Arkadaşlar…İzmit’te birçok yerde sedir ağaçları kuruyor. Öncesinde yaprakları kararıyor ve dökülüyor. Bunu birçok defa yazdım.
Sedir İzmit için yabancı türdür. Yabancı tür olma ile ülke sınırlarının ilgisi yoktur. Örneğin Lübnan sediri (Cedrus libani) Toros dağlarımızda doğal olarak vardır ama İzmit çevresinde böyle bulunmaz. ABD’de yetişen Sekoya ağacı, İzmit için ne kadar yabancı ise “Lübnan sediri” de o kadar yabancıdır.
Bir yerde yabancı tür olarak bulunan ağacın hastalanma, zararlı böceklerin tasallutuna uğrama riski ve yeterli düzeyde gelişememe olasılığı, uyum yeteneği yüksek olan bazıları dışında yerli türlere göre çok daha fazladır.
Geçen 2-3 yıl içinde, Şirintepe’de komşu apartmanın önünde, yaklaşık 30 cm kadar dip çapa erişmiş sedir ağaçları, kurudukları için Belediye elemanları tarafından dipten kesildi. Çevrede, ylllardır dikili kuru halde başla sedir ağaçları da var. Şimdi bu ağaçların yakınındaki diğer sedir ağaçları da aynı durumu yaşıyor. Yaprakları azaldı, bu senenin sonuna kadar kuruyacaklar. Ama kentin yeşil dokusundan sorumlu müdürlüklerden bir tek teknik eleman bile ”neden kuruduklarını merak ederek” yerinde inceleme gereği duymadı..
Nasıl bir görev anlayışı, sorumluluk duygusudur? Kentin yeşil dokusundan sorumlu birimler kent ağaçlarının sağlığından sorumlu değil mi?
Bu birimlerin teknik elemanları kentteki ağaçların sağlık durumunu hiç merak etmez mi?
Birisi, gazetede sedir ağaçlarının kuruduğunu yazıyor, acaba neredekiler ve neden kuruyorlar diye merak etmez mi?
Küresel ısınma nedeniyle hava sıcaklığındaki artış, bu sedirleri ne kadar etkilemiş diye merak etmez mi?
Arkadaş… Sorumluluktan kaynaklı merak bile oluşamıyor… Bu ne meraksızlıktır !
Derler ki “Bilgi artmadan merak genişlemez”. Ne kadar doğru..