Öncelikle buluşma yerinin saray değil de AKP genel merkezinin olması olumlu bir gelişme ve CHP buradan almış gibi görünüyor. Ama AKP de intikamı oturma düzeninden almışlar. Çok komik bir fotoğraf vardı. Erdoğan’ı Özgür Özel ile eşit değilmiş gibi göstermek için sağa ve sola bir sandalye koyup birini boş bırakmışlar. Kendilerince “Sen bu adamla eşit değilsin” demek istiyorlar. Aslında bir noktadan baktığınız zaman eşit değiller. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan orada Özgür Özel’i cumhurbaşkanı olarak ağırlamıyor, parti başkanı olarak ağırlıyor ve Türkiye’nin birinci partisi CHP ikinci partisi AKP. Buna rağmen oturma düzeneğini buna göre yapmamışlar. Özgür Özel de oturma düzeneğinden hoşlanmadığını söylemiş ama CHP’den gelen açıklama görüşmenin olumlu geçtiği yönünde. Genel başkan Özgür Özel görüşmede vatandaşın sorunlarını dile getirme fırsatı bulduğunu ve mesafe kat edeceğini düşünüyorum gibi bir açıklama yapmış.
Burada duralım. Erdoğan vatandaşın sorunlarını bilmiyor olabilir mi? Bazılarını bilmiyor olabilir. Çözüm aşamasında bu başarıyı Özgür Özel’e verir mi sizce? Bence vermez. Erdoğan’ın Özgür Özel’den almak istediği şey ne?
Erdoğan demokratik bir anayasa mı yapmak istiyor? Erdoğan demokrasi aşığı mı? Erdoğan özgürlükçü, eşitlikçi, hesap verebilen bir devlet mi inşa etmek istiyor? Erdoğan istese bunları mevcut anayasayı olumlu yorumlayarak yapabilir.
İşe şuradan başlamamız gerekiyor: Ne istiyor?
Türkiye’nin ikinci partisi Türkiye’nin birinci partisi CHP’den istediği şey ne? Ben konuya şöyle bakıyorum: Erdoğan’ın iki tane hedefi var. Birincisi 50+1 barajı Erdoğan’ı deli ediyor. Kafasını ona takmış durumda. Bu barajın kaldırılması gerekiyor. 40+1 olur başka bir seçenek olur. Bir daha 50+1’i bulmanın çok zor olduğunu bunu Kılıçdaroğlu’na karşı bile zar zor elde edebildiğini söylememiz gerekiyor. Bir numaralı hedefi barajın kaldırılması. Bunu Özgür Özel’e söylemiş midir? Bence söylemiştir veya belki de ikinci görüşmede söyleyecektir. Çok net bir şekilde belli oluyor ki farklı görüşmeler olacak.
İkinci hedefi ise “Benim tekrar aday olmam gerekiyor, sağlığım sıhhatim yerinde ama anayasaya göre son kez aday oluyorum dedim tekrar aday oldum” demek. Normalde cumhurbaşkanlığına 3 kez aday oldu ki, bu da imkansız bir şey. Farklı ülkelerde anayasa mahkemelerinin aldığı farklı kararlar var. Bu biraz da pazarlığa dayalı bir şey. Bence yoruma kapalı. Erdoğan üçüncü kez Cumhurbaşkanı oldu. Anayasaya rağmen aday oldu. Ama o topa çok fazla girmeyeceğim çünkü ben Erdoğan’ın sandıkta yenilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Peki Özgür Özel bunu sağlayabilir mi? “Bana bir dönem daha aday olma hakkı ver” isteğini yerine getirir mi? Bunu Özgür Özel’in önüne getiremezsin. Özgür Özel de bunu partisinin önüne getiremez. Bunun için Erdoğan’ın Özgür Özel’e bir şeyler vermesi gerekiyor. İşte bakın! Sihirli nokta bu. Erdoğan ne talep ettiğini biliyoruz Özgür Özel’e ne vaat ettiğini bilmiyoruz. Bugün görüşmeden sonra açıklama yapılmadı. Basın açıklaması yapılacaktı. Oldukça uzun bir görüşme olmuş. 1 Saat 40 dakika. Neredeyse 2 saat.
Bu görüşmeden sonra basın açıklaması yapılmayışının nedeni şu: Özgür Özel’in önüne bir şeyler konuldu. Genel başkanın partisiyle müzakere etmesi gerekiyor, partide bunu yoğurması, artısı eksisini ölçüp biçmesi gerekiyor ancak ondan sonra basın açıklaması yapacak. Yani Özgür Özel Erdoğan’a giderken neler talep edeceğini söyledi ama Erdoğan Özgür Özel’in önüne ne koyacağını kimseyle paylaşmadı. Bu nedenle ben ısrarla baş başa görüşme olmamalı mutlaka yanında birileri orada olmalı diye düşünüyordum ki bu da oldu. Bu olumlu bir şey. Birer tane daha protokol tutacak milletvekilinin görüşmelere şahit olması oldukça olumlu bir şeydi bence.
