtımızda bir mali kamburdur. Hem taşeron iş yapacak hem de vergilerini kamuya ödetecek. Kurt kuzulara şah olsa bu taksimi yapmaz. Bu ülkenin son 12 yılda yaşadığı dönüşüm ve yapılanlar, gelecek ve 2023 hayalleriyle örtüşmeyen bir durumdur. Adı geçen o hedefleri böyle yakalayamasınız. Taşeron uygulaması artık Türkiye'nin taşıyabileceği bir durum değildir. Bu taşeronlar birer kamburdur. Aynı işi yapan iki işçi arasındaki fark bu kadar olabilir mi? Belediye işçisi ile taşeron işçisi aynı işi yapıyorlar. Belediyede ki temizlik işçiliği için uzmanlık gerekiyor mu?" dedi.
Kanun uzmanlık konusu varsa taşeronlar anlaşma diyor
Hak-İş genel başkanı Mahmut Arslan, "Teknoloji, uzmanlık, özel çalışma ve teknik gerekiyorsa alt grup şirketlere ver diyor. Zaten bu sistemi savunan kanun var. Hem de 1936'dan beri var. Mesela bir belediye köprü yapamayabilir. Bir Marmaray yapamayabilir ve bu nedenle işinin uzmanı bir müteahhitle ya da taşeronla anlaşabilir ve iş bitince taşeron da gider. Yahu temizlik işinin neresi uzmanlık gerektiriyor. Kaldırımları bordür döşemenin neresi uzmanlık gerektiriyor ya da bir teknik. Ama gelin görün ki taşeronlara maliyetlerinin çok üstünde paralar ödemekte ve kandı işçimiz sıkıntıya düşmektedir.
Bir solcu sendikacı gibi konuştu.
Yıllardır sol görüşlü sendikaların söylediği sözleri ve yaptıkları açıklamaları arka arkaya sıralaman Hak-İş genel Başkanı Mahmut Arslan, "Sendikalı olun arkadaşlar. Sendikalı olursa işçiler sorunlarını çözebilirler. Korkunun ecele faydası yok. Tüm işçiler bir yerden başlamalılar. Kampanya sonucu yaklaşık 12 bin taşeron işçisini Sendikalı yaptık. Gelin şartlar ne olursa olsun örgütlenelim. Taşeron işçi sorununu çözelim. Başka çözüm yok. Sorunların çözümünün anahtarı sendikal örgütlenmeden geçmektedir. Kocaeli kenti olarak model olabiliriz. KBB gelsin konşalım ve tüm sendikasız işçilerin hepsini sendikalı yapalım" şeklinde ve tam 60 dakika konuştu.