AKP Kaybettiği Seçimden Ders Çıkarttı Mı?

Çok önemli geçişler var. Yanıtlanması gereken, CHP aldığı bu beklenmedik oy oranını nasıl açıklaması gerekiyor, bu ödünç oyları kendi hanesine sürekli alabileceği oylar olarak yazdırabilmesi için hangi hamleleri yapması gerekiyor gibi bir sürü soru vardı. Ama iflas etme nedeni hukuku terk etmek olan, iflas etme nedeni despotluk olan AKP, bu seçimden bir ders veya bir sonuç çıkartmış mıdır sorusunu yorumlamama bile izin vermedi.

Ne yaptı? Despotluğuna devam etti. Vanlıların yüzde 55 oyla desteğini alan Abdullah Zeydan’a pusu kurmuşlar. Aynı YSK “Sen seçime girebilirsin, seçme ve seçilme hakkın vardır hukuki hiçbir sorun yoktur” diyor. Adam seçildikten sonra aynı YSK  “Hayır senin seçme ve seçilme hakkın yokmuş, seçime giremezmişsin” diyor. Mazbatayı yüzde 27 oy oranı ile ikinci olan, kendisinden yüzde 28 daha az oy alan AKP’li Abdullah Aras’a vermişler. Yani ikinci olana ..

Ne oldu? Van sokakları karıştı. Karışmaz mı? Karışır. Yüzde 55 oy oranı ile halkın arkasında durduğu, rekor bir oyla seçilen belediye başkanını pusuya düşürmek devlet işi olamaz! Siz devlet yönetiyorsunuz kumarhane yönetmiyorsunuz. Devlet vatandaşına pusu kurmaz, devlet vatandaşına tuzak kurmaz. Bu Kürtlerin iradesinin gaspıdır. Böyle bir şeyi kabul edemezsiniz.

Herkesin ayağa kalkması gerekiyor. İstanbul’daki seçimi de böyle çalarlarsa Kürtler yarın bizim için destek verecektir. Bugün buna karşı çıkmazsak yarın bizim elimizdekileri de çalarlar. Para çalan oy da çalar, makam da çalar her şeyi çalar.

Bu ilginç olayın Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri yok. Devlet resmen AKP’nin rakiplerine pusu kurmuş, tuzak kurmuş. Seçimden önce “Yok kardeşim bu aday olamaz hukuki bazı sorunlar var” desen DEM Partisi’nde adam mı yok? Başka birini koyarlar seçimi alıp yollarına devam ederler.

Çete gibi devlet yönetilmez. Devleti devlet yapan bir numaralı unsur hukuktur. Hukuk, anayasa devletle birey arasındaki bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyi ihlal ettiğiniz zaman devlet olmaktan çıkarsınız, çete olursunuz. Şu anda bu hamle bir devlet hamlesi değil bir çete hamlesidir. Siz çete hamlesi yaparsanız Vanlı gençleri PKK’nın kucağına atarsınız. PKK da “Burada başka bir çete var, hadi bakalım çete çeteye karşı” der. Saçma sapan işler …

AKP seçimden en ufak bir ders çıkartmamış, en ufak bir strateji belirlememiş, balkon konuşmasında Kürt savaşı vaat eden cumhurbaşkanı Van’da ateşi tutuşturmuş. Böyle saçma sapan bir şey olamaz bunu hiç kimse kabul etmemeli. CHP üst perdeden tepki verdi. Bazı parti başkanları destek vermek için Van’a gidiyor. Herkesin ayağa kalkması ve kabul etmemesi gereken bir süreç. Halkın iradesini iki tane saçma sapan bürokrat çalamaz.

AKP’nin Seçim Kaybetmesinin Nedeni Neydi?

Despotluk, hukuk tanımazlık, demokrasiyi askıya almak. Eee sen nasıl seçim kazanacaksın ey AKP? En ufak bir ders çıkartmamışsın. Ekonominin iflas etmesinin nedeni Türkiye’ye yatırım gelmemesinin nedeni yolsuzluklar ve hırsızlıklar kadar hukukun askıya alınması! Bakın; aç cahilleri besleyecek para bulamayınca seçim kaybettiniz.

AKP’nin seçim kaybetme nedenlerinin başat aktörü ideolojik değil. Kitleler ideolojik olarak CHP’ye güvendikleri için oraya sığınmadılar. AKP aç cahilleri satın alabilecek parayı bulamadığı için, ulufe dağıtamadığı için, asgari ücreti ve emekli maaşlarını tekrar tekrar katlayamadığı için seçimi kaybetti. Türkiye petrol kuyuları ve doğalgaz rezervleri bulamadığı sürece bu çarkın dönme ihtimali yok. AKP yönettiği sürece bu çarkın dönme ihtimali olmayacak.

Lümpen AKP’lilerin Fotoğrafları

AKP’nin seçim kaybetme nedenlerinden bir tanesi lümpen, kaba saba, ham, yobaz ama aşırı zengin ve lüks yaşayan, çakarlı arabalarıyla üstün bir sınıf gibi halka muamele eden AKP’lilerin fotoğraflarıdır. Kısa pantolonlarıyla nargile çeken, ihaleden ihaleye koşturan adama mahallesindeki adam “Biz bu malla aynı sınıftaydık bunun ne olduğunu çok iyi biliyorum, bu milyoner oldu biz aç kaldık” diyor. Bu tepki büyüdü. Yani komünist manifestonun patlamaya verdiği nokta gibi. Tıpkı o. Şımarık İslamcı kapitalistlerin sokaklarda sergilediği tavır AKP’yi bu mağlubiyete sergiledi.