CHP’nin Desteğiyle Anayasa mı Yapmak İstiyor?
Böyle düşünürsek hepimiz çuvallarız. Erdoğan anayasa yapmak, demokratik bir devlet inşa etmek gibi bir hamlesi veya niyeti olamaz. Peki neden ısrarla CHP ile anayasa süreci içinde görüşmek istiyor? Anayasa tartışma süreci başlarsa YSK’yi anayasa mahkemesini zorlamadan anayasal değişikliklerle Erdoğan aday olacak ve 50+1 aşağıya çekilecek. Böyle olmazsa ne olur? Erdoğan “Böyle olmazsa ben Anayasa Mahkemesine bir dava açarım, derim ki sınırlama getirilmesi seçme seçilme hakkına aykırıdır, 50+1 de çok yüksek bir barajdır, demokratik değildir. Bu kararı anayasa mahkemesinden çıkartırım YSK’ya uygulatırım ama bu çok şık olmaz. Ben istiyorum ki anayasayı değiştirelim, sanki işleyen bir demokrasi ve modern bir devlet varmış gibi yapalım. Ben bunu istiyorum” diyor. Yapmak istediği tam da bu.
Bunun yanında Erdoğan tarihinde ilk defa Türkiye çapında yenildi ve partisi geçildi. Bunu hazmetmek çok kolay bir şey değil. Erdoğan üçüncü lider. Önünde O’ndan daha sempatik ve oy toplama ihtimali olan iki belediye başkanı var. Partisi de ikinci parti. Bir an önce bir referandum yapıp toplumsal kutuplaşmayı körükleyip din üstünden milliyetçilik üstünden CHP’yi döverek referandumda onu yenmeyi düşünüyor. Tabanına “Bakın ben ikinci parti değilim. Bana inanın biz erimiyoruz” diyebilmek. Hedefi anayasa minderine CHP’yi çekip orada üstüne çullanmak.
CHP’nin ve Özgür Özel’in küçük başarıları, mesela, esir alınmış milletvekillikleri, bir iki tane sembolik başarı, gezicilerin serbest bırakılması gibi başarıların Özgür Özel’e yazılması karşılığında anayasa topuna girerse, Erdoğan o topu oradan çıkarttıktan sonra Özgür Özel’in çevresindekileri de tutuklar. Erdoğan ile pazarlık yapılmaz Erdoğan’a karşı zafer kazanılır. Erdoğan ile uzlaşı olmaz Erdoğan ile uzlaşı yapabilmeniz için ondan on kat güçlü olmanız onun size yalvarması gerekiyor. Böyle bir durum yok. Erdoğan ile pazarlık, müzakere, uzlaşı olmaz.
Bu Görüşmelere Karşı Mıyım?
Hayır. Bu görüşmeler yapılmalı. Türkiye’de siyasetin dili kesinlikle normalleşmeli, tansiyon aşağı çekilmeli. Bu muhalefetin de lehine. Ülkede tansiyonun düşmesi muhalefetin lehine olabilir. Bu görüşme trafiği Erdoğan’ın hakaret eden, bazen iftiraya varan ithamlarda bulunan, “Kandil’e para gönderiyorsunuz” diyen diline belki bir fren getirebilir. Bakalım Erdoğan’ın böyle bir hamlesi olacak mı?
Erdoğan dün “Aşırı sağcı akımlar kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet tarafından himaye ediliyor” demiş. AKP’lilerin en sevdiğim yanı gizli özne kullanmaları. Gizli özne kullanıyorlar. Batı, dış güçler, kimi Avrupa ülkeleri … İsmini söyleyemiyorlar, ismini söylemeye cesaretleri yok ama sabah akşam batı düşmanlığı yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar? Bunlar gizli özne kahramanı, gizli özne mücahitleri. Bunu söyleyen Erdoğan ve bir ortağı, düne kadar domuz bağıyla adam boğan HÜDA-PAR ve diğer ortağı da MHP. Devlet kamu kadroları bunlarla donatılmış durumda. Erdoğan’ın durduğu yer de yani AKP, Avrupa’daki o sağ marjinal partilerle karşılaştırdığımız zaman onlardan fersah fersah önde değil. Marjinal sağ partilerin ya 10 cm gerisindedirler ya da 20 cm. Anlayacağınız Erdoğan komik bir açıklama yapmış.