Açıklama şöyle:

Bu süreçte canlarını yitiren tüm vatandaşlarımız, askerlerimiz ve polisimize rahmet ve sevenlerine sabır diliyoruz.

Ülkemizin 21.yy’da böyle utanç verici bir süreç yaşatan tüm suçluların bir an evvel cezalandırılmaları ilk isteğimiz olmakla beraber bu sürecin oluşumuna bilerek veya bilmeyerek katkı sağlayanları da tarih sayfalarında unutmamak gerek inancındayız.

Bu yüzden diyoruz ki;

1-      Bu darbe hükümete değil parlamenter sisteme yapılmış bir darbedir. Görünen o ki birileri meclis yerine başkanlık sistemine yakın olacağı kuşkusuz ‘’HOCALIK SİSTEMİ’’ arzusuyla yanıp tutuşmaktadırlar. Biz adı ne olursa olsun, yöneteni kim olursa olsun tek adam sistemiyle değil ‘’YÜCE GAZİ MECLİSİMİZLE’’ yönetilmek istiyoruz. Tüm yetkililer vakit kaybetmeden parlamenter sisteme alternatif aramaktan vazgeçmelidirler.

2-      Halkımız çok net bilmese de darbeye kalkışan kişiler, Genel Kurmay Başkanı’nın en yakını hatta özel kalemi noktasında kişilerdir. Bu demek oluyor ki Genel Kurmay Başkanı komuta kademesine hakim değildir. Bu darbeci komutanların YAŞ kararlarında hükümet tarafından sürekli terfi ettirilmeleri affedilemez bir hatadır.

3-      Balyoz, Ergenekon vb. davalarla Türk Silahlı Kuvvetlerin yapısı tamamen bozulmuş atanması gereken Atatürkçü, vatanına bağlı subaylar hapislerde süründürülmüş, darbeci terör örgütüne yakın subaylara ikbal yolu açtırılmıştır. Bu hatanın bir askeri ayak bir de siyasi ayağı vardır ve bedeli hiç kuşkusuz olmalıdır.

4-      Zamanında Fettullah tipi örgütlenme kısa adı ‘’F. Tipi’’örgütlenme devlete sızıyor tespitini yapan CHP, AKP’nin tüm kadrosu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere çeşitli hakaretlere uğramış, hoca efendiye laf söyleyenler dinsiz ilan edilmiştir. En kısa zamanda AKP’nin tüm yetkililerinden F.Tipi örgütlenme iddiasıyla CHP’ye söylediklerinizden dolayı bir özür dileriz açıklaması bekliyoruz. Tarih tespitleriyle yine CHP’ni haklı çıkarmıştır.

5-      Bazı kurumlarda devlet geleneğiyle oynanması çok tehlikeli bir sonuca varabilir. YAŞ kararları döneminde TSK hiyerarşisinin üstüne dergah, cemaat hiyerarşisini koyan askerlerin ordudan ihracını engelleyen siyasal iktidar bunun bedelini tüm ülkeye çok pahalıya ödetecekti. Paralele yol açan hükümettir. Türkiye her zaman bu kadar şanslı olamaz. Asker, Polis, Halk neredeyse karşı karşıya gelmekten son anda kurtarılmıştır. Bu yüzden süratle hükümet ve saray öz eleştiri yaparak ‘’Benim Askerim, Benim Polisim, Benim Yargım’’ mantığından vazgeçmelidir. Bu kurumların hepsi Yüce Türk Milletinindir.

6-      Emir komutada söz hakkı olmayan sadece emirleri yerine getiren Türk askerlerine yapılan uygulamalar barbarlıktır. Gezi olaylarında kamu görevlilerine en ufak hasar verilmemesine rağmen durakların, fışkiyelerin peşine düşenler dut yemiş bülbül olmuşlardır. ‘’ BİRKAÇ MEHMETÇİK İÇİN MECLİSİ Mİ TOPLAYACAKTIK’’ lafını söyleyenlere sorumuz şudur, sizin gözünüzde Mehmetçiğin fışkiyeler kadar kıymeti yok mu? Tarihin hiçbir döneminde ‘’Peygamber Ocağı’’ emaneti evlatlarımıza bu reva görülmemiştir. Kamu malını bu kadar önemseyenlerin gözünde Kamu Canı hiç olarak görülmektedir.

7-      Bir ülke düşünün ki darbeye en hazır kurumu Diyanet İşleri Başkanlığı olduğu… Son yıllarda neredeyse her ay ülkenin değişik vilayetlerinde patlayan bombalara karşı hiçbir istihbarat başarısı olmayan MİT ve Askeri istihbarat derhal görevden alınmalıdır ve unutulmamalıdır ki bu istihbarattan yüzlerce insan suçsuz yargılanmıştır. Darbeye en hazır kurumun Diyanet olduğu bir ülkede ellerimizde bayraklarla ‘’Demokrasi Bayramını’’ kutlamaktansa gözyaşları ile ağlamamız lazım bir durumdayız. Bu sürecin tüm başarısızlığı unutulmamalıdır ki hükümetindir.

8-      Ülkemizde hukuk sıkıntıdadır. F. Tipi ve mevcut istihbaratla birçok komutan, birçok kurum hatta futbol kulüpleri bile suçlanmıştır. Bu yüzden darbe bahane edilerek cadı avı başlatılmadan toplu ve adil bir yargılama süreci Türkiye için bir şans olarak ortaya çıkmıştır. Bu krizi tüm kurumlar samimi olursa fırsata çevirebiliriz. Danıştay, Anayasa Mahkemesi, Askeriye vb. kurumlarda cadı avına çıkmadan herkesi suçlamadan hatta meclis TV’de canlı yayınla davalar görülmelidir. Birkaç kişi yüzünden kurumlar suçlanması mantığı kabul edilemez. AKP Genel Başkan Yardımcısının kardeşinin darbecilerin başı olması iddiaları ilgili partiye yani AKP’ne mal edilemeyeceği gibi.

9-      Görünen o ki ülke sivil – askeri darbe çekişmesi altında tüm kurumlar feda edilerek bir savaş durumundadır. Fettullah Gülen – Recep Tayyip Erdoğan beraber ıslandıkları yollar artık kavgayla ayrılmıştır. Bu ülke ve kurumlarını hiçbir kişisel hesaba heba ettirmeyiz. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da vurgu yaptığı gibi Gazi Mustafa Kemal ve onun savaş sırasında kurduğu Gazi Meclisimiz halkımızın en yetkili sesidir. Hükümet derhal parlamenter rejim ve devlet kurumlarıyla çekişmeden vaz geçip, Demokratik düzene bağlılığını sözün ötesine taşımalıdır. Kendi Genel Başkanlarına sivil darbe yapanlar namlu kendilerine dönünce demokrasiyi hatırlamaktan vazgeçmelidirler.

Son sözümüz Demokrasi araç değil amaçtır. Ve bir gün herkese mutlaka lazım olur.

                                                                                              Mehmet Ümit Küçükkaya

                                                                                                CHP İzmit İlçe Başkanı