Ama şunu söylemem gerekiyor; AKP buna rağmen yüzde 30 küsur oy aldı, hadi MHP’nin oylarıyla aldı onu diyelim ama en az yüzde 30 küsur oy alıyor. Normalde AKP’nin alması gereken oy yüzde 5 -6. Şu ekonomik verilere göre normalde bunu aşmaması gerekiyor. Bu ekonomik verilerin kat be kat daha iyi oranlar olduğu dönemde, özgür medya ve yargının olduğu dönemde, Bülent Ecevit yüzde 21’den yüzde 1’e düşmüştü. AKP’nin aldığı oy oranı alması gereken oy oranının en az 5-6 katı.

Tabii AKP’liler de “Biz hırsızlık yaptık bunlar seçtiler, biz yolsuzluk yaptık bunlar seçtiler, biz çaldık beşli çeteyle ihaleleri götürdük, bütün kamu kaynaklarını, makamları mülakatlarla birlikte kadroları  hepsini çaldık, hukuksuzluk yaptık bunlar bizi yine seçtiler” dedi ve Saray o şımarıklıkla hareket etti.

Bu kadar sert bir tokat yemesinin nedeni seçim öncesi kısmi bir iyileştirme yapmamış olmaları. Erdoğan bu kadar kötü bir sonuç alacağını bilseydi yine oradan buradan borç harç bulur sandık altında, yastık altında sakladıklarını birazcık ulufe olarak dağıtır, bu cahil ve aç kesimi yine satın alırdı. Bu tepkisel bir oy ama AKP “Ben bu kötü gidişatın hukuksuzluktan dolayı olduğunu gördüm, ülkeyi normalleştireceğim, ekonomik çarkları döndürmeye çalışacağım ve ben bundan bir ders aldım” demiyor.

AKP’nin Van’da Attığı İşaret Fişeği

Van’da attığı işaret fişeği bize AKP’nin çok küstah, çok nobran, halka tepeden bakan, Van’da takındığı tavırla yoluna devam edeceğini gösteriyor. Ders çıkartmamış. Erdoğan “Benden başka alternatif yok kardeşim, karşınızda ciddi bir alternatif yok, yerel seçimlerde bana bir ders vermek için stratejik oy kullandınız ama ülkeyi emanet etme konusu gelince ben Kandil fotoğraflarını sallarım, sizi çuvallarım yoluma devam ederim” diyor. Bu rahatlıkla yoluna devam ettiğini gösteriyor.

Benim görebildiğim çok ciddi bir küskün bir seçmen kitlesi var. Bunlar “Ben emekli adamım, 65 -70 yaşındayım, benim ne kadar ömrüm kaldı? Ben uzak geleceğe yönelik stratejik plan yapmam, ben üç kuruş nasıl kopartırım günümü nasıl gün ederim ona bakarım benim aldığım vereceğim nefes sayılı” diyor.

Bu kitle AKP’ye yerel seçimde stratejik ve ödünç oy kullanarak tepki verdi. Ama şunu söyleyeyim; bu kitlenin geri dönme ihtimali çok zor. Çünkü AKP’nin ders çıkartması, ülkeyi normalleştirmesi, yatırımların gelmesi, istihdam sağlanması … O emeklinin evladı da var. O da işsiz.  İş bulamıyor hatta babasının emekli maaşını ondan almaya çalışıyor.

Bir önceki seçimde iktidarın gitmesi veya kalması sorunsalı vardı. Herkes “Bu insanlar 10 ay önce niye bu tepkiyi vermedi” diye soruyor ya …

Öncelikle 10 ay önce “Kılıçdaroğlu’na ülkeyi emanet edemem” dedi. Aday çok kötüydü. İkinci neden, Kandil’den gelen görüntüler, güven meselesi, “Bunlara devlet emanet edilir mi” sorusu vardı. Yerel seçimde öyle değil. Yerel seçim biraz bekara karı boşamak gibi. “Oy veririz bakalım yerelde ne oluyor hem sarayı biraz adam etmiş oluruz” anlamında stratejik oy kullanılmış olabilir.

CHP Nasıl Hareket Etmeli?

CHP bu gerçeğe göre hareket etmeli. Belediyeciliğin çok iyi işletilmesi, belediye başkanlarına belediyeciliğin öğretilmesi gerekiyor ve kesinlikle yolsuzluk yapılmaması gerekiyor. Dün CHP’den çok güzel bir haber okudum. Yılmaz Büyükerşen hoca himayesinde bir belediyecilik akademisi kurulacakmış ve seçilmiş belediye başkanları, genel sekreterler vs orada eğitimden geçirilecekler. Bu harika bir haber. CHP bu ülkede iktidarı devralmak istiyorsa öncelikle yolsuzluk yapmayacak, CHP’li belediye başkanları bu ülkenin en güvenilir evlatları olduğunu göstermek zorunda, ikinci unsur CHP’li belediye başkanlarının saçmalama lüksleri yok ve son olarak CHP belediyeciliği kendi belediye başkanlarına öğretmek zorunda.