Türkiye, dışarıdan gelen bütün baskılara rağmen, Suriye’de, Irak’ta ve Ortadoğu’da uygulanmak istenen emperyalizmin bütün senaryolarına karşı çıktı.
Türkiye, dinin ve etnik kimliğin esas alındığı bir siyasi anlayış ortaçağ anlayışıdır. Emperyalizm Ortadoğu’yu ırk, mezhep, alt kimlik ayrıştırması ve dini afyon gibi kullanarak sömürüyor, ülkelerin parçalanmasına neden oluyor diyerek, emperyalistlerin, böl parçala yönet ve sömürüye devam et politikalarına taviz vermedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nde rengi, mezhebi, cinsiyeti, dini, alt kimliği ne olursa olsun herkes birinci sınıf vatandaştır. Vatandaşlarımız sosyal, siyasal, kültürel tüm haklarını özgürce kullanırlar. Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulan bu ülkenin felsefesi budur. Buna aykırı davranışlara asla izin vermeyiz.”
“Kürt açılımı gibi ırka dayalı açılımları reddederiz. Bizim açılımlarımız vatandaşlarımızın tümünü kapsayan demokrasi açılımı şeklinde olur” diyerek güneydoğudaki illegal silahlanmaya, hendek kazılması gibi olaylara kesinlikle izin vermedi. “Devlete silah çekenin kolunu kırarız, ama bu ülke özgürlükler ülkesidir” dedi ve bunu ısrarla uyguladı.
“Türkiye’de bir dine dayalı cemaat anlayışının devlete, özellikle yargı, ordu, emniyet, mülkiyeye sızmasına kesinlikle izin vermeyiz” diyerek buna tevessül edenleri sert biçimde ayıkladı.
Laik, demokratik, hukuk devletini ve caydırıcı, güçlü ordusunu her zaman korudu. Bu nedenlerle darbe kalkışmasını yaşamadı, olağanüstü hal vs olmadı.
Yakın zamanda, IŞİD yapılanmasının Suriye ve Irak’tan iç güvenliğimizi zedeleme ihtimaline karşı önce Kobani’yi IŞİD’den temizledi, bu şekilde orada bir YPG yapılanması ile de iç güvenlik tehditlerine son verdi. Orayı gerçek sahiplerine teslim etti.
Emperyalizmin oyununa gelmeyerek, Birleşmiş Milletler kararlarına ve uluslararası hukuka uygun biçimde Irak ve Suriye’de bağımsız bir ülke olarak bir tampon bölge oluşturdu. Göç etmek isteyenleri bu tampon bölgeye yerleştirdi. Bu şekilde yine göçü önleyerek, ciddi mali külfetten ülkesini kurtardığı gibi buradan gelebilecek terör sızmalarına da izin vermedi. Bu nedenlerle Türkiye’de en küçük bir terör ve şiddet eylemleri olmadı. Sınırlarındaki terör yapılanmasına izin vermedi.
Türkiye tüm siyasi partilerin mutabakatı ile demokrasisini güçlendirmeye devam etti. Bu amaçla çalışma yasalarından siyasi partiler yasasına kadar yasalardaki demokrasiye aykırı tüm unsurları temizledi. Parlamenter sisteme tamamen uygun, yargısı bağımsız, laik, demokratik, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti haline geldi.
Türkiye, büyük Atatürk ve arkadaşları ile başlayan, demokratikleşmeyi sağlamış, emperyalizmin oyunlarına izin vermemiş, kimlik, din/mezhep siyasetini reddetmiş, milli geliri gelişmiş ülkeler düzeyine geldi. Ciddi dış yatırım alan, özenilen, iç barışı sağlamış, aydınlanma devrimini hayata geçiren, çağdaş ilk İslam ülkesi olarak, İslam alemine ve tüm dünyaya örnek olmaya devam ediyor.
Biraz zamanı 15-20 sene öncesinden bu güne yakın zamana aldık. Bunları zamanında görebilmek ve acilen önlem almak uzak görüşlü devlet adamlığı gerektirir. Var mı-Yok mu? Takdir sizin, mesela dedik…