Bu Kuşak Başka Kuşak!

Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinde öyle bir kuşak var ki, her şeyleri doğal, samimi ve net! Öyle bir kuşak ki, hem ahlaki değerleriyle hem de insanlık duruşuyla herkese örnek olmayı başarıyor. İşte, bu kuşaktan tanımaktan büyük onur duyduğum iki isimden, Milas Belediye Başkanı Sayın Fevzi Topuz ve onun inkılap tarihi öğretmeni kıymetli eşi Nurhayat Hanım’dan bahsetmek istiyorum.

Milas halkı, bu seçimde gerçekten çok akıllıca bir karar vermiş. Adeta bir oyla iki başkan seçmiş gibi! Fevzi Başkan ve Nurhayat Hanım, sadece siyasi kimlikleriyle değil, aile yaşantıları ve insanlıklarıyla da örnek bir çift. Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşan, sevgi ve saygının ete kemiğe bürünmüş hali olan bu güzel çifti tanıdıktan sonra, itiraf etmeliyim ki, birbirine bu kadar yakışan bir başka çift görmedim.

Fevzi Başkan, nam-ı diğer "Koca Yörük", Milas için sayısız eser ve hizmet üretmiş, buna rağmen son derece mütevazı ve samimi bir büyüğümüz. Ancak, izninizle biraz bencil davranarak esas Nurhayat öğretmene, Nurhayat anneye, Nurhayat ablaya, Nurhayat başkana değinmek istiyorum.

Bir insan nasıl bu kadar pozitif, samimi ve çalışkan olabilir? Bu soruyu kendisini birlikte ziyaret ettiğimiz Hülya Scoibe Hanımefendi’ye sormuştum, başkan hanım “Her zaman böyle” mi diye? Evet diye cevap verdi. Nurhayat Hanım, Milas’ın çevre sorunlarından kadın istihdamına, yoksullukla mücadeleden sosyal projelere kadar sayısız meseleye kendini adamış bir isim. Kendisi hakkında yazmak için bir köşe yazısı yetmez; belki bir ansiklopedi kaleme alınabilir.

Bu çift, idealist, vatansever ve entelektüel bir kuşağın son temsilcileri arasında yer alıyor. İlkeli, dürüst ve samimi duruşlarının Milas halkında karşılık bulması da elbette tesadüf değil. Hani derler ya, “Kaynanam seviyormuş, bana kalmamış” diye. Nurhayat abla da bir vekilharç yapmış, bana kalmamıştı! Ama sözünü aldım, bir dahaki Milas ziyaretimde bu harika çiftin misafiri olup o vekilharcı tatma fırsatını bulacağım.

Hangisini anlatsam bilemiyorum: kendi bahçelerinde elleriyle yetiştirdikleri ürünler mi, Milaslı kadınlara kazandırdıkları el becerileriyle dokunan sepetler, danteller mi? Her halleriyle “on parmağında on marifet” deyimini hak ediyorlar.

Siyasi kimliklerine gelince, Cumhuriyet Halk Partisi için adeta bir talih kuşu gibiler. Bilgi birikimleri, eğitimleri, liderlik vasıflarıyla bir siyasetçide olması gereken tüm özelliklere sahipler. CHP’de yönetici olsam, partideki herkesi bu çifte çırak olarak gönderirdim. Kabul etseler, ben de onların çırağı olmaktan onur duyardım.

Fevzi ve Nurhayat Topuz çifti, örnek başkan, örnek anne-baba, örnek eş, örnek komşu… Türk milletine ailecek örnek olabilecek nadide insanlar. Bu insanları tanımak bir ayrıcalık, kıymetlerini bilmekse boynumuzun borcu.

Şu hayatta hazineme kattığım en değerli mücevherlerden biri olarak onları tanımanın mutluluğunu yaşıyorum.