Boğalar alana girmeden önce “boynuz kontrolü” için veterinerlerin denetiminden geçiyor ve hazırlandıktan sonra süreli/süresiz güreş başlıyor.”
Kafkasör Yaylası - Saklı Cennet Artvin izlenimlerim
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi ülkemizin gerçek bir “saklı cenneti”nin varlığını Artvin gezimizde görerek öğrenmiş bulunuyorum. Ve ben ve benim gibi Doğu karadeniz’e ilk kez gitmiş olan arkadaşlarım adına KARBAFED başkanı ve yönetim kuruluna teşekkür ediyorum.
Bu gezinin izlenimlerini kaleme alırken, gezimizin ikinci, İzmit’ten ayrılışımızın üçüncü gününde Artvin merkezdeyiz.
Her yıl Haziran ayının son haftasında düzenlenen “Kafkasör Festivali”nin ikinci gününde uluslararası festival alanı olan Kafkasör Yaylasına bulutların dağları yukarıdan kuşattığı nefis bir ormanın doğal güzellikleri içinde kısa bir seyahatle ulaşıyoruz. Festival 28 Haziran da başlamış ve 1 Temmuz da ödül töreniyle sona erecek. Bizim 29 Haziran’da masumiyet içinde egzotik yağan yağmur altında festivali yaşama fırsatımız oldu.
Kafkasör Yaylası yöre halkının ve gezginlerin olağan günlerde de piknik yapabildiği ve konaklamak isteyenler için bungalov evler bulunmaktadır. Artvin belediyesinin yaylada sosyal tesisleri de halkın en çok tercih ettiği mekanların başında gelmektedir. Bu sosyal tesisler müthiş doğa içinde yer alan adeta cennetten bir köşe…
Festivalin yapıldığı alana indiğimizde müthiş bir kalabalıkla karşılaştık. İnsanların festivale olan ilgisi Artvin’in turizm geleceği açısından umut veriyor. Belediye festival alanında insani ihtiyaçların karşılanması konusunda iyi çalışılmış.
Kafkasör Yaylasında bizi Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin karşıladı.
Elçin, KARBAFED’den hemşeri turizmini sürdürmesini ve yıllardır birbirlerini göremeyen akrabaların görüşebilmesinin yollarını açalım diyerek kültür yoluna sunacağı katkısının olacağını belirtmiş oldu.
Festivalin yelpazesinin genişliğinin yanında en çok ilgi gösterilen ise “Boğa Güreşleri” oldu. Boğa Güreşlerini yöre halkı, bölgelerinin “şampiyonlar Ligi” olarak ifade ediyor. Hayatımda ilk kez boğa güreşi seyrediyorum. Boğalar alana girmeden önce “boynuz kontrolü” için veterinerlerin denetiminden geçiyor ve hazırlandıktan sonra süreli/süresiz güreş başlıyor. Boğaların güreşmek istemediğine şahitlik edebilmek için seyretmek gerekiyormuş. Ama derecelerde yer alan boğalar alana çıktıkları zaman seyredenlere hayal kırıklığı yaratmadan dişe diş yarışarak rakibini pes ettirinceye kadar sürdürdüklerini gördüm.
Festival dönüşü mutlaka uğranması gereken simge yerlerden, Artvin ilinin “karakterimiz ve özümüz” dediği “atatepe”ye bizde uğradık.
Atatepe, konumu itibariyle Genya Dağı’nın eteğinde üç vadiye hakim bir tepedir. Atatepe’de yer alan “Atatürk Anıtı” Türkiye’nin en büyük Atatürk heykeli olma özelliğini taşıyor. 22 metre yüksekliğindeki heykel 60 ton ağırlığında. Bu görkemli anıt, Atatürk’ün Dumlupınar da kayaların üzerinde durduğu anı canlandırmaktadır. 100 kişinin bir yıllık çalışmasıyla Sıtkı Kahvecioğlu Vakfı tarafından yaptırılan bu heykel için 40 ton çelik, 10 ton bakır ve 10 ton çeşitli materyallerle birlikte toplam bin 480 parça kullanılarak montajı tamamlanmış. 19 Mayıs 2012 yılında açılışı yapılan Atatürk anıtı yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yer olarak Artvin’in turizm ekonomisine katkı sağlıyor.
En kısa sürede yapımı öncesi planlanmış olan teleferik, kongre merkezi, otel ve diğer hizmet alanlarının tamamlanmasını ve yörenin kalkınmasına katkı sunacak turizme uluslararası alanda hizmet vermeye başlamasını samimi duygularımızla bekliyoruz.