Yurt dışına her gidip geldiğimde, bedenim dönse bile ruhum bir müddet orada kalıyor!
Geçtiğimiz hafta yine bir iş seyahati için kardeş ülke Ukrayna’mızın Liviv şehrine gittim.
Bu 5. Seyahatimde yine gördüm ki Ukrayna’da Ukraynalı sayısı bizden, hala biraz fazlaJ
Hemen her köşede bir Türk’e ve işletmesine rastlamak mümkün.
“Halal” amblemi gördüğün her yer bizim.
Özellikle doğu kökenli vatandaşlarımız eğlence sektöründen, gıda sektörüne, inşaat sektöründen, turizm sektörüne varıncaya kadar her sektörde mevcudiyet gösteriyorlar.
Allah sayılarını arttırsın, bol bereketli kazançları olsun inşallah.
***
Sokakları çok temiz, çünkü kirletmiyorlar, birisi yola çöp atıyorsa muhtemelen Ukraynalı değildir!
Polis te görmedik ortalarda ama ne korna çalan var ne de sesini yükselten!
Eğitimli, Kültürlü, işinde gücünde sakin bir millet.
***
Hele mimarileri!
Neredeyse gördüğünüz her binanın fotoğrafını çekme hissine kapılıyorsunuz!
Hepsi yan yana, her sokakta mimari harikası binlerce bina!
Evet binlerce!
Her binanın ruhu, karizması, asaleti var, müthiş taş işçiliklerine şahit oldum.
Renksiz ama asil!
***
Hemen hemen her binada bir fiğür, birkaç heykel, yada bir emoji ve enteresan rölyef işçilikleri var, tarihine ve dokusuna uygun olarak.
Evleri, kiliseleri, iş yerleri neyse de, sanat kuruluşları, opera bale binaları, belediye ve resmi kurum binaları efsane.
Sadece kızları değil!
Her gördüğünüz bina bir daha baktırıyor kendine!
İnanın öyle.
Ya bizde!!!
***
Yeni emniyet binası için Selçuklu mimarisinden esinlenilmiş diye yazmış bir “gazeteci” abimiz!
Selçuk görse yüreği sızlar!
Pencerenin üstünü hafif kubbe gibi yapınca Selçuklu mimarisi oluyor demek ki(!)
O zaman valilik binamız da Osmanlı Mimarisi, büyük şehir ve İzmit belediye binalarımız da saray yavrusu(!)
Googleye Ukrayna mimarisi yazın, bir göz gezdirin ne demek istediğimi anlarsınız!
***
Sormak lazım şehrimizi 15 yıl yöneten İbrahim Karaosmanoğlu başkanımıza ve ondan görevi devralan Tahir Büyükakın başkanımıza!
Tarihi bina restorasyonlarından başka ne mimari bırakıyorlar kendilerinden sonra restorasyonu yapılmaya değer!
Birkaç yüz yıl sonraya(!)
***
Şimdilerde moda müteahhitlik şaheserleri.
En çok hangi liselerden müteahhit çıkıyorsa “bari” mimari dersleri de verilse keşke!
Ekonomimiz iyiye gitmiyor mimaride bir şeyler değişse!!!
Keşke!
Neyse…
En azından bundan 50 yüz yıl sonra İzmit’ te resmini çekecek yapılar denince akla yine Atatürk anıtı, saat kulesi, sırrı paşa konağı, Hannibal’ın mezarı, Kaiser Wilhelmin Köşkü gelecek.
Onlar hala ayakta.
Ha bir de Av köşkü!
Allah’dan Sultanımız Abdulaziz av seviyormuş da mimarimize katkı sağlayan bir Av köşkü yaptırmış!
***
Hadi eskiden açlık sefalet kuyruklar varmış!
Bırak tüpü, bardak yokmuş mimariye ayıracak bütçe de yoktur muhtemelen, eskiyi bilen bazıları öyle diyorlar ya!
Ben diyenlerin yalancısıyım.
***
Şimdi içinde yaşadığımız bu bolluk bereketlilik yıllarında ne bıraktık bizden sonraya!
Şöyle bakan kişinin bir daha bakacağı hayranlıkla fotoğrafını çekeceği!
İlçemizin isimlerinin yazılı olduğu kalpli şekilli harflerden başka!
***
Daha körfez ilçe fatih mahallesinin köstebek yuvasına dönen “üzerinden birkaç sefer araba ile geçenin varsa böbrek taşlarını düşürebileceği”, ana yolunu bitiremedik!
Kaldı ki şekilli şüküllü mimari!
Yazdıklarımı da öyle çok dikkate almayın, Maksat muhabbet olsun.
Selam ve dua ile.